Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... ve diğeri aleyhine 20/02/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeni ile manevi tazminat, 24/03/2014 tarihli karşı davada ise haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 05/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

    Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık faiz haksız fiil tarihinden itibaren istenebilir. Haksız fiil sorumlusu, 6098 sayılı TBK 53. maddesinde belirtilen zararların tamamı için temerrüde düşeceğinden artık dava açılırken talep edilen miktarın daha sonra HMK uyarınca artırılması halinde artıralan kısım içinde haksız fiil tarihinden itibaren faizle sorumludur. 2918 sayılı KTK'nın 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir....

      Ne var ki, yerel mahkeme kararında olayın haksız fiil niteliğinde olduğu belirtilerek faizin başlangıç tarihi olarak haksız fiil tarihi esas alınmıştır. Oysa somut olayda haksız fiil değil, sözleşmeye aykırılık hali mevcuttur. Bu durumda temerrüt tarihinin BK.nun 101.maddesi çerçevesinde belirlenmesi gerekir. Hal böyle olunca davalıya temerrüt ihtarı çekildiği iddia ve ispat edilmediğine göre asıl alacağa ilişkin önceki davanın açıldığı tarihin temerrüt tarihi olarak kabulü gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hükmü kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır....

          Borçlar Kanunu'nun 41.maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60.maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK'nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık subjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, her halde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanaşımı süresi ile olağanüstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir(EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 794)....

            Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araç yakıt giderleri genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dâhil edilemez. TTK'nun 1472. Maddesine göre, davacı sigorta şirketi, sorumlulara, halefiyet ilkesi gereği, sigortalısının başvurabileceği, talep edebileceği miktarda başvurabilecektir....

              Öncelikle eldeki davada sorumluluğun kaynağını oluşturan haksız fiil ile ilgili yasal düzenlemelerin ve ilkelerin irdelenmesinde yarar vardır. Haksız fiilden doğan borçlar; 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41–60., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49–76. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) “Mesuliyet şeraiti” başlıklı 41. maddesinde; “Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur. Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur.” hükmü yer almaktadır. Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksız fiil sonucu zarara uğrayan kimse, uğradığı zararın tazminini bu haksız fiilden sorumlu olan kimseden veya kimselerden talep edebilir....

                e verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 08/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacı ...'e verilmesine, 15.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 08/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacı ...'e verilmesine, 45.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 08/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak ...'e velayeten davacılar ... ve ...'e verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/11/2013 tarih ve 2012/293-2013/354 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şahısların daha önce müvekkili şirket çalışanları olduğunu, daha sonra davacı şirketten ayrılıp davalı şirkette çalışmaya başladıklarını ancak davalı şirkete bilgi, sır, tecrübe, müşteri, pazar ve benzeri tüm değerleri de aktararak haksız rekabet oluşturacak şekilde davrandıklarını, davalı şirketin de bu duruma katkı sağladığı gerekçesiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50.000,00 TL haksız fiil tazminatının fiil tarihinden itibaren ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir....

                    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine karşı davacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, karşı davalı ... aleyhine 20/10/2008-28/01/2009 gününde verilen dilekçeler ile haksız fiil nedeniyle tazminatın dava ve karşı dava ile istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; verilen kararın dairece bozulması üzerine bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 19/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Tarafların diğer temyiz itarazlarına gelince; dava haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın dava ve karşı dava ile...

                      UYAP Entegrasyonu