Somut olayla ilgili olarak, trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem sebebine dayalı tazminat istemli eda davası açılacak yerde, tesbit davası açılmasında davacının bu aşamada hukuki yararı yoktur.Bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirmiştir. ../... -2- 2007/4733 2008/1045 SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle,davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 6.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mağdurun manevi tazminat talep edebileceği birden fazla kimse bulunması halinde, bunlardan birinden manevi tazminat adı altında tazminat almış olması, başka bir anlatımla hükmedilen manevi tazminatı tahsil etmiş olması, manevi tazminatın bölünmezliği ve tekliği ilkesi gözetilerek, diğerlerinin sorumluluğunu ortadan kaldırır. Borcun ödenmesine dair bir mahkeme kararı olsa dahi, borç ödenmedikçe (ifa gerçekleşmedikçe), alacaklı diğer borçlulara da müracaat edebilir. Bu taktirde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ödetmeye karar verilmesi gerekir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı haksız eylem faili, ortaya çıkan zarardan sorumludur. Dava dışı haksız eylem sorumluları aleyhine tazminata hükmedilmiş olması, davalıyı sorumluluktan kurtarmaz....
Yerel mahkeme, davalı ile davacının eşinin dava konusu eylem nedeniyle müteselsilen sorumlu olduklarını, davacının eşi ile görülen boşanma davasında sadakatsiz eşin manevi tazminatla sorumlu tutulduğunu, davalıdan aynı konuya dayalı olarak yeniden tazminat istenemeyeceğini belirterek davayı reddetmiştir. Dosyadaki belgelerden davacı ile dava dışı eşi arasında boşanma davasının görüldüğü ve davacının eşinin bu dosya davalısı ile uygunsuz hareketleri nedeniyle davacı yararına manevi tazminata hükmolunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, davaya konu eylem nedeniyle davalı ve davacının eşi müteselsilen sorumlu iseler ve eş aleyhine manevi tazminata hükmolunmuş ise de; bu tazminatın davacıya ödenip ödenmediği belli değildir....
Davaya konu haksız eylem, davalıların alt yapı ve kaldırım çalışmaları sırasında davacının evinin zarar görmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Kural olarak, mala verilen zararlar nedeniyle manevi tazminat istenilemez. Gerek BK.’nun 49. maddesi ve gerekse MK.’nun 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda manevi tazminat istenilebileceği ön görülmüştür. Bu düzenlemeler, mal varlığına ilişkin zararları içermez. Şüphesiz, mal varlığına yönelik eylemler de, kişiyi az veya çok üzüntüye düşürebilir. Ancak, böyle bir nedenden kaynaklanan ihlaller, manevi tazminat yolu ile giderim kapsamında düşünülemez. Mahkemece, manevi tazminat isteminin reddi yerine; kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
Haksız ihtiyati tedbir nedeniyle manevi tazminat istenebilmesi için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesindeki şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu bakımdan hem ihtiyati tedbirin objektif haksızlığının hem de tedbir koyduran tarafın kusurunun ispat edilmesi gerekir. Oysa davaya konu ihtiyati tedbir davalıların murisi ...’den noterde yapılan sözleşme ile satın alınan taşınmaz hakkında "ehliyetsizlik ve gabin" hukuki sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında tesis edilmiş, keza Yargıtay 1. Hukuk Dairesi de; "ehliyetsizlik" hukuki sebebi yanında "gabin" hukuki sebebine de dayanılan davada, gabin nedeniyle herhangi bir araştırma yapılmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermiş, ne var ki bozma sonrası yapılan yargılamada davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilerek bu karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiştir....
Davacı, davalının kendisine hakaret etmesi nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü, davalının eyleminin kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğunu ayrıca bu olay nedeniyle avukat tutmak ve Adliyeye gidip gelmek zorunda kaldığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, tazminat taleplerinin mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının hukuka aykırı eyleminin kesinleşen Ceza Mahkemesi kararı ile sabit olduğu belirtilerek davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Maddi zarar kavramı, haksız eylem nedeniyle kişinin malvarlığında doğrudan meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Davaya konu olayda, davalının haksız eylemi nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğü açık olsa da; söz konusu haksız eylem nedeniyle davacının malvarlığında doğrudan bir eksilmenin meydana geldiği söylenemez....
Eylem nedeniyle manevi olarak zarara uğranıldığı iddia edildiğine ve davalı eyleminin davacının kişilik hakkına saldırı niteliğinde bulunduğu kabul gördüğüne göre manevi tazminatın koşulları oluşmuş olup davacı yararına somut olayın özelliğine göre manevi tazminat takdir edilmek gerekirken davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır. Bir kimseye ırz ve namusuna yönelik olarak küfür edilmesi nedeniyle kişide manevi bir zarar oluşmaması, köy çeşmesinde başkalarının duyacağı biçimde gerçekleşen eylem nedeniyle küçük düşmemesi başkalarına olayı açıklamak zorunda bırakılmak ve şüpheli bakışların odağı haline gelmek nedeniyle acı ve elem duymaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durumda kendi içinde tutarsız gerekçeye dayalı kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mağdurun manevi tazminat talep edebileceği birden fazla kimse bulunması halinde, bunlardan birinden manevi tazminat adı altında tazminat almış olması, başka bir anlatımla hükmedilen manevi tazminatı tahsil etmiş olması, manevi tazminatın bölünmezliği ve tekliği ilkesi gözetilerek, diğerlerinin sorumluluğunu ortadan kaldırır. Borcun ödenmesine dair bir mahkeme kararı olsa dahi, borç ödenmedikçe (ifa gerçekleşmedikçe), alacaklı diğer borçlulara da müracaat edebilir. Bu taktirde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ödetmeye karar verilmesi gerekir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı haksız eylem faili, ortaya çıkan zarardan sorumludur. Dava dışı haksız eylem sorumluları aleyhine tazminata hükmedilmiş olması, davalıyı sorumluluktan kurtarmaz....
Mağdurun manevi tazminat talep edebileceği birden fazla kimse bulunması halinde, bunlardan birinden manevi tazminat adı altında tazminat almış olması, başka bir anlatımla hükmedilen manevi tazminatı tahsil etmiş olması, manevi tazminatın bölünmezliği ve tekliği ilkesi gözetilerek, diğerlerinin sorumluluğunu ortadan kaldırır. Borcun ödenmesine dair bir mahkeme kararı olsa dahi, borç ödenmedikçe (ifa gerçekleşmedikçe), alacaklı diğer borçlulara da müracaat edebilir. Bu taktirde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ödetmeye karar verilmesi gerekir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı haksız eylem faili, ortaya çıkan zarardan sorumludur. Dava dışı haksız eylem sorumluları aleyhine tazminata hükmedilmiş olması, davalıyı sorumluluktan kurtarmaz....
RESMİ NİKAH YAPILMAMASI NEDENİYLE GEÇİMSİZLİK SONUCU AYRILMA HAKSIZ EYLEM SEBEBİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNATGÖREVHUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 114HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 115 "İçtihat Metni"Davacı N.. A.. vekili Avukat A.. K.. tarafından, davalılar H.. A.. ve diğeri aleyhine 19/03/2013 gününde verilen dilekçe ile eşya alacağı ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; eşya alacağı ve davalı H.. A.. yönünden manevi tazminat talebinin kabulüne, davalı H.. A.. yönünden manevi tazminat talebinin reddine dair verilen 05/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....