Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1- Bilirkişi raporuna göre hak sahibi olabilecek durumda bulunan Doğan Yapım vekili tarafından dosyaya sunulan hak sahipliği belgesinde ...Yapım'ın hak sahipliği anlaşılamadığı gibi, bilirkişi raporunda sadece Türkçe adı bildirilen “Şeytan Hücresi”isimli filmin kayıt Tescil Belgesinde adı geçen “Malefioque “olup olmadığı,eğer bu eser ise katılan şirkete mali hakların devredilip devredilmediği belirlenmeden.....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 sayılı Yasaya muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Anayasanın 40/2, CMK’nun 232/6. ve 34/2. ile 1412 sayılı CMUK’nun 310. maddeleri gereğince, kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde, sanığın yokluğunda verilen hükümde, temyiz süresinin 15 gün şeklinde yanıltıcı gösterilmesi nedeniyle öğrenme üzerine gerçekleştirilen temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilmiştir. Şikayetçi ... Yapım ve Paz. Tic. Ltd....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/234 Esas sayılı dosyası ile açılan davada muhtesatların dava dışı ... isimli şahsa ait olduğunun tespit edildiği ve dosyanın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşıldığına göre davacı ...'ın söz konusu muhtesatlara ilişkin hak sahipliği bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğrudur. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 15/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Göre ise ölüm tarihi 01.10.2008 tarihi öncesi olması nedeniyle aylık bağlanma şartlarının 1479 sayılı yasanın 45. md. ve 46 md. göre belirlenmesi gerektiği, 1479 sayılı yasanın 45. md. ve 46 md. göre davacının eşinin ölüm tarihi olan 28.06.2008 tarihinde davacının çalışmasının bulunmadığı, kendi çalışması nedeniyle kurumca gelir bağlanmadığı, 46/2 maddesineki evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir hükmünün 1479 sayılı yasa kapsamında hem eşinden hem babasından gelir bağlanması halinde uygulanacağı, 46/2 md. davacının eşinden olan hak sahipliğinin 506 sayılı yasa kapsamında olması nedeniyle uygulanamayacağı, netice olarak davacının eşinin ölüm tarihi itibari ile babasına olan hak sahipliği kapsamında gelire aynı anda hak kazanacağı, kurumun gelirinin kesilmesi ve borç kaydedilmesi ve yerinde olmayan kurum işlemi nedeniyle davacının 4- a kapsamındaki gelirinden kesinti yapmasının yerinde olmadığı anlaşıldığından...

        Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2017/83 Esas - 2018/265 Karar sayılı kararıyla; "Somut olayda davalı taraf tarafından tescil ettirilen ... ibareli markanın davalı tarafından tescil tarihinden önce 06.03.2016 tarihinde kullanılmaya başlandığı davalı tarafın daha önceki ... ibareli markalarının farklı olduğu bu nedenle ... logosu ile tescil ettirilen markada üstün hak sahibinin davacı olup üstün hak sahipliği nedeniyle markanın hükümsüzlüğüne, kayıtlardan terkinine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür. Karşı dava yönünden dava konusu markanın üstün hak sahipliği nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmiş olup davalı tarafın tecavüzün tespiti men'i yönünden talepleri davacı kullanımının marka taklitçiliğinden daha önceki tarihe dayandığından yerinde olmayan tüm talepler yönünden karşı davanın reddine" karar verilmiştir....

          İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "dava konusu edilen Maltepe 505 parsel sayılı taşınmazın 18.05.1957 tarihli tapulama çalışması ile davalı adına tescil edildiği, taşınmaza 06.07.1987 tarihli şerh ile İlker ... adına gecekondu tahsis şerhinin işlendiği, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2/b uygulamasına konu edilmediği, taşınmaz üzerinde zilyetlik tespiti ve beyanlar hanesine şerh verilebilmesi için Kanun'da açık bir düzenleme bulunmasının gerekli olduğu, bunun dışında zilyetlik tespiti ve zilyetlik şerhi verilmesi mümkün bulunmadığı, davacının dava konusu Hazine adına kayıtlı taşınmazda zilyetlik tespiti ve beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmasında hukuki yararı olmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı vekili tarafından karar istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6....

            in hak sahipliği de ortadan kalkacağından; davacı, boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar aylık almaya hak kazanacak iken, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte davacının hak sahipliği sona erecek ve davacıya bağlanan aylığın da kesilmesi gerekeceğinden bahisle karar bozulmuştur. B. (İlk Derece/Bölge Adliye) Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. VI. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili: TBK madde 82 de yer alan zamanaşımı süresinin geçtiğini, 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinde gelir ve aylık bağlanamayacak hallerin tahdidi olarak sayıldığını ve 56. maddede yer alan ölüme bağlı tasarruf ifadesinin mahkemece görmezden gelindiğini belirterek kararı temyiz etmiştir. C. Gerekçe 1....

              Maddesinin (c) bendinde de, “(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./34.mad) Malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malûllüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir....

                Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 sayılı Kanun ile değişik 2924 sayılı Kanunun .... maddesine ve 3402 sayılı Kanunun Ek ...- maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir. Zilyetlik şerhine ilişkin itiraz iddia ve davaların 3402 sayılı Kanunun .... maddesindeki askı ilan süresinde ve kadastro mahkemesinde açılması gerektiğinden mahkemece .../01/2009 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanunun Ek .... maddesi hükümleri dikkate alınmadan, 4127 sayılı Kanun ile değişik 2924 sayılı Kanunun .... maddesi hükümlerine göre kanuna aykırı gerekçelerle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....

                  Davacının ileri sürdüğü “önceki kullanımlardan kaynaklanan gerçek hak sahipliği iddiası” ancak ... sadece davalının markasına karşı, bu iddia ile ikame edilmiş bir hükümsüzlük/iptal davasında dinlenebilir. Bu sebeple; davacının “...” markası/tanıtma vasıtası üzerinde, gerçek hak sahipliği iddiasının, dava konusu edilen ...sayılı marka başvurusunun tescili açısından bir etkisinin olamayacağı kanaatine varılmıştır. Bundan sonra; .... sayılı kararlarında kazanılmış hak teşkil eden önceki markaların tespiti yönünden bazı kıstaslar getirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu