İcra Dairesince tesis edildiği, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisi, kıymet takdiri raporunu düzenleyen icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğundan ve mahkemece re'sen nazara alınması gerektiğinden şikayeti inceleme yetkisinin Erzurum İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Erzurum 1. İcra Hukuk Mahkemesince ise, İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin 2022/354 Esas sayılı icra takip dosyasından 07.03.2022 tarihinde Erzurum 3. İcra Dairesinin 2022/16 Talimat sayılı dosyasına yazılan haciz talimatı ile şikayete konu taşınmazın kıymet takdirinin yapılmasının istendiği, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin, haciz kararını veren esas İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
Somut olayda; davacı tarafından 17/05/2021 tarihli dilekçe ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itiraz için icra mahkemesine başvurulduğu, davanın görüldüğü İstanbul Anadolu 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/236 E. sayılı dosyasında, meskeniyet şikayeti yönünden tefrik kararı verilerek aynı Mahkemenin 17/05/2021 tarihli, 2021/268 E., 2021/320 K. sayılı ilamı ile meskeniyet şikayeti yönünden İstanbul İcra Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verildiği ve bunun üzerine dosyanın istinaf incelemesine konu kararı veren mahkemeye gönderildiği görülmüştür. Mahkemece, davanın ilk açılış tarihi olan 17/05/2021 tarihi dikkate alınmaksızın, yetkisizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği İstanbul Hukuk Mahkemeleri tevzi bürosu tarafından yapılan tevzi tarihi dikkate alınarak, dava tarihinin hatalı tespiti ile karar verilmiş olması isabetsizdir....
-Davacının taşınmazın aile konutu ve haline münasip olduğu itirazının incelenmesinde; İstanbul 13 İcra Müdürlüğünün 2020/21664 Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek incelenmiş, 07/08/2019 tarihli kıymet takdir raporunun 13/01/2020 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, 29/07/2020 tarihinde davacı tarafından icra müdürlüğünden taşınmazın aile konutu olduğu ve bu husunun tapuya şerh edildiği bu nedenle haczin kaldırılmasının talep edildiği ve müdürlük tarafından 29/07/2020 tarihinde İcra Mahkemesi tarafından haczin kaldırılmasına karar verilebileceğinden talebin reddine karar verildiği, İİK madde 82/12 borçlunun haline münasip evi nedeniyle haczedilemezlik şikayetinin İİK madde 16 gereğince 7 günlük hak düşürücü süre içinde yapılması gerektiği, İİK'nun 82/12. maddesinden faydalanma hakkının ise sadece icra takip borçlusuna ait olduğu, ancak takip borçlusu tarafından süresinde haczedilemezlik şikayetinde bulunmadığı, davacının takip borçlusunun eşi olduğu ve haczedilemezlik şikayetinde...
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, açılan davanın bir yıllık yasal süresinde açılmadığını, bir an için davalı aleyhine iade yükümlülüğü getirilse daha iade talebinin ancak dava tarihinden önceki bir yılla sınırlı olması gerektiğini, davacının emekli maaşının haczedilemezlik niteliğine rağmen uzunca süre herhangi bir talepte bulunmadığını, yapılan kesintilere rağmen bir haftalık süre içerisinde itiraz etmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu, davacının emekli maaşına konulan haczin emekli maaşlarının haczedilemez niteliğe bürünmesinden önceki bir tarihe denk geldiğini bu bağlamda davacının emekli maaşına konulan haczin haksız ve usulsüz olmadığını, bir an için söz konusu kesintilerin iadesine karar verilse dahi davacının kötüniyetli olması, mal kaçırma girişimleri bağlamında olması ve alacağının dosya borcuna mahsup edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Tapuda adına kayıtlı taşınmazına haciz konulan takip borçlusu, haczedilemezlik şikayetinde bulunabilme hakkına sahiptir. Borçlunun, kendisine ait müşterek veya iştirak halindeki hisseli bir mesken için de haczedilmezlik şikayetinde bulunması mümkündür. Taşınmazın arsa olarak tapuda kayıtlı olması, üzerinde konut niteliğini haiz bir yapı bulunduğu sürece borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel değildir. Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan taşınmazın tapuda arsa vasfında olup 209,00 metrekare miktarında olduğu ve 1/12 hissesine tekabül eden 17,42 metrekaresinin borçluya ait bulunduğu anlaşılmaktadır....
Somut olayda; borçlunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu, Kırıkhan İcra Hukuk Mahkemesince; ... İcra Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verildiği, davacı tarafından bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yargıtayca incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, HMK’nın 353/1-a-3 ve 362/1-c bentleri gereğince kesin nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin REDDİNE, 16/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı alacaklının takip tarihi itibariyle davalı borçlulardan asıl alacak 46.317,87 TL alacağı olduğunun tespit edildiği, borç miktarının ipotek altına alınan 50.000,00 TL'nin altında kaldığı, davalı borçluların haline münasip ev olması sebebiyle haczedilemezlik itirazının ve eşlerden birinin diğerinin rızası olmadan taşınmazda ipotek tesis edilemeyeceğine dair itirazlarının yersiz olduğu, ipotek tesisinin her iki davalı borçlu tarafından birlikte yapıldığı, tapu kaydında taşınmazın aile konutu olduğuna dair şerh bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece, bilirkişi raporu ile belirlenen haline münasip ev değeri taşınmazın değerinden yüksek olduğundan, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir....
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava haczedilemezlik şikayetinden kaynaklanan istirdat talebine ilişkin olup 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 93.maddesinde emekli maaşlarının borçlunun muvafakati olmadan haczedilemeyeceğinin düzenlendiği, düzenleme kamu düzenine ilişkin olduğundan res'sen gözetileceği, dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda yasanın yürürlüğe girmesinden önceki döneme ait 2 kalem kesinti olduğu, geri kalan tüm kesintilerin yasanın yürürlüğe girmesinden sonraki döneme ilişkin olduğu ve davacının maaş kesintisi için muvafakati bulunmadığı hususlarının tespit edildiği, rapordaki hesaplamanın dosya kapsamına uygun, denetime elverişli olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, 8.823,00 TL'nin davalı bankadan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
İİK.nun 82/12. maddesine dayalı olarak haczedilemezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine öncelikle İİK.nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde şikayetin konusu olmayacağından başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Taşınmaz üzerine haczin konulduğu tarih nazara alındığında yürürlükte bulunan, İİK'nun 106. maddesinde; alacaklının, haczolunan mal taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebileceği, 110. maddesinde ise; yasal süresi içinde malın satılması istenmez veya talep geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı düzenlenmiştir....