Uyarınca haline münasip evin haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile müvekkilinin evi üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haczin öğrenilme tarihi itibariyle davanın süresinde açılmadığını, öte yandan dava konusu evin davacının haline münasip evi sayılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; " Mahkememizce yapılan değerlendirmede ; her ne kadar şikayetçi tarafından Erzincan İli Merkez İlçesi 1717 ada 16 parsel Nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın haline münasip ev olduğu ve bu nedenle İ.İ.K'nun 82/12 maddesi gereğince haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuş ise de ; İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. (Yargıtay 12....
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle,meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....
Şikayet tarihinden sonra, daha önce konulan haciz sonucu borcun ödenmesi nedeniyle haczin kaldırılması, haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle, mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu değerlendirilmiştir. Bu durumda mahkemece deliller değerlendirmeden yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı kanaatine varıldığından, HMK'nun 353- (1) a) 6) maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 8....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının dava konusu taşınmaza mesken olarak ihtiyacının buunmadığını, hacizli taşınmazların değerinin oldukça yüksek olduğunu, taşınmazın ipotekli olduğundan haczedilmezlik şikayetinden vazgeçilmiş olduğunu, yine taşınmazın üzerinde tavuk çiftliği bulunması nedeniyle haczedilmezlik iddiasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, haczedilmezlik şikayetinin kısmen kabulü ile, Manisa İli, Sarıgöl İlçesi, Sarıgöl Mahallesi 460 ada 4 parsel ve Sarıgöl İlçesi, Çanakçı Mahallesi 1573 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı yönünden bulunan haczin İİK'nın 82. maddesi gereğince fekkine, Manisa İli, Sarıgöl İlçesi, Sarıgöl Mahallesi 499 ve 613 parseller yönünden şikayetin reddine karar verilmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Alaşehir İcra Müdürlüğü'nün dosyasında dava konusu taşınmazın satışa esas olmak üzere kıymet takdirinin yapılması için Buldan İcra Müdürlüğü'ne talimat yazıldığını, taşınmazın kıymet takdir raporunun müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkilinin süresi içerisinde haczedilmezlik şikayetinde bulunduğunu, bu hususlar göz önüne alındığında İİK'un 106. maddesi gereği 1 yıllık süre içinde satış talep edildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 12. maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayeti davasıdır....
İİK'nın 82/12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin düzenleme haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde ise haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da yoktur. Somut olayda da, davaya konu takip ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip olduğundan davacının bu takip dosyasına ilişkin olarak haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla, davacının talebinin bu gerekçe ile esastan reddi kararında isabetsizlik yoktur....
A.Ş ve T1 aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığı, takip neticesinde borçlulardan T1 tarafından alacaklı lehine ipotek edilmiş olan taşınmazların satış işlemlerine başlandığı, davacı tarafından meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulduğu, mahkemece ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığından haczedilmezlik şikayetinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın ret edildiği anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Borçlunun başvurusu, İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun bu maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu taşınmazına 23/01/2020 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. Borçlu vekilinin 29/01/2020 tarihinde vekaletnamesini icra dosyasına sunarak dosyadan talepte bulunduğu, dilekçede icra müdürünün imzası ve tarihin bulunduğu, haczedilmezlik şikayetinin 23/06/2020 tarihinde yapıldığı, bu durumda 29/01/2020 tarihi itibariyle borçlu vekilinin haczi öğrendiği kabul edilmesi gerektiğinden, haczedilmezlik şikayetine öğrenme tarihinden itibaren yasal yedi günlük süreden sonra başvurulduğu açıktır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İİK'nın 82/1-12. maddeleri, 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.İİK'nın 82/1-12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. Somut olayda, ... 17....
Burada belirtmek gerekir ki İİK.nun 82/1- 2 ve 4. maddelerinin amacına uygun biçimde haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmek için borçlunun bir meslek ifa eden gerçek şahıs olması gerekir. Bu nedenle gerçek kişi olmayan davacı borçlu bu maddelere dayanarak haczedilmezlik şikayetinde bulunamaz. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....