WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hakkın kötüye kullanılmış olduğunu kabul etmek için hakkın amacına aykırı olarak kullanılması ve hakkı kullananın bu kullanmada çıkarının olmaması gerekir. “Hak” tanımının “hukukun tanıdığı ve koruduğu menfaat” olduğunu hatırlayarak, bir hakkın kullanılması sırasında kullananın bu “hak”kı, amacına aykırı olarak ve korunacak bir “menfaat” olmaksızın kullanması durumunda biçimsel mantığa göre, bu durumda hukukun himayesini esirgemek gerektiği sonucuna varılır (Akyol, s. 21). Şu hâlde bir hak, o hakkın tanınmasındaki amaca aykırı olarak kullanılırsa ve bu kullanmada kullanan bakımından menfaat yoksa veya çok küçük bir menfaat varsa, bu takdirde o hakkın kullanılmasından değil, hakkın kötüye kullanılmasından bahsedilir....

    Taraflar arasındaki vekalet görevinin kötüye kullanılmasından dolayı tapu iptali tescil, olmadığı takdirde alacak ve doğrudan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, vekalet yetkisinin kötüye kullanmasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, hükümde Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 25.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.2.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalılar aleyhindeki tapu iptali ve tescil davası ile davalı ... aleyhindeki tazminat davasının reddine, davalı ... aleyhindeki tazminat davasının kabulüne dair verilen 6.3.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne tebliğ gideri olmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Medeni Kanun’un 724. maddesi (Önceki Medeni Kanunun 650. Maddesi) uyarınca açılan temliken tescil olmadığı takdirde malzeme bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir....

          Taşınmazın devrinin üzerinden geçen zaman içerisinde vekalet görevinin kötüye kullanılmasına ilişkin davacı tarafça dava açılmamış olması ve davacının kabulünde olan devirden haberdar olması, 18 yıl sonra işbu davayı açması açıkça hakkın kötüye kullanılması teşkil etmekte olup Türk Medeni Kanunu'nun 2. Maddesinde yer alan dürüstlük kuralına da aykırıdır. Herkes hak ve borçlarını kullanırken ilgili madde uyarınca dürüstlük kuralına aykırı davranmamakla yükümlüdür. Aksi taktirde hukuk düzeni hakkın kötüye kullanılmasını korumaz. Netice itibariyle davacı tarafın talebinin ve açılan davanın hakkın kötüye kullanılmasına yönelik olduğu ve 4721 sayılı MK'nın 2. Maddesine aykırı düştüğü ve ayrıca hukuk düzenince korunamayacağı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 13/05/2013 gününde verilen dilekçe ile genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/01/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, 6098 sayılı TBK’nın 19. (mülga 818 sayılı BK’nın 18.) maddesi uyarınca muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2023 NUMARASI : 2023/30 ESAS DAVA KONUSU : Vekaletin Kötüye Kullanılması Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptali ve Tescil, Olmazsa Bedel KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı Hasan vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait dava konusu taşınmazın davalı Hasan'a verilen vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle elden çıkartıldığını ileri sürerek Vekaletin Kötüye Kullanılması Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptali ve Tescil, Olmazsa Bedel ve tedbire yönelik karar verilmesini talep etmiştir....

            Hakkın kötüye kullanılmasından söz edebilmek için şekil noksanı ile sakatlanmış bir muamalenin muteberliğine taraflardan birinin itirazda bulunması yeterli değildir; ayrıca özel durumlar sebebi ile onun itirazının dürüstlük kaidelerine açıkça aykırı görünmesi gerekir (Medeni Hukukun Genel Teorisi ve Şahıslar Hukuku ile ilgili İsviçre Federal Mahkeme Kararları 1961- 1965, Aytekin Ataay). Hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığı da her somut olayın özelliğine göre ayrı ayrı değerlendirilmedir. Somut olayda davalı kefil, işbu davada genel kredi sözleşmesindeki kefaletin geçersiz olduğunu savunmuştur. Davacı banka vekili ise, davalının kefaletin geçersiz olduğu yönündeki iddiasını ileri sürmesinin TMK'nun 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olduğunu öne sürmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere şekil noksanlığını sonradan ileri sürmek davalı yönünden hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilemez....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dosyasında dava konusu taşınmazın ilk tesis ve tedavülleriyle tapu kaydı, taşınmaza dair satış akit tablosu, taşınmazın aktif ve pasif tapu kayıtları ve aidiyet tespitini istedikleri yapıya ait imar işlem dosyasının getirtilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu vekaletin kapsamının kötüye kullanılarak muvazaalı satışlar yapıldığını, yine binanın müvekkili tarafından yapıldığının ispatlandığını buna rağmen mahkemece bu yönden de davalarının hukuki yarar olmadığından reddedilmesinin hak arama özgürlüğünü engellediğini bu gerekçelerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde muhdesatın tespiti ve muhdesatın tapunun beyanlar hanesine tescil isteğine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan .... mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 3079 parsel sayılı taşınmazı oğlu davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın zaman aşımı süresinde açılmadığın, yıllar sonra açılan davanın hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde bulunduğu, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, murisin başka taşınmazları da olup mal kaçırmanın söz konusu olmadığını, % 70 oranında özürlü olup, miras bırakanın bu durumunu da gözeterek devri yaptığını, murisi ölünceye kadar kendisinin baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu