Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER : Keşif, Bilirkişi kurulu raporu, Tapu kayıtları, Emsal mahkeme kararları, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin onama ilamları, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl ve birleşen davalar komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 683.maddesinde yer alan; Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir....

Dava, mülkiyet hakkına dayalı haksız eylemden kaynaklanan muarazaanın giderilmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki, 11.2.1959 tarih 1958/7-1959/10 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; bir kamu kuruluşu tarafından verilmiş olup, yerine getirilmesi gereken bir kararın, plan ve projesine uygun olarak uygulanması yüzünden zarar görenlerce açılmış davaların idari yargı yerinde görüleceği ifade edilmiştir. Bir idari karara dayanmayan, yahut plan ve projesine aykırı işlem nedeniyle bir zararın meydana gelmesi halinde bu işlemin haksız fiil niteliği taşıyacağı ve bundan kaynaklanan davaların Adli Yargı yerinde görüleceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince; davalı idare tarafından yapılan barajdan su sızması sonucu doğan zararın giderilmesi istendiğine göre taraflar arasındaki çekişmenin dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre komşuluk hukukundan ve mülkiyet hakkından kaynaklandığı anlaşılmaktadır....

    Hukuk Dairesi;e. 2015/19195, k.2018/11539 ve 29.11.2018 tarihli kararında "küçüğün haksız eylemi nedeniyle açılan davanın aile mahkemesinde görülebilmesi için davanın 4721 sayılı tmk'nun 369.maddesine dayalı olarak açılması gerektiği - dava dilekçesinde davanın 4721 sayılı tmk'nun 369. maddesine dayalı olarak açıldığının açıkça belirtilmediği/uyuşmazlık aile hukukundan kaynaklanmadığından mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği" yönünde karar verildiğini, somut olayda da küçüğün haksız eylemleri sebebiyle davacı müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Dava, haksız fiil failine karşı açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; davanın aile başkanının sorumluluğundan bahsedilmeksizin haksız fiil failine karşı açıldığı görülmektedir....

    Davanın açıldığı 30.09.2010 tarihinde sulh mahkemeleri HUMK’nun 8.maddesi hükmüne göre, mamelek hukukundan kaynaklanan 7.230,00 TL değeri aşmayan davaları görmekle görevlidir. Yine aynı maddede dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın sulh mahkemelerinin görevli kılındığı istisnai durumlar da sıralanmıştır. Bunlar arasında komşuluk hukukunu düzenleyen Türk Medeni Kanununun 737 vd. maddelerinde yer alan uyuşmazlıklar bulunmamaktadır. Dolayısıyla, komşuluk hukukundan kaynaklanan eldeki davanın görüleceği yer, değere bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak, dava dilekçesinin bazı verilere göre hesaplanan değeri itibariyle görev yönünden reddi kararı yasaya uygun olmayıp, sonuç olarak doğrudur....

      Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı BK'nın 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK'nın 730 ve 737. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Ayrıca uzun zaman sonra doğacak muhtemel zararlar için mülkiyet hakkının kısıtlanması, mülkiyetin genel kurallarının ve bizzat TMK'nın 737. maddesi hükmüne ters düşer. Haksız eylem nedeniyle oluşan zararın tazminine karar verebilmek için, zarar ile hukuka aykırı kusurlu eylem arasında illiyet bağının olması gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.04.2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan muarazanın önlenmesi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; muarazanın önlenmesine dair davanın kabulüne, manevi tazminat isteğinin reddine dair verilen 10.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Aile hukukundan kaynaklanan bir yükümlülük olan sadakat yükümlülüğüne aykırılığı belirleme görevi Aile Mahkemesine aittir. Bu yükümlülüğün ihlali halinde TMK'nın 174. maddesine göre kişilik hakları zarar gören eşin boşanmayla birlikte manevi tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Aldatan eşin eyleminin genel hükümlere göre haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde değerlendirilmesi TMK'nın 185 ve 174. maddelerine aykırı olduğu gibi görevle ilgili 4787 sayılı Kanun'un 4. maddesine de aykırıdır. Görev kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekirken davalı yönünden verilen kararın onanması konusundaki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.24/01/2019...

          DAVANIN KONUSU : Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan Tazminat Yukarıda ilk derece mahkemesi ve dosya numarası yazılı hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi....

            nin diğer davalıya sattığı LPG gazının patlaması nedeniyle davacının zarar gördüğü iddiasına dayalı tazminat isteğine ilişkindir. Bu haliyle uyuşmazlık, mülkiyet hakkının taşkın kullanma nedeniyle komşuluk hukukuna değil, haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, yol ve baraj inşaatı nedeniyle davalılar tarafından patlatılan dinamitlerden davacının evinin zarar gördüğü iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir. Bu haliyle uyuşmazlık, mülkiyet hakkının taşkın kullanımı nedeniyle komşuluk hukukuna değil, haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu