dan 09.10.1988 tarihinde aldığı, 13.11.2002 günlü dava dilekçesinde dava değerinin 350.000.000.- TL. olarak gösterildiği, daha sonra mahkemece değer tespiti yapılmadığı görülmektedir. O halde, davacının kadastro tespitinden sonra ... hakka dayanarak dava açtığı, davanın zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi niteliğinde olduğu, dava tarihi itibariyle değerinin 350.000.000.- TL. olduğu anlaşıldığından, H.Y.U.Y.'nın 8/I ve 8/II-3. maddeleri gereğince davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Finike Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 27/03/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dairemiz iş bölümünde ise 'Aşağıda yazılı davalar gibi şahsi haklara dayalı ve taşınmaz mallarla ilgili davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar: a) Satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve el atmanın önlenmesi davaları, b) Yükleniciden haricen satın alınan bağımsız bölüme ilişkin olup, 30.09.1988 tarihli 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına dayalı tapu iptali ve tescil davaları, c) Tahsis kararlarına dayalı el atmanın önlenmesi ve tapu iptali ve tescil davaları, d) İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları (05.02.1947 tarihli 20/65 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı' denilmek üzere istemde tapu iptal ve tescil bulunan uyuşmazlıklar konu edinilmiştir. Etraflıca açıklandığı üzere eldeki davada tapu iptal istemi bulunmayıp tapusuz taşınmazda zilyetliğin tespiti istenmektedir. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır....
TMK'nin 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, somut olayda davacı, herhangi bir şahsi ya da ayni hakka dayanmadan salt zilyetlik iddiasına dayalı olarak, zilyetliğine yapılan müdahalenin önlenmesini talep ve dava etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 4....
Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....
Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 295 ada 101 parsel sayılı 1.313,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak .... adlarına; 295 ada 66, 67, 286 ada 31 ve 35 parsel sayılı 155.28, 193.24, 275,88 ve 462,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., 295 ada 101 parsel sayılı taşınmazın 1/3’er hissesine yönelik olarak satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak; davacı ... , aynı taşınmazda miras yoluyla gelen hakka dayanarak; davacı ... ise, davaya ve temyize konu tüm taşınmazlar yönünden miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmışlardır....
Davacı ... , miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak taşınmazların adına tescilini olmadığı taktirde zilyetliğin tespiti istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17.04.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden de yararlanma olanağına sahiptir. Talepte bulunan hakkının hangi şekilde daha iyi korunacağını düşünüyorsa o hükümlere dayalı olarak ayrı ayrı koruma talep edebilir. Davacının dava dilekçesi ve sonraki açıklamalarından mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesi talebinde bulunduğu açıktır. Davacı dilerse TMK'nın 981. maddesine dayalı salt zilyetliğin korunmasına dayalı müdahalenin önlenmesi davası açma hakkına sahiptir. Hâkim Türk Hukuku'nu resen uygular (HMK 33)....
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin tespiti ile korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması davası değil üstün hakka dayanan zilyetlik tespitine itiraz davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, kullanım kadastrosu nedeniyle Hazine adına tespit ve tescili yapılan dava konusu taşınmazların beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak açılmıştır. Uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, davacının taşınmazın beyanlar hanesine zilyet olarak tescilini talep ettiği anlaşılmıştır....
Toplanan deliller ve dosya kapsamından: davanın ilk kira sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı zilyetliğin korunması ve tazminat isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Esasen Saruhanlı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/304 Esas 2009/36 Karar sayılı kesinleşen görevsizlik kararında da uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı zilyetliğin korunması ve tazminat isteğine ilişkin olduğu açıklanmıştır. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanakları ve münderacatına ve Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK.nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, Davalılar vekilinin avukatlık ücretine ilişkin itirazlarına gelince; dava dilekçesinde dava değeri 8.600 TL olarak gösterilmiş, keşif sırasında dava değerinin 87.499 TL olduğu belirlenmiş, davacı vekili tarafından harcı yatırılmak suretiyle dava ıslah edilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesi, davanın zilyetliğin korunması davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, davanın zilyetliğin korunması davası olmayıp, 2/B arazisi üzerindeki taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....