"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ecrimisil Uyuşmazlık, mahkemenin nitelendirmesine göre, kişisel hakka dayalı ecrimisil istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 27/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyadan, davaya konu taşınmazda davacının zilyet bulunduğu davalıların ise haksız yere taşınmaza el attıkları ve davalılar tarafından taşınmazda bulunan söğütlerin kesildiği iddiasıyla el atmaları nedeni ile taraflarına tazminat ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Bu durumda mülkiyet iddiasıyla zilyet olan davacının açtığı tazminat istemine ilişkin olan davanın, dava dilekçesinde belirtilen ve harç alınan değerine göre sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın ... ve .... maddeleri gereğince; ......
Mahkemece, tapulu taşınmazın haricen satışı hukuken geçersiz olduğundan tapu iptali ve tescile ilişkin birleşen davanın reddine, asıl davacı ...’nun tapuya dayalı men’i müdahale talebinin davalılar......mirasçıları yönünden kabulüne, yıkım ve ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir. Hüküm, asıl davacı ... vekili tarafından redde ilişkin yıkım ve ecrimisil talebi ile ... yönünden birleşen dava davacıları .........mirasçıları tarafından reddedilen tapu iptali ve tescil ile kabul edilen men’i müdahale yönünden, her iki davanın davalısı ... vekili tarafından vekalet .........
Talepte bulunan hakkının hangi şekilde daha iyi korunacağını düşünüyorsa o hükümlere dayalı olarak ayrı ayrı koruma talep edebilir. Davacının dava dilekçesi ve sonraki açıklamalarından mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesi talebinde bulunduğu açıktır. Davacı dilerse TMK'nın 981. maddesine dayalı salt zilyetliğin korunmasına dayalı müdahalenin önlenmesi davası açma hakkına sahiptir. Hâkim Türk Hukuku'nu resen uygular (HMK 33). Uyuşmazlık konusu taşınmazların dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu, davacı yanın harici satım sözleşmesine dayanarak davayı açtığı, harici satış sözleşmesine dayanmakla üstün hakka dayalı olarak müdahalenin menine dayandığı, salt zilyetlik iddiasına dayanmadığı anlaşılmakla Asliye Hukuk Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğu anlaşılmakla aşağıda belirtildiği şekilde karar vermek gerekmiştir....
Asliye Hukuk ile Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, su depoları üzerine monte edilen anten, alıcı ve vericilerin kaldırılmasına yönelik eletmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın 18.04.2005 tarihinde 10.000.-YTL değer gösterilerek açıldığı, davacının sözleşmeye ve bir hakka dayalı olarak eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar, asliye hukuk mahkemesinde davanın zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu kabul edilip görevsizlik kararı verilmişse de davacının bir hakka dayalı olarak dava açtığı anlaşılmakla, H.Y.U.Y.'nın 8. maddesi gözönünde bulundurulduğunda, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİL, SÖZLEŞMENİN İPTALİ -KARAR- Asıl dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava bu sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava ise sözleşmenin iptali isteğine ilişkindir. Davaların açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 23.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesine göre zilyedin müvekkilleri olduğunu, taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olmayıp Hazinenin malik olduğunu, tasarruf hakkının Hazineye ait olduğunu ve davacının Medeni Yasanın 987. Maddesine göre korunmaya değer ... bir hakkının ve zilyetliğinin olmayıp, bu hakkın ve zilyetliğin müvekkillerine ait olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; Medeni Yasanın 984. Maddesinde anılan 2 ay ve 1 yıllık hak düşürücü sürelerin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Medeni Yasanın 937 ve 987. maddelerine göre açılan zilyetliğin korunması ve haksız el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
Dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının zilyetliğe dayanarak böyle bir taşınmazda tescil davası açması veya Orman İdaresi aleyhine zilyetliğin korunması biçiminde dava açması düşünülemez. Ancak, Orman İdaresi dışında diğer mütecavizlere karşı zilyetlik hukukundan kaynaklanan zilyetliğin korunması veya temelinde zilyetlik olmakla birlikte özel hukuk hükümlerine tabi olarak açılan davalarda bu kuralın uygulanmasına yer bulunmamaktadır. Orman İdaresinin taraf olmadığı, herhangi bir iddiasının da bulunmadığı orman sayılan yerler üzerinde taraflar arasındaki zilyetlikten kaynaklanan ihtilafların incelenmesine engel teşkil edecek herhangi bir hukuki düzenleme bulunmamaktadır. Aksi görüşün kabulü halinde sonraki mütecavizin önceki zilyede karşı himayesi yolu benimsenmiş olur ki, böyle bir uygulama ve kabul tapusuz taşınmazlar bakımından üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuki müessesesiyle sağlanmak istenen huzur ve güven ortamının tahammül edilemez derecede bozulmasına yol açar....
den başka kimseler aleyhine açtıkları dava arkasında barındırdıkları bir hakka dayanmakta oldukları, HUMK'nun 8/II-3.madde ve fıkrasında yazılı zilyetliğin korunması davası olmadığı, temelinde bir hak davası olduğu açıklanmıştır. (Yargıtay HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/ 8-518 Esas, 573 Karar). Ayrıca toplanan deliller ve dosya içeriği, uyuşmazlık konusu binanın davalı ... tarafından ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine inşa edilerek, 02.08.2004 tarihli sözleşme ile davacılara satışla devredildiği, zeminle ilgili istek ileri sürülmediği ve ...'nin davada taraf sıfatı bulunmadığı nedenleriyle davacıların üstün hak sahibi olduğu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği şeklinde kesin bozma sevk edilmiştir....