Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/03/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği, dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır....
Ayrıca haksız fiil sorumluluğunu, geniş ve belirsiz bir kavram olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye iştirak çerçevesinde değerlendirmek, bu sorumluluğu belirsiz hale getirecektir. Açıklanan nedenlerle, B.. 49 (TBK.58) maddesine göre, davalının eylemi, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/12/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
Y.. aleyhine 29/06/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi ve davalı-karşı davacı E.. Y.. vekili Avukat Aygül tarafından, davacı-karşı davalı T.....
Bu haliyle davacı vekilince, davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talep edilmediğinden, manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiştir. b-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren kişinin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık faiz haksız fiil tarihinden itibaren istenebilir....
Ağır Ceza Mahkemesi ise, davanın CMK.nin 141. maddesine dayanmayıp Borçlar Kanunun uyarınca haksız fiil esaslarına göre açılan tazminat davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141 ve devamı maddelerinde; "Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat" başlığı altında: Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında uğranılan her türlü maddi ve manevi zararın Devlet'ten istenileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, dava haksız şikayet ve ihbar nedeniyle şikayetçiler aleyhine açılmış olup, davanın Devlet aleyhine açılmamış olması ve Borçlar Kanunu uyarınca haksız fiil esaslarına göre açılan tazminat davası niteliğinde olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın ...Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Ancak kişiye yönelik hakaret gibi haksız fiil teşkil eden bir eylem bulunması halinde manevi tazminat istenmesi mümkündür. Davacı TBK'nın 58. maddesi kapsamında manevi tazminata hükmedilmesini gerektiren davalının haksız fiil niteliğinde eylemi bulunduğunu da kanıtlayamamıştır. Sözleşmeye aykırılık halinde 6098 sayılı Kanun'un 114/II. maddesi uyarınca, haksız fiil sorumluluğuna ait hükümler kıyas yoluyla uygulanıp manevi tazminat istenebilirse de, TBK'nın 58. maddesi hükmünce, sözleşmeye aykırılığın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması zorunlu olup, somut olayda bu unsurun gerçekleşmediği anlaşıldığından, koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddi gerekir. Mahkemece de manevi tazminata dayanak teşkil eden kusurlu eylemin ne olduğu gösterilmemiştir. Bu nedenle manevi tazminat isteminin tümüyle reddi gerekirken bu talebin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış, hükmün bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir....
Yine TBK 58. maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalıların davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının davalı eşinin TMK.nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Yasanın 185. ve 174. maddeleri, TBK 49. ve 58. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur....
Yine BK. 49 (TBK.58) maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunmalıdır. Somut olaya gelince, davalının davacıya yönelik ve aldatma mahiyetinde bulunduğu iddia edilen davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen Kanun maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK'nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Kanun'un 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur....
Yine BK. 49 (TBK.58) maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunmalıdır. Somut olaya gelince, davalının davacıya yönelik ve aldatma mahiyetinde bulunduğu iddia edilen davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen Kanun maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin T..nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Kanun'un 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. T..'...
Sadakat yükümlülüğünün ihlali halinde TMK'nın 174. maddesine göre kişilik hakları zarar gören eşin boşanma ile birlikte manevi tazminat isteme hakkı da bulunmaktadır. Aldatan eşin başka bir kadınla cinsel veya duygusal yakınlaşması şeklinde gerçekleşen eylemin genel hükümlere göre haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde değerlendirilmesi TMK'nın 185. ve 174. maddelerine aykırıdır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, aynı zamanda dava şartıdır. Davalı M.. Ş.. yönünden davanın tefrik edilerek görevsizlik kararı ile dosyanın Aile Mahkemesine gönderilmesi gerekirken bu davalı hakkında esas hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de; diğer davalı G.. İ..'ın eylemi haksız fiil ve bu fiile iştirak olarak nitelendirilmediğine göre, asıl fail M.. Ş..'in eyleminin haksız fiil olarak değerlendirilmesi çoğunluk açısından çelişkili olmuştur. Sonuç olarak, davalı G.. İ.. hakkında verilen bozma kararı yerinde olsa da, diğer davalı M.....