İİK'nın 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Şikayete konu taşınmaza ilişkin 103 davetiyesinin 07/08/2020 tarihinde hazırlanıp e-tebligat yoluyla davacı/borçlu vekiline 13/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun bu tarihte hacizden haberdar olduğu, haczedilmezlik şikayetinin yasal 7 günlük süreden sonra ileri sürüldüğü anlaşıldığından Mahkemenin şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı/borçlu vekiline, daha sonra aynı haciz için yeni bir 103 davetiyesi gönderilmesi, şikayet süresi haczin öğrenilmesi ile başlayacağından yeni bir şikayet hakkı vermez. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Mah.... parseller olarak kayıtlı taşınmazların, ailesini barındırdığı evleri olduğunu ve bunlardan başka kalacak yerleri bulunmadığını ileri sürerek bu taşınmazlardaki hacizlerin kaldırılmasını istemiş, mahkemece; 664 Parsel sayılı taşınmaz yönünden talep, meskeniyet şikayeti olarak kabul edilerek istemin reddine, 691 Parsel sayılı taşınmaz yönünden ise talep, İİK'nun 82/1-4. maddesi gereğince borçlunun geçinmesi için zaruri tarım arazisine yönelik haczedilmezlik şikayeti olarak kabul edilip haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki tavsif hakime ait olup, aynı Kanunun 26/1. maddesi gereğince, hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir....
Davacı-3.şahıs tarafından, İİK'nun 362/a maddesi gereği özel eğitim kurumu olduğunu ve eğitim öğretim dönemi içerisinde hacze konu malların haczedilemeyeceğini beyanla şikayet ettiği görülmektedir. İlgili madde uyarınca 3.şahsın haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı, bu hakkın dosya borçlusuna ait olduğu, davacı 3.şahsın haczedilen mallar üzerinde istihkak iddiasında bulunduğu, bu iddianında istihkak davası prosedürü içerisinde çözümlenmesi gerektiği açıktır. Davacının İİK 82/2 maddesine dayalı olarak da haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı açıktır. Bu durumda haczedilmezlik şikayeti yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun ve isabetli bulunmakla; karara istinafın esastan reddine oy birliğiyle karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Silivri 1....
Sokak, No:53 adreste ve tapu Kırveli Mahallesi, 3832 ada, 271 parsel sayılı taşınmazın üzerine haciz konulduğunu, müvekkiline çıkartılan 7 örnek ödeme emri ve kıymet takdir tutanağının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenle de müvekkilinin hacizlerden haberdar olmadığını, müvekkilinin haczi öğrenir öğrenmez yasal süresinde haczedilmezlik davası açtığını, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kendisi ve ailesinin geçimini sağladığı zirai arazi olduğunu, başka da gelirinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nun 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayeti davasıdır. Haczedilmezlik iddiası ile haczin kaldırılması talebi hukuki mahiyeti itibariyle şikayet olmakla 7 günlük süreye tabidir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hacizli taşınmaz ve borçlunun alabileceği haline münasip edinebileceği evin değerinin dava ve keşif tarihleri itibariyle belirlendiği, haciz tarihi itibariyle değer tespiti yapılmadığı anlaşıldığından bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece yapılması gereken, hacizli taşınmaz ile davacı ve ailesinin sosyal ve ekonomik durumuna uygun alabileceği haline münasip meskenin değerinin haciz tarihi itibariyle tespiti için ek rapor aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesidir....
Ancak bu davanın açılma tarihi 12/07/2019 olup taşınmaz kaydına 06/09/2019 tarihinde yeniden haciz konulduğu, istinaf incelemesine konu davanın da 17/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, öncelikle davanın konusu olan haczin tespiti ve kesin hükmün varlığının buna göre tartışılması gerekir. Zira davanın konusunun 06/09/2019 tarihli haciz olduğunun belirlenmesi halinde konusu aynı olan bir davadan ve kesin hükümden bahsedilemeyecektir. Bu durumda mahkemece öncelikle davanın konusunu oluşturan haczin davacı tarafa açıklatılmak suretiyle tespiti, oluşacak duruma göre öncelikle dava süresi ve taşınmaz kaydındaki ipotek yönünden de gerekli araştırmalar ve diğer araştırmalar yapılmak, taraf delilleri değerlendirilmek suretiyle işin esasına girilip girilmeyeceğinin belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunarak haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece taşınmazın icra müdürlüğünce 150.000,00 TL'den aşağı satılmamak üzere satış bedelinden 150.000,00 TL'nin borçluya bırakılarak aşan kısmın alacaklıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mesmeniyete dayalı haczedilmezlik şikayetinin İİK.nın 16 maddesine göre haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde şikayet şeklinde mahkemeye bildirilmesinin gerektiği, şikayetçinin kıymet taktiri için yapılan 06.06.2018 tarihli keşifte hazır bulunduğu, kıymet taktir raporunun şikayetçiye 18.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 13.09.2018 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeni ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;İlk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Hatay İcra Müdürlüğünün 2018/11855 esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip türünün ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi olduğu görülmüştür....
İcra ve İflas Kanunda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. Ancak somut olayın özelliği değerlendirildiğinde; davaya konu taşınmaza daha önce konulan 10/08/2018 tarihli hacze karşı yapılan meskeniyet şikayeti kapsamında gerekli tüm araştırma ve inceleme yapılarak davaya konu taşınmazın davacının haline münasip olduğu kanaatine varılmış ve haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu karar istinaf incelemesinden de geçerek kesinleşmiştir. O halde davacının haline münasip evi olduğu bu takip kapsamında alınmış kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile sabit olan bu eve, kısa bir süre konulan hacze karşı yapılan şikayette de bu durumun varlığını sürdürdüğünü kabul etmek gerekir....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/13674 ve 2015/13675 Esas sayılı dosyasından haczedilen menkullerin ipotek kapsamında olduğunu ve taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece, üçüncü şahıs konumundaki davacı bankanın şikayete konu takip dosyalarındaki borçlular lehine haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağından bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile İ.İ.K.’nun 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun 83/c maddesinde düzenlenen haczedilmezlik şikayeti, takip borçlusuna ve ipotek alacaklısına tanınmış bir haktır. Ayrıca, İİK'nun 83/c maddesinin son fıkrasında Türk Medeni Kanunu'nun 862. maddesi hükmünün saklı olduğu düzenlenmiş olup; buna göre, taşınmaz rehninin kapsamı içinde teferruat (eklenti) üzerinde hak sahibi olan 3. kişilerin bu hakları korunacaktır....