Taşkın haciz şikayeti ile haczedilmezlik şikayeti birlikte açılmış ise de her iki şikayetin dayandığı hukuki ve maddi sebepler farklı olduğu gibi biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte olmadığından mahkemece davaların ayrılmasına karar verilmiş olması HMK'nın 167. maddesine uygundur. HMK'nun 326. maddesi gereğince; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kural olarak, haksız dava açan veya haksız olarak aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren kişi, bütün yargılama giderlerinden sorumlu olacaktır. Haczedilmezlik şikayetinin kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeni ile mahkemece davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması HMK'nın 326. maddesine uygundur....
Kural olarak, dosya borcunun ihtirazi kayıt konulmaksızın ödenmesi halinde haczin kaldırılması gerekeceğinden haczedilmezlik şikayeti konusuz kalır. Ancak ödeme şikayete konu hacizler nedeniyle dosyaya gelen para ile yapılmış ise, borçlunun haczedilmezlik şikayeti incelenip sonuçlandırılmalıdır. Her ne kadar, mahkeme gerekçesinde borçlu tarafından 30.06.2015 tarihinde dosyaya ödeme yapıldığından ve dosya borcu kalmadığından bahsedilmiş ise de, anılan tarihte borçlunun icra dosyasına ihtirazi kayıtsız yaptığı bir ödeme görülmemektedir. Dosya borcu konulan haciz ve gönderilen haciz ihbarnameleri üzerine dosyaya 3. şahıslar tarafından yapılan ödemeler ile kapatılmış olup, anılan ödemeler haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel teşkil etmez. Bu nedenle, şikayetin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın konusu kalmadığından bahisle ret kararı verilmesi doğru değildir....
TALEP Üçüncü kişi; kendisine ait malların haczedileceğine dair talimat yazısı olmadığı halde alacaklı vekili olmaksızın stajyer avukatın beyanına göre elindeki malların haczedildiğini, alacaklı tarafın malların borçluya ait olduğunu ispatla yükümlü olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile taşkın haciz yapıldığını, İİK 99. maddesi uyarınca haciz yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istihkak talebinin kabulü ile menkuller üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına; taşkın haciz ve memur muamelesini şikayet taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; şikayetin reddini istemiştir. III....
Davacının kapak hesabının iptaline ilişkin şikayeti yönünden yapılan incelemede: 6763 sayılı Yasa'nın 3.maddesi ile değişik İİK'nın 363/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararlarına karşı ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının yedi bin Türk Lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. Hüküm tarihi itibariyle aynı Kanun'un Ek 1/1. maddesi uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen parasal kesinlik sınırı 18.710- TL'dir. Şikayete konu kapak hesabında bakiye borç miktarı olan 2.615,56- TL uyuşmazlık miktarı olup, bu miktar 18.710- TL'yi geçmediğinden davacının istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının taşkın haciz şikayeti yönünden yapılan incelemede: Taşkın haciz şikayeti yönünden ise; icra mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nın 363/1. maddesinde açıklanmıştır....
Davacı-borçlu her ne kadar ipotek konusu taşınmazın haline münasip evi olduğundan bahisle haczedilmezlik şikayetinde bulunmuş ise de, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da olmadığı anlaşılmakla davacı-borçlunun haczedilmezlik şikayetinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının kıymet takdirine itirazının kabulü ile, Sakarya ili, Adapazarı İlçesi, İstiklal mahallesi, 973 Ada ,928 Parselde kayıtlı taşınmazın değerinin 150.200,00 TL olarak tespitine, davacının meskeniyet şikayetinin reddine" karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekeçe de bahsedilen ''icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da olmadığı'' yorumunun hatalı olduğunu,12....
haciz söz konusu olduğunu, müvekkilinin borcunun 210 bin TL civarında olduğunu, taşınmaz bedellerinin çok yüksek olduğunu, meskeniyet ve taşkın haciz şikayetlerinin dikkate alınarak davanın kabulünü talep ve dava etmiştir....
O halde davacının taşkın haciz ve satışın durdurulmasına yönelik istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesi kararının kesin olması nedeniyle usulden, fiili haciz ve İİK'nın 82.maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin ise esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/2937 sayılı talimat dosyasında, 23.09.2014 günü taşkın haciz yapıldığını, mahcuzlara kıymetlerinin çok altında değer belirlendiğini, tamir ve bakım için bırakılan başkalarına ait eşyaların da haczedildiğini, İİK'nun 82/2. maddesine aykırı olarak haciz yapıldığını belirterek şikayet başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekili, şikayet başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, kıymet takdirine yönelik şikayet başvurusu yönünden, ayırma kararı verilerek ayrı bir esasa kaydı yapılmış, haczedilmezlik şikayeti, mahcuzların iadesi, tedbir talebi ile ilgili konularda asıl takibin yapıldığı yer İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğu, anılan yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde bulunduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, şikayet eden borçlu vekili ile alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayeti ve taşkın haciz şikayetine ilişkin olup, taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İİK'nın 82 vd. maddeleri, Harçlar Kanunu 3....
O halde, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 19.02.2013 tarihli hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayet konusu yapılmayan 22.10.2007 tarihli haciz esas alınarak istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....