Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, dava konusu taşınmazın maliki olduğunu, davalının bu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini, bu nedenle maliki olduğu taşınmazdaki davalının tahliyesini talep ettiği anlaşıldığına göre, davacının mülkiyet hakkında dayalı olarak tahliye talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp, hakka dayalı bir davadır. O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davası olmadığına göre uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/12/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması KARAR Davada; davacı, kendisinin kullandığı dava konusu 130 ada 5 parsel üzerindeki binanın üzerine davalı tarafından konulan bir kısım malzeme nedeniyle müdahalenin men'i ve kal davası açtıktan sonra 27.09.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle davasını zilyetliğin korunması şeklinde ıslah ettiğine ve şahsi hakka dayalı olarak davasını sürdürdüğüne göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 nolu kararı ile hazırlanıp 26.01.2003 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin işbölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'ne ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, dava konusu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle taraflara hiçbir zaman mülkiyet hakkı bahşetmeyeceğinden üstünlük zilyetliğin araştırılacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Osmaniye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından, davanın hakka dayalı olduğu ve salt zilyetliğin korunması davalarından olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2009/8- 518 Esas, 2009/573 Karar sayılı İçtihadında “TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nin 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nin 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur....

      Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

      Kargı Asliye Hukuk Mahkemesi'nce; Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabilir ancak, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

      tan kiraladığını, davacı şirket sahibinin sağlık sorunları sebebiyle ticari faaliyete ara vermesini fırsat bilen davalının ise depoyu haksız olarak işgal ettiğini açıklayarak kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve depoda bulunan eşya bedelinin tahsilini istediğine, davada zilyetliğin korunması ile ilgili bir istek bulunmadığına, Mahkeme tarafından da istek bu şekilde nitelendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulduğuna, davacı şirket ile ... arasında kiralama ilişkisi olup olmadığı hususu temyize konu olup bu durumun temyiz incelemesi sırasında değerlendirilmesi gerektiğine göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin işbölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'ne ait olması icap eder....

        Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, Hazine'ye ait taşınmaz mal üzerine, izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan yapı kuran zilyetlerin, arsa maliki Hazine'den başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, salt zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, kişisel hakka dayalı zilyetliğin korunması istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 27.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Öyle ki hukuki sebep yanlış gösterilmiş veya hiç gösterilmemiş olsa dahi hakim tarafından en uygun hukuki sebebin bulunması ve ona göre karar verilmesi gerekir. Eldeki davada çözümlenmesi gereken sorun taraflar arasındaki uyuşmazlığın TMK'nın 683.maddesine dayalı el atmanın önlenmesi davası mı yok sa TMK 975 maddesine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı ve bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683.maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Zilyetliğin korunmasına dair hükümler TMK'nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....

            -TL. değer gösterilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, satın alma iddiasına dayalı olarak elatmanın önlenmesinin istendiği, Asliye Hukuk Mahkemesince davanın zilyetliğin korunması olarak nitelendirilmesi nedeniyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Davanın satınalma ve bir hakka dayalı olarak açılmış olması nedeniyle H.Y.U.Y.'nın 8/II-3. maddesinde belirtilen zilyetliğin korunması olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla dava tarihi ve değerine göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Çaycuma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/04/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu