WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

aleyhine 14/08/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/04/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, konut dokunulmazlığının ihlali eylemi ve evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

    Haksız eyleme dayalı tazminat davalarında olay tarihinde bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/1. maddesine göre öngörülen zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren bir yıl ve her halükarda on yıldır. Dosya kapsamına göre; davacı sadece sahte nüfus cüzdanına dayalı olarak çek karnesi düzenlenmesi sebebiyle değil, ayrıca davalı bankanın bu sahte kimliğe dayalı olarak düzenlenen ve sahte olduğu anlaşılan çek yaprakları bedelinin ödenmesi talebine ilişkin 25/07/2012 tarihli yazısı nedeniyle de maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Şu halde, son haksız eylem tarihi olan 25/07/2012 itibarıyla zamanaşımı süresinin dolmadığı açıkça anlaşılmakta olduğundan mahkemece işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

      e karşı manevi tazminat istemli dava açmış; daha sonra davalılardan ...'in dava açılmadan önce vefat ettiği anlaşılınca mirasçılarına karşı aynı taleple ayrıca dava açmıştır. Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, asıl davada, davalılardan ...'e karşı açılan davanın kısmen kabulüne, davalı ...'e karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, birleşen davada ise, davalı ...'in haksız eyleminden mirasçılarının sorumlu olmayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Haksız eylem, 818 Sayılı (6091 Sayılı) Borçlar Kanunu uyarınca borcun kaynaklarından biridir. Haksız fiilden kaynaklanan borç, haksız eylemin vuku tarihinden itibaren doğar. Haksız eylemi gerçekleştiren bu borçtan tüm malvarlığıyla sorumludur. Ölenin malvarlığı tüm hak ve borçlarıyla mirasçılarına geçer. Dolayısıyla, anılan borçtan mirası reddetmeyen mirasçılar da sorumludurlar....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * Borçlar Kanununun 49. maddesine dayalı haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay * 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.07.2007...

          Davacı, davalının evine zorla girerek kendisini darp ettiği ve korku yaşamasına neden olduğu gerekçesiyle, uğradığı manevi zararın davalıdan tazminini talep etmiştir. Davalı, davacının kavga sırasında kazara yere düştüğünü, kendisinin bir kasıt ya da kusuru olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece açılan davanın kısmen kabulü ile kabul edilen tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava, haksız eylem nedenine dayalı tazminat istemine ilişkin olup faiz başlangıç tarihi haksız eylem tarihi olmalıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde tazminat talebinde bulunurken olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik olarak da talepte bulunmuştur....

            Mahkemece, davacının aynı olay nedeniyle mahkemenin 2014/447 ve 2014/449 esas sayılı dosyalarıyla diğer haksız eylem faillerine yönelik açtığı davalarda daha önce 2.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, ikinci kez aynı olay sebebi ile başkasına karşı manevi tazminat talep etmenin hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

              Mahkemece, davanın haksız fiil hukuki sebebine dayalı açılmamış olduğu, ayıp hukuki sebebine dayalı olarak ise araç maliki olmayan davacının dava ehliyeti olmadığı elirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesinde “Hakim, Türk hukukunu resen uygular” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı, trafik kazası geçirdiğini ve kullandığı aracın hava yastıklarının açılmadığını bu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemektedir. Hal böyle olunca hukuki nitelendirme mahkemece yapılarak, araçta kusur olup olmadığı, bu durumun haksız fiil teşkil edip etmediği tespit edilerek işin esasına girilip sonucuna göre hüküm tesisi gerekirkken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir....

                Mahkemece, davacılar ... ve ... bakımından manevi tazminat istemlerinin reddine, davacı ... ’nun maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkili ...’nun reşit olmadan davalı ... ile resmi nikah olmaksızın evlendirilmesi neticesinde kızlığının bozulduğunu ve müvekkilinin bu sebeple iyi bir evlilik yapma şansını kaybettiğini belirterek müvekkili ... için maddi ve manevi tazminat ile müvekkilleri ... ve ...’nun davacı ...’nın anne ve babası olarak manevi olarak yıprandıklarını belirterek manevi tazminat talep etmiştir. Davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur....

                  Açıktır ki, hükmedilecek tazminat, hiçbir şekilde zarar miktarından fazla olamaz. Zarar miktarı tazminatın azami sınırını teşkil eder (Turgut Uyar, Açıklamalı-İçtihatlı Borçlar Kanunu Genel Hükümler, Birinci Cilt, 1990 bası, s.549). Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır. Kısaca, tazminat miktarının belirlenmesinde, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunlu olup; burada ilke, zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında gerçekten ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır. Somut olaya gelince; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, zarar görenin haksız eylem nedeniyle yaptığı gerçek masraflar göz önünde bulundurulmaksızın, davacı kurumun onarım giderleri belgelerinde yer alan miktarlar doğru kabul edilmek suretiyle düzenlenmiş olup; soyut nitelikte, denetime elverişli olmayan ve gerçek zararın varlığını ve miktarını tespit edecek nitelikte bulunmamaktadır....

                    Açıktır ki, hükmedilecek tazminat, hiçbir şekilde zarar miktarından fazla olamaz. Zarar miktarı tazminatın azami sınırını teşkil eder (Turgut Uyar, Açıklamalı-İçtihatlı Borçlar Kanunu Genel Hükümler, Birinci Cilt, 1990 bası, s.549). Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır. Kısaca, tazminat miktarının belirlenmesinde, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunlu olup; burada ilke, zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında gerçekten ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır. Somut olaya gelince, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, zarar görenin haksız eylem nedeniyle yaptığı gerçek masraflar göz önünde bulundurulmaksızın, davacı Kurumun onarım giderleri belgelerinde yer alan miktarlar doğru kabul edilmek suretiyle düzenlenmiş olup; soyut nitelikte, denetime elverişli olmayan ve gerçek zararın varlığını ve miktarını tespit edecek nitelikte bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu