Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili; davalının müvekkiline yönelik tehdit eylemi nedeniyle ceza mahkemesinde yargılanarak ceza aldığını, davalının haksız eylemleri sonucu tedirgin olduğunu, doktor olan müvekkilinin ameliyatlarını ve randevularını iptal etmek zorunda kaldığını, davalının eylemleri sonucu gelir kaybına uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; ceza dosyası içeriği ve tanık beyanlarından davalının, davacıya yönelik tehdit eyleminin sabit olduğu, davacının davalının tehdidi nedeniyle bir kısım ameliyatlara giremediğini bu şekilde maddi kayıbının oluştuğu gerekçesiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise, kısmen kabulüne karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 49. maddesine göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür....

    Dosya kapsamından; davacının dava dilekçesinde saklı tuttuğu fazlaya ilişkin haklarını ıslah dilekçesi vererek artırdığı ancak mahkemenin talebin aşılması suretiyle talep edilenden daha fazlasını hüküm altına aldığı anlaşılmış ve usule aykırı olan kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. b) Uyuşmazlık, haksız eylem sonucu uğranılan zararın tazmini ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğundan, zarar gören ancak haksız eylem nedeniyle uğradığı zararını isteyebilir....

      Mahkemece kısa kararda, 1-Davanın kısmen KABULÜ ile, davacı ... için 59.302,516 TL maddi tazminat, 10.000,00 TL manevi tazminatı, 2- Ercan için 7.984,00 TL maddi tazminat, 12.000,00 TL manevi tazminat, 3- Celal için 6.114,00 TL maddi tazminat, 12.000,00 TL manevi tazminat, 4- Hasan için 2.572,00 TL maddi tazminat, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak, yasal faizi ile beraber davacıya verilmesine, 5- Fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiş, Gerekçeli kararda ise, 1-Davacının defin giderlerine dair isteminin feragat nedeni ile reddine, 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı ... için 12.000.00.-TL, Celal için 12.000.00.-TL, Birgül için 10.000.00.-TL, Hasan için 10.000.00.-TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden başlayacak yasal faizi ile beraber davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 3-Maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı ... için 7.984.00....

        Genel Müdürlüğü'nün doğalgaz boru hattı geçirmesi nedeniyle ortaya çıkan patlama ve yangın sonrasında maddi ve manevi zarara uğradığını, taşınmazdaki ayıbı bu patlama neticesinde öğrendiğini ileri sürerek, taşınmazdaki boru hattının kaldırılması suretiyle elatmanın önlenmesine veya patlama nedeniyle kullanılamaz hale gelen alanın tazmini için 10.000TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayıplı mal satışı nedeniyle 10.000TL maddi ve 10.000TL manevi tazminatın davalı Hazineden tahsiline, gerçekleşen patlama ve yangın nedeniyle tüm zararların tazmini için 10.000TL maddi ve 10.000TL manevi tazminatın, kira kaybı nedeniyle 5.000TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. ... Genel Müdürlüğü; ......

          lira maddi ve 4.000.000. lira manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, idare mahkemesince idarenin haksız olduğunun mahkeme kararıyla saptandığı gerekçesiyle tazminata hükmedilmiş ise de, ortada idarenin ağır hizmet kusuru ile sakatlanmış bir işlem bulunmadığı ve yoruma dayalı bir idari tasarruf olduğundan aksine verilen idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Öte yandan, manevi tazminat, idari bir işlem veya eylem nedeniyle kişilerin duyduğu ağır bir elem ve üzüntünün karşılığı olup, ortada manevi tazminat verilmesine neden olacak bir durum da yoktur. Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 8.4.1997 gününde oybirilği ile karar verildi....

            Davacı, borcu bulunmadığı halde davalı tarafından hakkında icra takibi ve haciz işlemleri yapıldığını ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, takibe konu çeklerdeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının belirlendiği, icra takiplerinin iptaline karar verildiği, davalı tarafından bu çeklere dayalı olarak iki kez ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı, davacı ile aralarındaki borç ilişkisi nedeniyle ve birden çok çeke dayalı olarak icra takibinde bulunmuştur. Dava, haksız haciz iddiasına dayanmakladır. Haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde de mevcut bulunması gerekir. Aksi halde, haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusudur. Buradaki sorumluluk ise, kusura dayanmamaktadır. Eylem ile zararlı sonuç arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerek ve yeterlidir....

              K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere, göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava 21.03.2003 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 33,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararları ile aynı olay nedeniyle sigortalının anne ve babasının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece sigortalı davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacı anne ve baba bakımından ise manevi zararlarını ispatlayamadıklarından, anne ve babanın manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde taraf avukatları tarafından temyiz edilmiştir. Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler....

                a velayeten kendi adına asaleten ... vekilleri ...Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacılar ... vd aleyhine 13/11/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine ve davalı-karşı davacılar ... vd vekilleri Avukat ... tarafından davacı-karşı davalılar ... vd aleyhine 04/12/2008 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 20/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava ve karşı dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                  Tüm bu anlatım karşısında davacı kadının yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatları, yoksulluk nafakası ile ortak çocukları yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarları ile zina sebebine dayalı taleplerinin kabulü gerektiğine ilişkin istinaf başvurularının kabulüne, sair istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)Davacının maddi ve manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı ile zina sebebine dayalı boşanma taleplerinin kabulü gerektiğine ilişkin istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca KABULÜ ile, ANKARA BATI 1....

                  ın geçirdiği iş kazası sonucu % 43,2 oranında işgöremez duruma gelmesi nedeniyle davacı ... için maddi ve manevi, davacı eş Mine Balkan için de manevi tazminat talep etmişler, mahkemece dava kabul edilmiştir. Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla ayni eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Cismani zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu