Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; aile konutu şerhi bulunan taşınmazla ilgili meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğu, anılan maddeye dayalı olarak tapuda lehine aile konutu şerhi verilen kişinin haczin kaldırılmasını istemesinin mümkün olmadığı (12.HD.2014/30622 esas 2014/29007), takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmadığı, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Anayasanın 153.maddesinin son fıkrasına göre Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Anayasa Mahkemesinin 2016/10454 başvuru numaralı, 12/12/2019 tarihli (Emine Göksel başvurusu) kararında borçlu dışında ayrıca borçlunun eşinin de meskeniyet şikayeti hakkının olduğu kabul edilmiştir....

İİK.nun 82/12.maddesinde düzenlenen meskeniyet şikayeti, aynı yasanın 16.maddesi gereği yasal 7 günlük sürede yapılmalıdır. Şikayet süresi, İİK. nun 16/l.maddesi uyarınca yedi gün olup; şikayet konusu işlemin öğrenildiği tarihten başlar. Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise öğrenme tarihinden başlayacağı tabidir. ( Yargıtay 34 XX 340/27204, 2012/11676 E.K ) Meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın kaydına 03/11/2017 tarihinde haciz şerhi işlenmiş, borçlu 03/01/2019 tarihli dilekçesi ile bu haczin kaldırılmasını talep etmiş olup, borçlu/davacı da en geç bu tarihte davaya konu taşınmazın haczinden haberdar olmuş demektir. Bu sebeple de 7 günlük şikâyet süresi 03/01/2019 tarihinde başlamıştır. Ancak davacının bu tarihten sonraki 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 30/01/2019 tarihinde haczedilmezlik şikâyetinde bulunduğu anlaşılmıştır....

Borçlunun eşi T1 tarafından haczedilmezlik şikayeti açılmış, mahkemece şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Bu nedenlerle mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekili, her ne kadar AYM'nin bireysel başvuru kararını emsal göstermiş ise de, bu karar bireysel başvuru talebinde bulunan kişi yönünden sonuç doğurmakta olup, 3. kişilere herhangi bir etkisi yoktur, mer'i yasal düzenleme gereğince haczedilmezlik şikayeti borçluya tanınmış bir hak olup, eşin bundan yararlanması mümkün değildir....

O halde, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 19.02.2013 tarihli hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken,...'' şeklindeki gerekçeyle kararın bozulduğu, mahkemece, 07/06/2016 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda da şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir....

    Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından sunulan haczedilmezlik şikayetine konu davanın hukuki yarar şartından yoksun olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ile İİK'nun 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....

    Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....

      Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle,meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....

        Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, borçlu ...’ın haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan sonra 21.12.2019 tarihinde öldüğü dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu mirasçının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı değildir. O halde, mahkemece şikayetçi borçlu ...’ın ölümü nedeniyle meskeniyet iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından istemin vefat eden borçlu yönünden reddi gerekirken, şikayetin esası incelenerek kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

          Buna göre mahkemece borçlunun tüm delillerinin sorularak toplanması ve mahallinde keşif yapılıp fiili durumun tespit edilmesi ile borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında borçlunun İİK'nun 82/1-12. maddesinde düzenlenen meskeniyet ve İİK'nun 82/1-4. maddesi uyarınca kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu tarım arazisi iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetlerinin incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi, tarım arazilerine yönelik haczedilmezlik şikayeti konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde...

            DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4,12. maddelerine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Yapılan yargılama sonucunda verilen kararın redde yönelik kısmına karşı davacı taraf istinaf yoluna başvurduğundan istinaf incelemesi kararın redde yönelik kısmına ilişkin yapılmıştır. İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2016/1967 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takip olduğu, takibin kesinleşmesi ile davacıya ait taşınmazlar üzerine 09/10/2017 tarihinde haciz uygulandığı, 103 davetiyesinin davacıya 30.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin yedi günlük yasal süre içinde yapıldığı anlaşılmıştır. İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayeti, haciz tarihi itibariyle mevcut ve oturmaya uygun bir evin bulunması halinde yapılabilir....

            UYAP Entegrasyonu