Zira bu gibi trafik kazalarında genellikle açılacak tazminat davalarını sonuçsuz bırakmak için mal kaçırma yoluna gidilmektedir. Dosyamızda ihtiyati haciz şartları oluşmuştur. Şöyle ki: İİK'nın 257. maddesi "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir" demektedir. Bilindiği gibi davalılar haksız fiil nedeniyle davacı müvekkile karşı maddi ve manevi tazminat yönünden borçlanmıştır. Davacı müvekkilin, davalılardan maddi ve manevi tazminat yönünden bir alacağı olduğu kesindir. Yine haksız fiillerde temerrüt tarihi haksız fiilin gerçekleşme tarihidir. Başka bir anlatımla talep edilen maddi ve manevi tazminat alacağı vadesi gelmiş bir borçtur. Bu bakımdan İİK 257.maddesi uyarınca davacı müvekkil vadesi gelmiş para borcu (maddi manevi tazminat) nedeniyle davalıların taşınır ve taşınmaz malları üzerinde ihtiyati haciz talep etmektedir....
Mahkemece; yapılan haciz işleminin haksız olduğu, haksız hacizden doğan sorumluluğun kusura dayanmayan objektif bir sorumluluk olduğu benimsenerek manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK 58, (BK’nın 49) maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. ....
Mahkemece, davacının isteminin ihtiyati haciz uygulamaları sonucunda zarar gördüğü iddiasına, diğer bir deyişle ihtiyati haczin haksızlığına dayandığı, dava sebebinin haksız ihtiyati hacizden, haksız haciz nedeniyle tazminata çevrilmiş olmasına davalı yanca muvaffakat edilmediği, bu nedenle uyuşmazlığa, haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat davası olarak bakıldığı, ödeme emrinin davacıya 11/08/2004 tarihinde tebliğ edildiği, ihtiyati haczin 18/04/2004 tarihinde kesinleştiği, zamanaşımı süresinin 18/08/2005 tarihinde sona erdiği gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İhtiyati haciz haksız ve bundan dolayı da bir maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusuru olmasa dahi zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Dolayısıyla haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu olması ve zarar koşullarının birlikte bulunması gerekir. Somut olayda; ihtiyati haciz talebinde bulunan dosya davalısı alacaklı tarafından, dava dışı borçlu ...ve Uygulama Hizmetleri A.Ş ile dava dışı borçlular Akarçeşme ... Ltd. Şti, ... ... Ltd. Şti ve ... aleyhine, ihtiyati haciz talep edilmesi üzerine, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... D.İş sayılı ve 23.02.2018 tarihli kararıyla ihtiyati haciz kararı verildiği, ihtiyati haciz kararının ...ve Uygulama Hizmetleri A.Ş aleyhine verilmesine karşın, ... 6....
Bu sebeple davacı yanın manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür. Davacı; olay günü davalının kendisini kasten bıçakla yaraladığını, bu yaralanma nedeniyle tedavi gideri yaptığını, iş ve gücünden kaldığını, sürekli iş göremezliği oluştuğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir....
Mahkemece, ihtiyati hacze dayanak dava dosyasında davalı lehine verilen hükmün Yargıtay tarafından davacı lehine bozulduğu, yeniden yapılan yargılama sonucunda davacı ... hakkındaki davanın reddedildiği, bu nedenle de tüm haciz işlemlerinin haksız hale geldiği, davalının haksız fiili nedeniyle davacının uğradığı tüm zararları karşılamak zorunda olduğu gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. 2004 sayılı .. 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden .. 49'ncu maddesindeki koşulların oluşması gerekir....
Öncelikle belirtmek gerekir ki; manevi tazminat talebi, zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılamaz. Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davacı vekilinin somut uyuşmazlıktaki bu beyanı dikkate alınarak, alacağa yönelik itirazının olmaması ve ödediğini beyan etmesi karşısında davalı şirketin davacı şirket aleyhine yetkisiz mahkemede ihtiyati haciz kararı alması ve uygulanan ihtiyati haciz kararı uyarınca davacı şirketin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylemi bulunmadığından, manevi tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddi gerektiği, maddi tazminat yönünden ise; yetkisiz mahkemede ihtiyati haciz kararı alınmakla birlikte uygulanan ihtiyati hacizden kaynaklı olarak maddi tazminata hükmedilebilmesi için diğer bir koşul olan haksız ihtiyati haciz nedeniyle borçlunun zarar görmüş olması koşulunun gerçekleşmesi gerektiği, borca itirazı olmayan ve ihtiyati haciz uygulamasından sonra kısa bir süre içinde borcu ödediğini beyan eden davacının haksız ihtiyati hacizden kaynaklı maddi zarara yönelik talepte bulunamayacağı anlaşıldığından, davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine...
Şu durumda, açıklanan nedenle maddi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalının manevi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu olması ve zarar koşullarının oluşması gerekir. Somut olayda; davacı şirket aleyhine alınan ihtiyati haciz kararının, ... 9....
Mahkemece, davacının maddi zararı ile ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan kusur dahi aranmaksızın davalının maddi zarardan sorumlu olacağı; davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek ödenmiş bonolar hakkında ihtiyati haciz kararı alarak fiilen uygulatması şeklindeki eyleminde hukuka aykırılık ve kusur unsurunun da gerçekleştiği; davacı şirketin kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde bulunduğu; davacının müterafik kusurunun bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. ... Kural olarak haksız haciz uygulaması nedeniyle aleyhine haciz uygulanan kişi manevi tazminat isteminde bulunabilir. Dosya kapsamından fiili haciz tarihinde borcun tamamının ödenmediği, davacının bakiye borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, haciz tutanağında tespit edildiği üzere davacının da kabulündedir....