Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın davacının diğer davalı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine karşı sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davranışı da açıkça haksız eylem niteliğindedir....

    Davacının dava dilekçesinden; Fatsa ilçesi, Dolunay Mahallesi, 239 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan Elitevler Sitesi Elvan Apartmanı daire 2 zemin kat, bağımsız bölümün sahibi olduğu, aile konutu olarak kullanıldığı, şehir kanalizasyon hattının evi basması sonucu konutun kullanılmaz hale geldiği, olay sebebiyle aile bireylerinin sağlık sorunları ve yaşadıkları korku ile ciddi anlamda sarsıldığını, aile düzeninin bozulduğunu, belirterek manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı cevap dilekçesinde, eylem haksız eylem olarak kabul edilse dahi vücut bütünlüğüne, şeref ve haysiyete zarar verilmediğini belirterek manevi tazminat talebinin reddini savunmuştur....

    Dava haksız fiil nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat davasına ilişkindir. Of Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/108 E. sayılı dava dosyası incelendiğinde, davalılardan Alaattin Çakmak'ın davacıya karşı kasten yaralama suçundan, davalılardan Orhan Çakmak'ın davacıya karşı kasten yaralama suçundan, davalı Nebahat Çakmak'ın davacıya karşı kasten yaralama suçundan ceza aldığı ve bu cezaların kesinleştiği anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 49. maddesi göre; "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür." Yine aynı Kanunun 58. maddesine göre; "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir."Bir kimse başkasının haksız bir fiili ile işgücü kaybı veya araç hasarı gibi maddi bir zarara uğrayabileceği gibi bu fiilin kendisinde yarattığı üzüntü nedeniyle manevi bir zarara da uğramış olabilir....

    Zira, iddia edilen eylem, en az iki kişinin birlikte hareketi ile meydana gelebilir. Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 01/02/2011 gününde verilen dilekçe ile eşya ve ziynet alacağı, manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; eşya ve ziynet alacağı isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 02/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, resmi nikah olmaksızın yapılan evlilik sonrası gerçekleşen ayrılığa ve haksız fiile dayalı manevi tazminat, altın ve eşyaların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece eşya ve ziynet alacağı isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/02/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem sebebiyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylem sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

          Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir. Yukarıda açıklanan haksız eylemler nedeniyle oluşan zarar maddi zarar olup davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesine göre mal varlığına yönelik zararlar kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/08/2006 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 21/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminatın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, vergi borçlarını ödemiş olmasına rağmen, davalı idare görevlilerinin haciz işlemi yapmak için evine geldiklerini belirterek uğradığı manevi zararın tazminini talep etmiştir. Davalı, haksız olarak açılan davanın reddini savunmuştur....

              Mahkemece, dosya kapsamına göre, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerden dolayı manevi tazminat talep ettiği, dava dilekçesi kapsamına göre davacının isteminin dayanağı olayların 2003-2004 yıllarında meydana geldiği, davacının meydana gelen olaylardan aynı tarihlerde haberdar olduğu, fiili ve faili öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, bu nedenle manevi tazminat talebinin zamanaşımına uğradığı, kaldı ki davalının kesinleşmiş mahkeme ilamlarını icraya koyduğu, bu durum davacıyı üzmüş olsa da haksız fiil teşkil etmeyeceğinden manevi tazminat hakkı vermeyeceği, bu nedenle manevi tazminatın şartları davacı yararına oluşmadığı, somut olayda davacının, davalının sebepsiz yere zenginleştiğini iddia ederek kazanç kaybından dolayı davalıdan 100.000,00 TL maddi tazminat talep ettiği, dava dilekçesi kapsamına göre davacının talebinin dayanağı olayların 2003-2004 yıllarında meydana geldiği ve davacının meydana gelen olaylardan aynı tarihlerde haberdar olduğu...

                Böyle bir durumda manevi tazminat talebinin hukuksal dayanağı artık Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi olmaktan çıkmıştır. Davalı-karşı davacı kadın, eşinin sadakatsiz olduğu iddiasına dayanarak manevi tazminat talep ettiğine göre, erkeğin hukuka aykırı bu eylemi sebebiyle Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesine göre sorumluluğuna gidilemiyorsa, evlilik birliğindeki, eşin vücut bütünlüğünü veya sadakat (TMK.md. 185/3) yükümlülüğünü ağır biçimde ihlal eden bir eylemin sübut bulması halinde, genel hükümlere göre sorumluluğa gidilebilir. Borçlar Kanunu Türk Medeni Kanununun 5. kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır. (E.BK.md.544; 1098 Sayılı TBK.m.646) O halde, davacının manevi tazminat isteği "aile hukuku" hükümlerine göre incelenemiyorsa, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin genel hükümler çerçevesinde incelenebilecektir....

                  UYAP Entegrasyonu