WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere; kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nın 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

Somut olayda, davacının dava konusu taşınmazı önceki zilyedinden satın aldığını ve önceki maliki maliye hazinesine ecrimisil ödediğini ileri sürerek, hakka dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve tazminat talep ettiği, istinaf incelemesine konu elatmanın önlenmesi davası yönünden ise davanın hakka dayalı elatmanın önlenmesi olduğu ve Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanında bulunduğu gözden kaçırılarak, gayrimenkul kati satış senedi ile yapılan satış işleminin geçersiz olması nedeniyle davanın reddine kararı verilmesi doğru olmamıştır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden ve dava şartlarından olduğundan, yargılamanın her aşamasında resen gözönünde tutulması gerekir....

Dava, hakka dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise, TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

    Tarafların iddia ve savunmalarına göre dava salt zilyetliğin korunması niteliğinde olmayıp taşınmazın üzerinde inşa edilen binanın bağımsız bölümleri üzerinde de ihtilaf vardır. Dava konusu ve muhtesat niteliğindeki bağımsız bölümler Ümraniye Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 28.04.2010 tarih ve 2010/10213- 1306423, Gd - 24100 sayılı karşılık yazılarına göre Hazine adına tapuda kayıtlı 2329 ada 4 sayılı parsel üzerinde yer almakta ve üzerinde 2 B şerhi bulunmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, uyuşmazlığın zeminle bir ilgisi yoktur. Bu nedenle somut olgunun TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu bakımdan işin çözümü, zilyetliğin korunması davası kapsamında değil (TMK. m. 981 vd.) hakka dayalı bir dava olarak değerlendirilip Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması gerekir."...

    TMK'nun 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nun 973. maddesinde zilyetlik “bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir” biçiminde tanımlanmıştır. TMK.nun 982 ve 983.maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki zilyetliğin korunması davasıyla zilyet zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır....

      Maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'ın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nın 981 ve devamı maddelerine dayalı ziyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Ancak zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır ve görevli mahkeme buna göre belirlenir....

      Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

        Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

        Davacı, dava konusu taşınmazın maliki olduğunu, davalının bu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini, bu nedenle maliki olduğu taşınmazdaki davalının tahliyesini talep ettiği anlaşıldığına göre, davacının mülkiyet hakkında dayalı olarak tahliye talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp, hakka dayalı bir davadır. O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davası olmadığına göre uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/12/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, dava konusu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle taraflara hiçbir zaman mülkiyet hakkı bahşetmeyeceğinden üstünlük zilyetliğin araştırılacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Osmaniye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından, davanın hakka dayalı olduğu ve salt zilyetliğin korunması davalarından olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2009/8- 518 Esas, 2009/573 Karar sayılı İçtihadında “TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nin 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nin 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur....

          UYAP Entegrasyonu