Davalı vekili, ilk derece mahkemesine verdiği cevap dilekçesinin giriş kısmında, "husumetin taraflarına yöneltilmesini kabul etmediklerini, şikayetin süresinde olmadığını, süre yönünden ret talep ettiklerini, hacizle ilgili müvekkillerinin sorumluluğunun bulunmadığını, hacizden itibaren yasal süre geçtiğinden haczin düştüğünü" belirtmiş, dilekçesinin sonuç kısmında ise, "davayı kabul ettiklerini ve haczin kaldırılmasına da muvafakatlarının olduğunu, ancak davaya sebebiyet vermedikleri için yargılama gideri ve vekalet ücretini kabul etmediklerini" belirterek, yargılama yapılmaksızın haczin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak; 1)Dava konusu taşınmazın 302,29 m2'lik kısmının kamulaştırılmasının talep edildiği ve bu kısmın bedeline hükmedildiği halde, taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi, 2)Davalılardan ... hissesindeki haczin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın 1 numaralı hüküm fıkrasındaki (tespiti ile) ibaresindeki sonraki kısmın hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine (dava konusu taşınmazın 302,29 m2'lik kısmının tapu kaydının davalıların hisseleri oranında iptali ile davacı idare adına tapuya kayıt ve tesciline,) cümlesinin yazılmasına, b)Davalılardan ... hissesindeki haczin hükmedilen bedele yansıtılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalının müvekkilinin maaşına konulan haciz nedeniyle yapılan kesintileri başka bir takip dosyasında dosyadan çektiğini, şikayet üzerine mahkemece emekli maaşına konulan haczin kaldırıldığını, alacağın tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 3195 ada 1 parselde yer alan 883 ve 872 nolu bağımsız bölümleri 190.000.-TL’ye satışı konusunda davalı ile anlaştıklarını, taşınmazların satış işlemlerinin yapıldığı sırada bedelin bankada ödeneceğinin bildirildiğini, ne var ki işlem sonrasında bankaya gittikleri halde bedelinin ödenmediğini, sürekli oyalandığını, davalının danışıklı işlem sonucunda taşınmazlar üzerine hacizler koydurttuğunu, mevcut haczin kaldırılması halinde taşınmazların iade edileceği vadi üzerine haczin kaldırılması için 20.000.-TL para bile verdiğini ancak buna rağmen taşınmazların iade edilmediğini, davalının arkadaşları ile birlikte kendisini dolandırdığını, davalı ikrarlarının gizli olarak CD’ye kaydedildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur....
Taraflar arasındaki istihkak-tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istihkak davasının reddine, tasarrufun iptali davasının kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.Kişi vekili, Ankara 9.İcra Müdürlüğünün 2011/7745 sayılı takip dosyasından 28.9.2011 tarihinde haczedilen menkulün müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin işyerini borçlu şirketten devir aldığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı-karşı davacı alacaklı vekili, davacı şirketin borçlu şirketin şubesi olduğunu, aralarındaki devir işleminin ticaret sicil memurluğunda tescil ettirilmediğini savunarak davanın reddini istemiş, karşı davasında ise dava konusu Jaluzi makinasının satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, borçlu tarafından devredilen taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde paranın isabet ettirildiği dosyadan konulan ihtiyati haczin, müvekkilinin alacaklı olduğu dosyadan sonraki tarihi taşıdığını, müvekkili tarafından açılan tasarrufun iptali davasının da şikayet olunan tarafından açılan aynı içerikli davadan daha önce karara bağlandığını ve bu itibarla ihtiyati haczin kesinleşmesinin de şikayet olunandan önceki bir tarihe rastladığını, ihtiyati hacizlerinin ilk kesinleşen haciz olması nedeniyle paranın müvekkiline ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetçinin ... takibinin, müvekkilinin alacaklı olduğu ... takibinden sonra kesinleştiğini, şikayet olunanın tasarrufun iptali davasını, yasaya aykırı biçimde, ... takibi kesinleşmeden açtığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. ......
İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; şikayetlerinin maaş haczinin takibin hacizden sonra yapılan itirazları üzerine durdurulmuş olması sebebiyle iptali gerektiği değil, henüz takip kesinleşmeden gönderilen maaş haczinin “ihtiyaten” tesis edilmemiş olması sebebi ile iptalinin gerektiği yönünde olduğunu, yerel mahkeme kararındaki tespitlerde haczin takibin kesinleşmeden önce tesis edildiği kabul edilmiş olmasına karşın, taraflarınca haczin takibe itiraz sebebi ile iptali istenmiş gibi hatalı değerlendirilerek hüküm verildiğini, mahkemece iptal edilmedikçe uygulanan haczin bir kesin haciz olduğunu ve kesin haciz olarak uygulanmaya devam edeceğini, bu durumda yerel mahkeme kararının aksine, kesin hacze göre dosyaya gelen paraların alacaklıya ödenmesinin ihtimal dahilinde olacağını ve ihtiyati hacze itiraz üzerine ihtiyati haciz kalksa dahi maaş üzerine konulan haczin baki kalacağını, yargılama boyunca da müvekkilinin sorumlu olmadığı borçtan dolayı maaşından kesintilerin...
Alacaklının, 50.000 TL harici tahsil yaptığını belirterek, haczin kaldırılmasını istediği, icra müdürü tarafından borcun tamamına ilişkin tahsil harcı talep edildiği, alacaklının şikayet yoluna başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvuruluğu anlaşılmıştır. Borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde haczin kaldırılmasının talep edilmesi, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil eder (Yargıtay 12.HD 2020/7534 E, 2021/2515 K; Yargıtay 12.HD 2020/5775 E, 2021/408 K). Somut olayda; borçlunun adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik alacaklı vekilinin talebi, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden, haczin kaldırılması için kanuna uygun olarak harç ödenmesi zorunlu olup, icra müdürlüğünce harç alınmasına yönelik işlemde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....
kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/40 Esas sayılı tasarrufun iptali davasında 13/02/2019 tarihli ara kararı ile aleyhine verilen ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Şikayetçi 3. kişinin istemi, İİK 'nun 266. maddesinde öngörülen nedenleri içermediği için icra mahkemesince incelenemez. Davacılar dava dilekçesinde ihtiyati haczin esasına itiraz etmiştir. Devam eden bir davada ara kararla verilen ihtiyati haciz kararına karşı İcra Mahkemelerinin ihtiyati haczin esasına yönelik bir inceleme yapma yetkisi bulunmayıp bu yetki kararı veren Mahkemeye aittir. Bu nedenle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte İİK 265/2 maddesi gereğince menfaatlerinin zedelendiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; takip dosyasından borçlunun davacı Fiba Tarım Şirketi olduğu, Antalya 11....