İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin haczi öğrenme tarihinin hatalı belirlendiğini, dava dilekçesinde belirttikleri üzere, müvekkilinin haczi 28/01/2021 tarihinde öğrendiğini, yerel mahkemenin haczin öğrenilme tarihini 14/01/2021 olarak belirlediğini, müvekkilinin e-devlet üzerinden haczi öğrendiğini hatırlamadığını, kaldı ki, e-devlet üzerinden müvekkilinin şifresi ile herhangi bir kişinin de bu haczi öğrenebileceğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, e-devlet kayıtlarına bakmanın İİK anlamında haczi öğrenmek olarak kabul edilemeyeceğini, avukatların UYAP portalı üzerinden dosyadaki gerekçeli kararı görmesinin öğrenme olarak kabul edilmeyeceğinin Yargıtay kararları ile de sabit olduğunu, bu sebeple müvekkilinin e-devlet üzerinden haczi gördüğü kabul edilse, bunun öğrenme olarak kabul edilmemesi ve dolayısı ile haczedilmezlik itirazı için öngörülen 7 günlük sürenin başlamadığının kabulü gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir...
Traktör de bir ziraat aletidir ve haczi konusunda da belirtilen bu ilke geçerlidir. Bu gün ülkemizde kara sabanla çiftçilik yapan çok az sayıda insan kalmıştır. Kara saban çağdaş bir tarım aleti olmadığı gibi, hayvanlarla nakil yapılması da çağdaş bir yöntem değildir. Bu itibarla teknolojideki gelişmeler nedeniyle verimliliği, kaliteyi ve kârlılığı arttıran, ekonomik hayata artı değerler kazandıran makineler de çiftçilerimiz için bir ihtiyaçtır. İİK'nun 82. maddesinin 3. fıkrası gereğince, ekonomik hayatın sürekliliği, borçların bir an evvel ödenmesi, çiftçinin, kendisinin ve ailesinin sağlık içinde yaşamlarını sürdürebilmesi ve çiftçilik mesleğinin devamı için zorunlu, vazgeçilmez, çağın koşullarına uygun alet, edevat, makine ve benzer vasıtaların makul kıstaslar dahilinde haczedilmezlik kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir....
Eklentinin ise, kural olarak taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Zira, eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. Ancak İİK'nun 83/c maddesi gereğince; taşınmaz üzerinde ipotek bulunması halinde, teferruatın, taşınmazdan ayrı haczi mümkün değildir. Bu maddenin uygulanabilmesi için, mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yetmez. TMK'nun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 686. maddesine göre; teferruat niteliğinde olduğu anlaşılan mahcuzlar rehin kapsamında kaldığından, ipotek akit tablosunda yazılı olmasalar dahi İİK'nun 83/c hükmü uyarınca taşınmazdan ayrı haczedilemezler....
Bu nedenle 506 Sayılı Kanun'un geçici 20. maddesi kapsamında kurulan sandıklarca bağlanan aylıkların 5510 Sayılı Yasa'nın 93/1. maddesi uyarınca haczi mümkün değildir. Ancak 506 Sayılı Kanun'un 128. maddesi gereğince kurulmuş olan sandıklardan alınan maaşların ise İİK.nun 83.maddesi uyarınca 1/4'ten aşağı olmamak üzere kısmen haczi mümkündür. O halde mahkemece, borçlunun maaşını aldığı vakıf sandığının statüsü incelenerek, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....
Başvuru bu hali ile İ.İ.K.’nun 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, anılan maddeye dayalı olarak yapılan şikayet kamu düzenine ilişkin olmakla İİK. nun 16/2.madde uyarınca süreye tabi değildir. T.M.K. nun 684. maddesi taşınmaz ipoteği taşınmazın bütünleyici parçalarını, 686. maddesi ise eklentilerini de kapsadığını hüküm altına almıştır.Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Zira, eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. Ancak İİK.nun 83/c maddesi gereğince taşınmaz üzerinde ipotek bulunması halinde, teferruatın, taşınmazdan ayrı haczi mümkün değildir. Bu maddenin uygulanabilmesi için, mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yetmez. TMK. nun 686.maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur....
Bu nedenle 506 Sayılı Kanunun geçici 20. maddesi kapsamında kurulan sandıklarca bağlanan aylıkların 5510 sayılı Yasanın 93/1. maddesi uyarınca haczi mümkün değildir. Ancak Geçici 20. madde kapsamında kurulmayan sandıklardan alınan maaşların ise haczi mümkündür. Somut olayda, borçlunun.... Memur ve Hizmetlileri.... ve ... aldığı emekli maaşına haciz uygulandığı görülmektedir. O halde, mahkemece, borçlunun maaş aldığı vakıf sandığının statüsü incelenerek, Yargıtay denetimine elverişli bilgi ve belge toplanarak, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda haczedilmezlik şikayeti hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nın 82/1. maddesinin 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda; borçlu vekilince takip dosyasına 04.03.2019 tarihinde vekaletname sunularak dosyanın fotokopisinin talep edildiği, bu durumda borçlunun şikayet konusu haczi en geç 04.03.2019 tarihinde öğrendiği anlaşılmakla, borçlu vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvurunun İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğu görülmüştür. O halde İlk Derece Mahkemesince, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4....
onun bütünleyici parçalarını (TMK m.684) ve eklentilerini de (TMK.m.686) kapsayacağından bu madde uyarınca da bütünleyici parça ve eklentilerinin haczi mümkün olmadığını, taşınmaz ipotekli, mahcuz menkullerde bu taşınmazın eklentisi niteliğinde ise haczedilmezlik şikayeti kabul edilmesi gerektiğini, yerel mahkeme tarafından atanan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda birçok eksiklik bulunduğu ve bu hususta süresinde rapora itiraz edilmesine rağmen, yerel mahkeme tarafından raporun karara esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4 ve 12. bentleri uyarınca meskeniyet ve maişet iddialarına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Sarıgöl İcra Müdürlüğünün 2018/415 E. sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında başlatılan kambiyo takibi olduğu, ödeme emrinin davacıya 04/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacıya ait taşınmazlara 16/09/2019 tarihinde haciz konulduğu, 103 davetiyesinin de 26/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 82. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Buna göre süre, şikayete konu hacze ilişkin olarak borçluya tebligat yapılmışsa, tebliğ tarihinden, aksi halde haczi öğrenme tarihinden başlayacaktır....
Başvuru bu hali ile İ.İ.K.’nun 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir.Taşınmaz ipoteği, TMK. nun 684. maddesi gereği taşınmazın bütünleyici parçalarını, aynı Kanunun 686. maddesine göre ise eklentilerini de kapsar.Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Zira, eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. Ancak İİK.nun 83/c maddesi gereğince taşınmaz üzerinde ipotek bulunması halinde, teferruatın, taşınmazdan ayrı haczi mümkün değildir. Bu maddenin uygulanabilmesi için, mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yetmez....