Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle uyuşmazlık konusunun "para" olduğu gözetildiğinde, davacı vekilinin "ihtiyati tedbir" biçimindeki talebinin, "ihtiyati haciz" olarak nitelenmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Bu itibarla uygulamada bu türden açılan davalarda ihtiyati tedbir/ihtiyati tebir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, hukuki nitelendirilmesinin mahkemece ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır....

    Maddesine açıkça aykırı davasının esasa ilişkin beyanlarımız doğrultusunda esastan reddi gerektiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, mahkemenizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, davacı taleplerinin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesi mümkün omadığından hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, aksi halde davacının haksız, hukuki mesnetten yoksun ve kötüniyetli davasının esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline, karar verilmesini arz ve talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür....

      Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; maddi tazminat davası yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, dosyada bulunan yaralanmaya ilişkin raporlar, İstanbul 60'ıncı Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/496 (E) sayılı kararı ve diğer belgelerin, manevi tazminat alacağının varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek; davacının, davalılar ... ve ...'e karşı açtığı manevi tazminat davası yönünden, İİK'nin 257/1'inci maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... vd. vekili Av. ... tarafından, davalı ...Ş aleyhine 29/01/2016 gününde verilen dilekçe ile tasarrufun iptali davasında verilen haksız ihtiyati haciz kararı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen 29/06/2018 günlü karara yönelik davacılar vekilinin istinaf başvurusu Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3....

          Mahkemece, 23/09/2020 tarihli ara kararıyla; "ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin talep dilekçesi ve ekinde sunduğu belgeler incelendiğinde,davacı vekili,cismani zarar nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili amacıyla davalı Gökkar Madencilik şirketine ait mallarının dava değeri kadarının ihtiyaten haczedilmesini talep etmiş ise de;davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında mahkemede kanaat uyandırmaya yeterli olmadığı,davacıya sigorta şirketi tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun belli olmadığı,tarafların kusur durumunun belli olmadığı,,manevi tazminat miktarına yapılacak yargılama sonunda hükmedilecek olması hususları gözönüne alındığında söz konusu ihtiyati haciz talebinin de İİK’nın 257/I hükmündeki hukukî sebep açısından reddedilmesi gerektiği sonucuna varılarak" ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....

          Mahkemece, davacının maddi zararı ile ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan kusur dahi aranmaksızın davalının maddi zarardan sorumlu olacağı; davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek ödenmiş bonolar hakkında ihtiyati haciz kararı alarak fiilen uygulatması şeklindeki eyleminde hukuka aykırılık ve kusur unsurunun da gerçekleştiği; davacı şirketin kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde bulunduğu; davacının müterafik kusurunun bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kural olarak haksız haciz uygulaması nedeniyle aleyhine haciz uygulanan kişi manevi tazminat isteminde bulunabilir. Dosya kapsamından fiili haciz tarihinde borcun tamamının ödenmediği, davacının bakiye borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, haciz tutanağında tespit edildiği üzere davacının da kabulündedir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 05.05.2023 tarihli ara kararda uyuşmazlık konusunun yargılamayı gerektirdiğinden davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; davanın haksız fiile dayalı sürücü ve sigorta aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davası olup davalı sürücünün haksız fiil hükümleri çerçevesinde meydana gelen maddi ve manevi zarardan sorumlu olduğunu, haksız fiil tarihinin 21.02.2022 tarihi olup haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi zararların bu tarih itibari ile oluştuğundan ve davacı müvekkilinin tazminat taleplerinin de bu tarih itibari ile talep edilebilir hale geldiğini, zararın doğduğu dava dilekçesi ekinde sunulan deliller ile sabit olduğunu, dolayısı ile mahkemenin vadesi gelmiş alacağın bulunmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair vermiş olduğu ara kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir....

            İDM YARGILAMASININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince geçici hukuki koruma tedbiri bakımından yapılan yargılamada verilen kararda özetle; ihtiyati haciz için talep edilen alacağın vadesi gelmiş muaccel bir borç olması gerektiği, tazminat ve cismani zarar sebebiyle açılan davaya konu maddi ve manevi tazminatın belirlenmesinin kusura ve dava sonucuna göre muaccel hale gelen alacak olacağı göz önününe alındığında, dosya kapsamına göre vadesi gelmiş bir alacağın bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 50, 53/3, 55 ve 56 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır. Talep ise; maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davalılar adına kayıtlı taşınır-taşınmaz mallar ile banka ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklar üzerine ihtiyati haciz konulması isteminin reddi kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusudur. 2004 sayılı İİK'nın 257/1 maddesinde; "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir" düzenlemesi muaccel, bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiştir....

            Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; maddi tazminat davası yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, dosyada bulunan trafik kazasına ilişkin kolluk tarafından düzenlenen tespit tutanağı ile dosyaya getirtilen diğer belgelerin, manevi tazminat alacağının varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek; davacıların, davalılara karşı açtıkları manevi tazminat davaları yönünden, İİK'nin 257/1'inci maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir....

            UYAP Entegrasyonu