Genel haciz yolu ile takibe ilişkin haczedilmezlik şikayeti olup, inceleme görevi Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 07.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ............
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği yönünde şikayette bulunulduğunu, rapordan 05.03.3021 tarihinde haberdar olduklarını, mahkemeden bu hususta talepte bulunulduğunu, tebliğin usulsüz olduğunu, bu durumda öğrenilen tarihe göre davanın süresinde açıldığını, ilk derece mahkemesince usulsüz yapılan tebligatın tarihi esas alınmak suretiyle haczedilmezlik şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ve meskeniyet şikayeti bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kıymet takdir raporunun borçlu vekili Av. Mehmet Ender Çelik'e usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılan meskeniyete dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İcra dosyasında borçlunun vekili Av....
Uyuşmazlık; İİK'nın 82/4 maddesine dayalı olarak yapılan haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir. Takip dosyasının incelenmesinde; 14/06/2019 tarihinde alacaklı TEB A.Ş tarafından davacı borçlu ile dava dışı Mustafa Erkılıç, Metin Kendir ve Pembe Çiftçioğlu aleyhine taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığı, icra emrinin davacı borçluya 18/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, borçlu adına kayıtlı dava dilekçesinde belirtilen traktörler üzerinde alacaklı lehine rehin şerhinin bulunduğu görülmüştür. Somut olayda, borçlu hakkında taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi şikayete konu edilecek bir haciz işlemi de mevcut değildir....
Başvuru bu hali ile İİK’nun 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti ile aynı kanununun 133. maddesine dayalı ihalenin feshi talebidir. Haczedilmezlik şikayeti yönünden; taşınmaz ipoteği, TMK'nun 684. maddesi gereği taşınmazın bütünleyici parçalarını, aynı Kanunun 686. maddesine göre ise eklentilerini de kapsar. Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Zira, eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. Ancak İİK'nun 83/c maddesi gereğince taşınmaz üzerinde ipotek bulunması halinde, teferruatın, taşınmazdan ayrı haczi mümkün değildir. Bu maddenin uygulanabilmesi için, mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yetmez. TMK'nun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur. Teferruat niteliğinde olduğu anlaşılan mahcuzlar rehin kapsamında kaldığından ipotek akit tablosunda yazılı olmasalar dahi İİK'nun 83/c hükmü uyarınca haczedilemezler....
Asıl karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde de, davacı borçlu vekili dava dilekçesinde, 3. kişi adına istihkak iddiası ile birlikte 1 adet çift kişilik tek kanepe ile 6 adet sandalye hakkında İİK'nın 82. maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayetinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince istihkak iddiası değerlendirilerek reddine karar verildiği, ancak haczedilmezlik şikayeti hakkında bir değerlendirme yapılmadığı ve hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. T.C. Anayasasının 141/3. maddesi uyarınca, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmak zorundadır....
Uyarınca haline münasip evin haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile müvekkilinin evi üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haczin öğrenilme tarihi itibariyle davanın süresinde açılmadığını, öte yandan dava konusu evin davacının haline münasip evi sayılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; " Mahkememizce yapılan değerlendirmede ; her ne kadar şikayetçi tarafından Erzincan İli Merkez İlçesi 1717 ada 16 parsel Nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın haline münasip ev olduğu ve bu nedenle İ.İ.K'nun 82/12 maddesi gereğince haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuş ise de ; İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. (Yargıtay 12....
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle,meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....
Mahkemece;" Davacının haczedilmezlik şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Bu durumda mahkemece; haczedilemezlik şikayetinin konusu bulunmadığından istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile haczedilmezlik şikayeti yönünden istemin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu ... tarafından, haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece, dosya borcunun tahsil edildiği, hacizlerin kaldırıldığı gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir. Her dava ve şikayet açıldığı tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanır (28.11.1956 tarih, 15/15 sayılı İ.B.K. ve HGK'nun 17.03.1954 tarih, 3/40-49 sayılı kararları)....