Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a velayeten kendi adlarına asaleten ... ve ... vekilleri Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/06/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur. Dosyanın incelenmesinde; temyiz incelemesi için gerekli görülen... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/37 esas ve 2015/93 karar sayılı dava dosyasının eklenmediği anlaşılmaktadır....

    ın manevi tazminat talebi yönünden; davalılar ... ve ...'ye karşı açılan davanın kısmen kabulü ile; 3.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 25/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den alınarak davacı ...'a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ...'ın manevi tazminat talebi yönünden davalılar ... ve ...'ye karşı açılan davanın kısmen kabulü ile; 1.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 25/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den alınarak davacı ...'a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 Sayılı HMK'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK'un 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL'ye çıkarılmıştır.Davalılar ... ve ...'...

      icra inkar tazminatından dolayı da ayrıca manevi tazminat talebi yerinde görülmediği gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir....

      ın evlilik dışı birlikteliğinden kaynaklanan kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; yanlar tarafından temyiz edilen hüküm, Dairemiz çoğunluğunun, davalı ...'ın bu eyleminin, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir fiil olarak kabul edilemeyeceği benimsenerek, hükmedilen manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Yerel mahkemenin kararında da vurgulandığı gibi; eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girmelerinin yanında, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumlulukları bulunmaktadır. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı ...'...

        Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. -/- -2- 2014/15144-2015/14884 Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK'nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Yasanın 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK'daki düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır....

          Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/04/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır....

            Ağır Ceza Mahkemesi ise, davanın CMK.nin 141. maddesine dayanmayıp Borçlar Kanunun uyarınca haksız fiil esaslarına göre açılan tazminat davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141 ve devamı maddelerinde; "Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat" başlığı altında: Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında uğranılan her türlü maddi ve manevi zararın Devlet'ten istenileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, dava haksız şikayet ve ihbar nedeniyle şikayetçiler aleyhine açılmış olup, davanın Devlet aleyhine açılmamış olması ve Borçlar Kanunu uyarınca haksız fiil esaslarına göre açılan tazminat davası niteliğinde olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın ...Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

              Bu haliyle davacı vekilince, davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talep edilmediğinden, manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiştir. b-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren kişinin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık faiz haksız fiil tarihinden itibaren istenebilir....

                Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/03/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği, dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır....

                  Ancak kişiye yönelik hakaret gibi haksız fiil teşkil eden bir eylem bulunması halinde manevi tazminat istenmesi mümkündür. Davacı TBK'nın 58. maddesi kapsamında manevi tazminata hükmedilmesini gerektiren davalının haksız fiil niteliğinde eylemi bulunduğunu da kanıtlayamamıştır. Sözleşmeye aykırılık halinde 6098 sayılı Kanun'un 114/II. maddesi uyarınca, haksız fiil sorumluluğuna ait hükümler kıyas yoluyla uygulanıp manevi tazminat istenebilirse de, TBK'nın 58. maddesi hükmünce, sözleşmeye aykırılığın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması zorunlu olup, somut olayda bu unsurun gerçekleşmediği anlaşıldığından, koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddi gerekir. Mahkemece de manevi tazminata dayanak teşkil eden kusurlu eylemin ne olduğu gösterilmemiştir. Bu nedenle manevi tazminat isteminin tümüyle reddi gerekirken bu talebin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış, hükmün bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu