Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayeti ve haczedilmezlik şikayeti yönünden esastan karar verilmiş ise de, şikayete konu taşınmazlar üzerinde ipoteklerin bulunduğu, bu ipoteklerin ne tür kredinin teminatı olarak tesis edildiği, haciz tarihi itibariyle ipotekten kaynaklanan borcun devam edip etmediği, ipoteğin fekki şartlarının oluşup oluşmadığı, bu duruma göre zikredilen ipoteklerin haczedilmezlik şikayetine engel teşkil edip etmediğinin araştırılmadığı, engel teşkil eden var ise bu durumda davacının geçinebilmesi için gerekli arazinin bu duruma göre belirlenmesi gerektiği, ancak ilk derece mahkemesince ipotek ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadan ve taşınmazlar üzerindeki ipoteklerden hangisinin zorunlu ipotek olup olmadığı belirlenmeden esastan inceleme ve değerlendirme yapılarak karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
Haczedilmezlik şikayeti borçlu tarafından ileri sürülmesi gerekir. Borçlunun hacze yönelik herhangi bir şikayeti olması halinde 6552 sayılı Yasa'nın ne şekilde uygulanacağı tartışma konusu olabilir. Borçlunun hacze ilişkin bir şikayeti olmaması nedeni ile İcra Müdürlüğü'nün alacaklı vekilinin talebini 6552 sayılı Yasa ile yapılan değişikliği resen gözeterek yazılı şekilde ret kararı vermesi doğru değildir. O halde alacaklı vekilinin şikayetinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Meskeniyet şikayeti yönünden İstanbul 11....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılması gerektiği müvekkili şirketin hacze karşı pek tabiki istihkak iddiasında bulunmuşsa da öncelikle şikayetin değerlendirilmesi gerektiği haczedilmezlik şikayetinin yalnız borçlu tarafından yapılabileceği gibi bir düzenleme yahut karar kötü niyetli kişilerce borcun muhattabı olmayan iyi niyetli 3. Kişilere karşı hiçbir ilgilisinin bulunmadığı dosyalarda haciz uygulanmasının ticari faaliyetlerini sekteye uğraması hatta ticari hayatlarının sona ermesinin dahi önünü açabileceğini haksız şeklide haciz işlemine maruz kalan haciz caiz olmayan mallarına haciz konulan iyi niyetli 3. Kişilerin bu duruma ivedilikle çözüm üretilmesi için nereye başvuracağını düzenlemediğini, anayasa ile koruma altına alınmış mülkiyet hakkının açıkça ihlalini oluşturduğu davanın istinafen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık; Haczedilmezlik şikayetinden ibarettir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2019/198 ESAS- 2021/2028 KARAR DAVA KONUSU : HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2014/521 Esas sayılı dosyasından başlatılan takip kapsamında davacıya ait İstanbul ili Şile ilçesi Doğancılı Mahallesi 419 parsel sayılı taşınmaza haciz konulduğunu, buna ilişkin 103 davetiyesinin davacıya 31/01/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, hacizden haricen haberdar olunsa bile borçlunun hacizle ilgili şikayetlerinde sürenin tebligat ile başladığını, bu taşınmazın borçlunun aile konutu, mesken olarak kullandığı bir yer olduğunu, bunun yanında geçimini de buradaki bağ, bahçe ve hayvanlardan sağladığını, haciz işleminin İİK'nın 82. maddesine aykırı olduğunu bildirerek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Uşak 2. İcra Müdürlüğünün 2019/4840 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takip olduğu, takip kapsamında davacıya ait taşınmaza 20/11/2019 tarihinde haciz konulduğu, 103 davetiyesinin davacıya 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 15/01/2021 tarihinde taşınmazın kıymet takdir işleminin yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda davacı vekilinin dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu iddia ettiği ancak 27/04/2021 tarihli celsede yine davacı vekilinin davacının, haczi, kıymet takdirine gelindiğinde öğrendiğini beyan ettiği görülmüştür....
Öte yandan, İİK'nin 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin şikayet haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla taşınmaz ipotekli olup haciz yapılmadığından haczedilmezlik şikayetinde bulunma olanağı da yoktur. (Yargıtay 12. HD 20/11/2018 tarih, 2017/9026, 2018/11808) Yukarıda emsal olarak alıntılanan kararda da değinildiği üzere davacının dava konusu taşınmazda malik olmadığı bu nedenle meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı da olmadığı anlaşıldığından açılan davanın aktif husumet yokluğu (dava şartı) nedeniyle reddine " karar verildiği anlaşılmıştır....
Ancak ödeme şikayete konu hacizler nedeniyle dosyaya gelen para ile yapılmış ise borçlunun haczedilmezlik şikayeti incelenip sonuçlandırılmalıdır.Somut olayda, borçlunun rızaen ödeme yaptığı, ödemenin her hangi bir ihtirazi kayıt düşülmeksizin iradi olarak yapıldığı, anlaşıldığından haczedilmezlik şikayeti konusuz kalmıştır. (Benzer karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesini 2016/7154 esas 2017/279 karar) Bu durumda, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumluluk bakımından şikayet tarihi itibarıyla haklılık durumunun tespiti gerekir. Y.12.HD.nin 2019/14206 E. 2020/23 K. sayılı emsal içtihadında özetle;”.... haczedilmezlik için "fiilen mesleği için kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, avukatın mesleğinde kullandığı bir hesabın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. Bu konuda ispat yükü ise borçluya düşmektedir. Bir diğer anlatımla, haczedilen hesabın mesleğinden kaynaklı harcamalar için kullanıldığını borçlu ispatlamalıdır....
koşullar kapsamında haczedilmezlik şikayetinin değerlendirilmesi gerekir....