Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının nakdi tazminat ödemesini gerektiren haksız eylem 08.10.2001 günü gerçekleşmiş, davacı idare ise daha sonra alınan Nakdi Tazminat Komisyonu karar ile 2330 sayılı Yasa gereğince yaralanan dava dışı görevliye nakdi tazminat ödemiştir. Haksız eylem nedeniyle oluşan zarar olay gününde gerçekleşmiş olduğundan, haksız eylem sorumlusunun sorumlu tutulacağı tazminat tutarı da olay günündeki verilere göre belirlenmelidir. 2330 sayılı Yasa'nın 3. maddesinde yaralanan görevliye ödenecek tazminatın karar günündeki en yüksek devlet memuru aylığı esas alınarak hesaplanacağı belirtilmekte ise de, buna göre hesaplanıp ödenen nakdi tazminatın tamamı haksız eylem sorumlusuna rücu edilemez. Davacı idarenin, haksız eylem sorumlusundan kaynaklanmayan nedenlerle daha geç nakdi tazminat ödemesi, bu yüzden artan tazminat tutarından haksız eylem sorumlusunun sorumlu tutulmasını gerektirmez....

    Haksız fiil, hukuk kurallarına aykırı bir şekilde diğer bir kişinin mal varlığı veya şahıs varlığında zarar meydana gelmesine neden olan eylem olup niteliği gereği haksız fiil failine yemin teklif olunamaz. Davacı, murisi olan babasının hastanede yattığı süre içinde; davalıların, babasının evine girerek bir miktar parayı muristen izinsiz ve habersiz olarak aldıklarını ileri sürdüğüne göre, davada haksız eylem iddiasına dayanılmıştır. Şu durumda davacının, bu iddiasını kanıtlamak üzere tanık deliline dayanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Haksız eylem her türlü delille ispatlanabilir. Davacının iddiası haksız eyleme dayalı olduğuna göre, haksız eylem failine yemin teklif edilemez. Bu anlamda mahkemece tanık dinletme talebinin reddine ve yine yemin sonucuna göre davanın reddine ilişkin kararı yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

      Mahkemece, davacının haksız eylem nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararlarının davalı tarafından tazmin edilmesine hükmedilmiştir. Dosya içeriğinden; davacının sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde iken önünde bulunan ve davalının da içinde yer aldığı araca arkadan çarptığı, taraflar arasında yaşanan tartışmada davacının davalıya yumruk attığı, davalının maruz kaldığı bu haksız eylem nedeni ile yüzünün kanaması üzerine haksız tahrik altında davacıyı bıçakla yaraladığı; tarafların aynı zamanda suç teşkil eden haksız eylemleri nedeni ile ceza mahkemesinde yargılama yapıldığı; davalıya eylemi nedeni ile haksız tahrik altında kasten yaralama suçundan ceza verildiği ve verilen hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır. Ceza mahkemsinde; davacının haksız tahrik teşkil eden eylemi nedeni ile olayın meydana geldiğinin tespit edilmesine rağmen mahkemce hüküm kurulurken bu hususun gözetilmediği anlaşılmaktadır....

        Daha özel bir düzenleme içeren aynı Yasa'nın 21. maddesi gereğince de haksız eylemden doğan dava, haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde açılabilir. Böyle bir durumda davayı hangi mahkemede açacağı konusunda seçimlik hakkı bulunan davacı, davasını dilerse davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde, dilerse haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde veya kendi yerleşim yeri mahkemesinde açabilir. Eldeki dava haksız eylem nedenine dayanmaktadır. Haksız eylem .... köyünde vuku bulmuştur. Haksız eylemin gerçekleştirildiği yargı çevresinde bulunan .... Hukuk Mahkemesi'nde dava açan davacının, seçimlik hakkını haksız eylemin geçekleştiği yer mahkemesinde dava açmak suretiyle doğru olarak kullandığı sonucuna varılmalıdır....

          GEREKÇE: Dava, görsel medyada yayımlanan davalılara ait reklamın haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, haksız rekabetin önlenmesi ile haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Haksız rekabet, TTK'nın 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK'nın 54/1. maddesinde haksız rekabetin amacı "bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması" olarak ifade edilmiş, 2. fıkrada ise haksız rekabet tarif edilerek "rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır" şeklinde belirtilmiştir. TTK'nın 55. maddesinde haksız rekabet sayılan bazı haller, sınırlayıcı olmamak üzere sayılmıştır. Bu nedenle sayılan haller dışındaki eylemlerin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının da somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir....

            Olay ve dava tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nin 56. maddesinde haksız rekabete ilişkin genel ilke “Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir.” şeklinde belirtildiğinden, haksız rekabetin varlığı için taraflar arasında rekabet ilişkisinin mevcudiyeti, failin yarar sağlamış olması, failin kusurlu olması ve haksız rekabete uğrayanın zarar görmüş olması gibi hususlar aranmamaktadır. Bununla birlikte failin kusurlu olması ve haksız rekabete uğrayanın zarar görmüş olması sadece haksız rekabet nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında rol oynamaktadır. 6762 sayılı TTK’nin 56. maddesinde haksız rekabetin genel ilkesi belirtildikten sonra, aynı Kanun’un 57. (6102 sayılı TTK’nin 55.) maddesinde uygulamada sık karşılaşılan ve dürüstlük kurallarına aykırı olan bazı davranış ve fiil örnekleri sayılmıştır (Arkan, s. 350.)....

            İNCELEME VE GEREKÇE; Dava, haksız rekabeti oluşturan eylemlerin tespiti, tedbiren ortadan kaldırılması, haksız rekabetin refi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

              Olay ve dava tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nin 56. maddesinde haksız rekabete ilişkin genel ilke “Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir.” şeklinde belirtildiğinden, haksız rekabetin varlığı için taraflar arasında rekabet ilişkisinin mevcudiyeti, failin yarar sağlamış olması, failin kusurlu olması ve haksız rekabete uğrayanın zarar görmüş olması gibi hususlar aranmamaktadır. Bununla birlikte failin kusurlu olması ve haksız rekabete uğrayanın zarar görmüş olması sadece haksız rekabet nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında rol oynamaktadır. 6762 sayılı TTK’nin 56. maddesinde haksız rekabetin genel ilkesi belirtildikten sonra, aynı Kanun’un 57. (6102 sayılı TTK’nin 55.) maddesinde uygulamada sık karşılaşılan ve dürüstlük kurallarına aykırı olan bazı davranış ve fiil örnekleri sayılmıştır (Arkan, s. 350.)....

                Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır ----------Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK m. 55 hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır.Bununla birlikte TTK m. 55’te sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK m. 54/2’de belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır.Davacı vekili tarafından haksız rekabet teşkil ettiği iddia olan ve davalı şirkete izafe edilen eylemlerden “---------servis ekipmanları anonim şirketi ile çalışmıyoruz” üst başlıklı paylaşımı haricindeki hiçbir eyleme itibar edilmemiştir. Zira diğer eylemler davalı şirket tarafından değil, başkaca kişiler tarafından gerçekleştirilmiştir. O nedenle diğer eylemlerin haksız rekabet teşkil edip etmedikleri değerlendirilmemiştir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava ile taşınmaza haksız şekilde yapılan elatmanın önlenmesi ve haksız işgal nedeniyle tazminat talep edilmiş, davacı vekilinin 26.04.2005 tarihli oturumda davasını sadece haksız işgal tazminatına hasretmiş ve mahkemece bu istem gözönünde bulundurularak haksız işgal ödencesine ilişkin hüküm kurulmuştur. İş bu hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş bulunmakla 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 25.01.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu