KARŞI OY YAZISI Üzerinde aile konutu şerhi (TMK m. 194 f. III) bulunmayan ve davalı-malik olan eş adına kayıtlı taşınmazın davalı-malik olan eş tarafından, malik olmayan davacı eşin “açık rızası alınmadan” (TMK m. 194 f. I) ve rızayı sağlayamadığı veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmemesi söz konusu olmadığı için hâkimin müdahalesi de istenilmeden (TMK m. 194 f. II) *üzerindeki hakların sınırlandırılması sebebiyle davacı-malik olmayan eş tarafından dava açıldığı ve yerel mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Değerli çoğunlukla aramızdaki çekişme nedir? TMK m. 194 hükmü ile korunması hedef alınan malik olmayan eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemi “geçerli” sayabilir miyiz? Başka bir anlatımla “yoktan var çıkabilir mi?” Bilindiği üzere benzer çekişme Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne daha önce gelmiştir....
Davalı-karşı davacı, tarafların birlikte (TMK m.186) veya Türk Medeni Kanununun 188. maddesindeki şartların oluşması sebebiyle eşlerden biri tarafından seçilen ya da hakim tarafından belirlenen (TMK m.195) bağımsız bir eve davet edilmemiştir. O halde, davalı-karşı davacı kadın ihtara uymamakta haklıdır. Davacı-karşı davalı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2-Mahkemece, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne, davalı-karşı davacı kadının ise boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin evlilik birliğin gerektirdiği görevlerini ihmal ettiği anlaşılmaktadır. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eve dön ihtarı çekerek, kadından kaynaklanan varsa kusurlu davranışları affeden davacı-karşı davalı erkek tamamen kusurludur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufların Kısıtlanması-Tedbir Nafakası-Hakimin Müdahalesi-Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, tedbir nafakasının miktarı, tedbir nafakasının başlangıç tarihi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan, ortak konutun aile konutu olarak belirlenmesi, aile konutu ve araç üzerindeki tasarrufların kadının rızasıyla yapılması, ortak konut ve ev eşyalarından kadının yararlanması ve tedbir nafakası verilmesi talepli dava ile davalı-karşı davacı erkeğin birleşen TMK 166/1 inci maddesine dayanan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki hakimin müdahalesi istemine ilişkin davada ... 12. Asliye Hukuk ve 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava 56 daireli apartmanda yangın merdiveni, park yeri gibi eksiklikler nedeniyle hakimin müdahalesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından 13824 ada 5 parsel sayılı taşınmazın arsa olarak tapuya kayıtlı olduğu, kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulu olmadığı anlaşılmaktadır. 634 sayılı kat mülkiyeti yasasının 18. maddesi uyarınca hakimin müdahale talebi için kat mülkiyetinin kurulu olması gerekli olup, ancak bu halde, aynı yasanın 33. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesi görevlidir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde apartmandaki tüm eksikliklerin giderilmesini istemişse de, duruşmada sadece 10.000....
maddesine göre hakimin müdahalesi konusunda dava konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına..." karar verilmiştir....
Oturdukları konutu da birlikte seçerler (TMK. md. 186). Eşlerden her biri, meslek ve iş seçiminde, diğerinden izin almak zorunda değildir. Ancak meslek ve iş seçerken, seçilen meslek ve iş yürütülürken evlilik birliğinin huzur ve yararları da dikkate alınmalıdır (TMK. md. 192). Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde hakimin müdahalesinin istenmesi imkan dahilindedir (TMK. md. 195)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Evlilik Birliğine Hakimin Müdahalesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı ... tarafından her iki davada vekâlet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise hakimin müdahalesi davasında yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre yersiz görülen temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın...
(Y2HD, 20.04.2006, 21518-5959) Sonuç olarak; inceleme konusu olan davada davacı “kadın” tarafından “sürekli kalma niyetiyle” oturduğu yer (TMK. m. 19 f. I) (=yerleşim yeri) olan ve bu sebeple davacı kadının yerleşim yeri (TMK. m. 168) olan yerde/doğru yerde boşanma davası açılmıştır. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı düşüncesine” katılmıyorum....
KARŞI OY YAZISI Davacı “kadın” tarafından boşanma davası açıldığı; davalı “kocanın” süresi içinde (HUMK m. 195) yetki itirazında (HUMK m. 187 b. 2) bulunduğu ve yerel mahkeme tarafından davalı “kocanın” yetki itirazının kabul edilerek yetkisizlik kararı (TMK m. 168) verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Boşanma davası, davacı “kadın” tarafından “sürekli kalma niyetiyle” oturduğu/kaldığı “baba evinin” bulunduğu yerde (TMK. m. 19 f. I) açıldığı halde bu yer mahkemesinin kadının “yerleşim yeri” mahkemesi (TMK. m. 168) olması “gerçeğine” rağmen değerli çoğunluğun farklı yönde oluşan düşüncesine katılmıyorum....
Böylece kanunun, emredici nitelikte kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda taraflar serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK m. 19). Aynı zamanda sözleşenler ifanın yabancı para olarak "aynen ödeneceğini" de kararlaştırabilirler (BK m. 83/2). Nitekim somut olayda da USD olarak yoksulluk ve iştirak nafakası ödenmesi taraflarca kabul edilmiş ve bu anlaşma mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, çocuğun ihtiyaçlarına ve de hukuki statüye uygun bulunmuş (MK m. 150/5), verilen karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Kesin hüküm tarafları ve mahkemeyi bağlayıcıdır (HUMK m. 237). Ancak, TMK m. 176/3 hükmü uyarınca; tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....