WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı 3. kişi tarafından haczedilmezlik talebi ile dava açılmış ise de, takip dosyasında borçlunun Halil Filik olduğu, davacının takipte taraf sıfatının bulunmadığı, bu sebeple aktif husumet ehliyeti olmadığı, bu hakka dayanarak haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı, meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazlardan Adana ili İmamoğlu ilçesi Sayca köyü 924 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydına şikayetçi 3.kişi lehine "aile konutu" şerhi verilmesinin takipte taraf sıfatı bulunmayan şikayetçi 3. Kişiye haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı kazandırmayacağı anlaşılmıştır....

-Tarım arazisi haczedilmezlik şikayeti yönünden verilen kararın incelenmesinde;İİK.nun 82/1-4. maddesi uyarınca borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan tarım arazisi haczedilemez. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Buna göre mahkemece borçlunun tüm delillerinin sorularak toplanması ve mahallinde keşif yapılıp fiili durumun tespit edilmesi ile borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir....

    O halde mahkemece haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesi gerekir ki ilk derece mahkemesi kararı aynı doğrultudadır. Ancak davacı - borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda; haczedilmezlik şikayetinin yanında taşkın haciz şikayetinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince Dairemizin 2020/1655- 2021/1132 E.K.sayılı kaldırma kararından önce verilen 2020/92- 280 E.K.sayılı kararında sadece haczedilmezlik şikayetinin incelendiği ve hüküm kurulduğu, taşkın haciz şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm kurulmadığı, Dairemizin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada da bu kez taşkın haciz şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılıp hüküm kurulduğu, ancak haczedilmezlik şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm de kurulmadığı, verilen hükmün HMK 297/2 maddesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır....

    Mahkemece haczedilemezlik şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Borçlunun haczedilmezlik şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İİK.nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun konulan yeni hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, takip dosyasının incelenmesinde borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.08.2012 tarihinde ilk haczin konulduğu, bu tarihten sonra 11.06.2014 tarihinde ikinci bir haciz işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de her haciz yeni bir şikayet hakkı doğurur....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/12/2022 (Ara Karar) NUMARASI : 2022/596 ESAS DAVA KONUSU : MESKENİYET NEDENİ İLE HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ KARAR : DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 11. icra müdürlüğünün 2020/18398 e sayılı dosyasında davalı alacaklı tarafından müvekkil hakkında yapılan takip nedeni ile müvekkile ait taşınmaza haciz konulduğunu, haciz konulan taşınmazın müvekkilin haline münasip tek evi olup, İİK 82/12 maddesi uyarınca haczedilmesinin mümkün olmadığını beyanla; haczin kaldırılmasına, satışın iptaline karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 08/12/2022 tarihli ek kararla; "Dosya kapsamı itibari ile yerinde görülmeyen tedbir talebinin REDDİNE" karar verilmiştir....

        SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 83 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 366 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu M..... D.....'un Almanya İşçi Emeklilik Sigorta Kurumunda emekli maaşı aldığı hususu tartışmasızdır....

            O halde mahkemece, borçlunun maaşını aldığı vakıf sandığının statüsü incelenerek, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı vardır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 03.12.2007 tarihinde konduğu, hacze ilişkin İİK 103. madde davetiyesinin 23.01.2008 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında 10.05.2010 tarihinde konulan haczin de düşmesi üzerine 10.07.2014 tarihinde son haczin taşınmazın tapu kaydına işlendiği görülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu