Haciz davetiyesinin PTT barkod sorgulamasına göre davacıya 02/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava tarihinin 08/04/2019 olduğu, dava dilekçesinde davacının taşınmazına konulan hacizle ilgili olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayeti İİK 82/12. Maddesi gereğince meskeniyet şikayeti olarak değerlendirildiğinden mahkemece meskeniyet şikayeti yönünden herhangi bir hüküm kurulmadığı için istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının meskeniyet şikayeti yönünden deliller toplanılarak hüküm kurulması için dosyanın HMK 353/1- a.6 maddesi gereğince mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, İstanbul 27....
Maddesine dayalı haczedilemezlik şikayetidir. İİK'nun bu maddesinde yer alan haczedilemezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. Maddesi kapsamında yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar.( Bu şikayet kamu düzeni ile ilgili bulunmadığından aynı kanunun 16/I maddesi gereğince; bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir.Y. 12 HD. 20.12.2011 T. 11228/29827; 08.12.2011 T. 9188/27216; 31.10.2011 T.4453/20812 vb.)...
Davacı vekili 07.01.2020 tarihli davanın aydınlatılması kapsamında vermiş olduğu dilekçede ise, haczedilen traktörün tarımsal araç olması nedeniyle şikayetlerinin haczedilemezlik şikayeti ve terditli taşkın haciz şikayeti olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece haczedilemezlik şikayetinin yedi günlük şikayet süresi geçtikten sonra yapıldığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamı, dava dilekçesi ve davacı vekilinin 07.01.2020 tarihli dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde davanın taşkın haciz nedeniyle haczin kaldırılması istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece taşkın haciz şikayeti ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığı ve karar verilmediği anlaşıldığından, taşkın haciz şikayetinin esasının incelenmesi gerekmekte olup, aksi yönde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
O halde borçlunun maaş aldığı vakıf sandığının statüsü incelenerek, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda haczedilmezlik şikayeti hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 19/10/2021 tarih, 2017/12- 353 Esas, 2021/1254 Karar sayılı ilamında " Kural olarak İİK 'nun 16 maddesinin 1. Fıkrasına göre şikayet süresi işlemin öğrenilmesi ile başlar. İİK'nun 82 maddesinin 1. Fıkrasının 1. Bendinde düzenlenen devletin malları ile özel kanunlarında malları devlet malı sayılan kurumların ve diğer kamu tüzel kişilerinın mallarının haczedilemeyeceği kuralı kamu düzenine ilişkin olduğundan bu malların haczedilemeyeceği süresiz şikayet yolu ile ileri sürülebilir. Bunun dışında haczedilemezlik şikayetinin süresinin başlangıcının tespit edilebilmesi için her somut olayda işlemin öğrenildiği tarihin saptanması gerekir." şeklindedir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şikayetçi borçlu belediye tarafından haczedilemezlik şikayeti dayanağı kamu hizmetine tahsisli mala ilişkindir....
Yerleşmiş yargıtay uygulamalarında her ne kadar "...İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir..." (Yargıtay 12. HD.; 19/04/2018 tarih 2016/29600 E. 2018/3351 K. vb.) denilerek üçüncü kişi konumunda bulunan eşin meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceği hüküm altına alınıyor ise de, Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih ve 2016/10454 sayılı kararında "...başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğu sebebiyle reddedilmiştir. Başvurucunun aile konutuna ilişkin Anayasa'daki güvencelerin gözetilmediği iddialarını öne sürme imkanı ortadan kaldırılmıştır....
Borçlunun İİK'nun 82. maddesine dayanan haczedilemezlik şikayeti hakkında verilen mahkeme kararları, mahcuz malın değerinin İİK’nun 363/1. maddesinde öngörülen temyiz sınırının üzerinde olması halinde temyizi kabildir. Şikayet konusu mahcuz menkullerin toplam değerinin 5.980,00 TL'yi geçtiği anlaşıldığından bu husustaki mahkeme kararının temyiz kabiliyeti vardır....
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bunun ötesinde somut olayda borçlunun şikayeti maaş, ikramiye ve diğer hak ve alacaklarının 1/4'ünden fazlasının haczedilemeyeceğine ilişkindir. Mahkemece az yukarıda açıklanan İİK.nun 83/1. madde koşullarında icra müdürü işlemi denetlenerek borçlu ve ailesinin geçinmeleri için lüzumlu miktar tespit edilerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile, kabule göre de, Dairemiz içtihatlarına aykırı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
geçimini çiftçilik yanında aldığı emekli maaşı ile sağladığının ayrıca .. iş yerinin dört ortağından biri olduğunun tespit edildiği gerekçesi ile İİK 82/4. maddesi gereğince haczedilemezlik şikayeti yerinde görülmeyerek şikayetin reddine karar verildiğinin anlaşıldığını, İİK. nun 82/1- 4. bendinde; "Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletlerinin...” haczedilemeyeceği belirtildikten sonra, aynı maddenin, 02/07/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle eklenen 3. fıkrasında; "1. fıkranın (2), (4), (7) ve (12)....