Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bu ihtiyacı karşılamak için üzerinde geçit hakkı tesis edilen 199 parsel sayılı taşınmazın kullanım bütünlüğü bozularak geçit hakkı tesis edilmesi ve 201 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu ve bu parselden geçit hakkı kurulduğunda geçidi tamamlamak için 199, 212 ve 282 parsel sayılı taşınmazlara yukarıda anılan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği daha az yükümlülük getireceği gözetilmeksizin, anılan gerekçe ile kurulan geçit doğru olmamıştır. Mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle teknik bilirkişinin 30.09.2007 tarihli raporunda belirlediği geçit alternatiflerinden 201, 282, 212, 199 parsel sayılı taşınmazlardan geçen ve kırmızı ile gösterilen k,l,m,n güzergahından geçit kurulmalıdır....

    Davacı, bu parselleri lehine geçit hakkı ve sulama suyu mecra hakkı tesisi için dava açmış, kesifte ise davasını yalnız 15 parsel sayılı taşınmazına geçit hakkı ve mecra hakkı tesisi şeklinde ıslah etmiştir. Mahkemece de davalıya ait 353 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı tesisine ve yine davalıya ait 10 sayılı parsel aleyhine mecra hakkı tesisine karar verilmiştir. Ancak kısa kararda ve gerekçeli kararda maddi hatta sonucu ada numarası 350 olarak yazılmıştır. Davalı ... Aynacı aleyhine geçit ve mecra hakkı tesisi istenen 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar zeminde bir bütün halinde kulanıldığından, her iki parsel bir bütün olarak değerlendirilerek, 10 no'lu parselin kuzeyinden doğudaki arka bağlantı sağlanacak şekilde mecra hakkı tesisine ve 11 no'lu parselin batısından ve güneyinden doğudaki genel yola ulaşımı sağlayacak şekilde geçit hakkı kurulmasına karar verildiği görülmüştür....

      Geçit davalarında uygulanan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi gereğince, 11.05.2011 tarihli fen bilirkişisinin rapor ve krokisine göre davacı tarafından aleyhine geçit hakkı kurulması istenen 118 sayılı parsel üzerinden, 114 sayılı parsel lehine üzerinde ağaç ve sair muhdesat bulunmayan, (A) ile ve sarı renkle gösterilen kısımdan geçit hakkı kurulmasına karar verilmesi gerekirken daha önce geçit hakkı kurulan kısmın bitişiğinde bulunan, üzerinde muhtelif yaş ve cinste ağaçlar olan, (B) ile gösterilen kısımdan ve aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmazın kullanım şekli ve bütünlüğünü de bozacak şekilde geçit hakkı tesisi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyaç veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit ihtiyacı olan kişi davasını öncelikle taşınmazların mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltmelidir....

          Ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyacı veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Somut olaya gelince; davacıya ait 135 parsel sayılı taşınmazın kadastro paftası ve bilirkişi raporları incelendiğinde genel yola bağlantısının bulunmadığı, dolayısıyla mutlak geçit ihtiyacında bulunduğu sabittir. Geçit hakkı davalarında kurulan geçidin genel yola kesintisiz ulaşması gerekir. Mahkemece davacının 135 parsel sayılı taşınmazı yararına 134 ve 292 parseller üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilmiş, geçit yeri davacıya ait olduğu iddia edilen 133 parselin sınırında bırakılmıştır....

            Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

              Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;Davacı, 313 parsel sayılı taşınmazı yararına davalıya ait 312 parsel sayılı taşınmazda fiilen yol olarak kullanılan kısımdan geçit hakkı kurulması isteğinde bulunmuştur. Davalı, geçit hakkının davacının istediği kısımdan verilmesinin mümkün olmadığını ancak başka bir kısımdan geçit hakkı verilmesini kabul ettiğini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 313 parsel yararına davalıya ait 312 parselde ... renkle gösterilen kısımdan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, yukarıda açıklanan ve geçit hakkı kurulması davalarında gözetilmesi gereken ilkelere uygun bir inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.Şöyle ki; Davacıya ait taşınmaz yararına geçit kurulabilecek tüm alternatifler değerlendirilmediği gibi, kurulan geçit 312 parsel sayılı taşınmazı ikiye bölmektedir....

                Eldeki davada; mahkemenin 1997338 E. 1999/248 K.sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile de saptanan ve yararına geçit hakkı istenilen taşınmaz sınırında bulunan 2232 ve 2233 numaralı parsellerden geçit hakkı tesisi olanağı bulunup bulunmadığı araştırılmadığı gibi, geçit hakkının taşınmazların leh ve aleyhine kurulduğu, bu nedenle tüm taşınmazların genel yol ile bağlantısının kesintisiz olarak sağlanması gerektiği hususu da gözetilmemiştir. O halde mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak 2232 ve 2233 parsellerden de geçit hakkı kurulma olanağı bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişilerden rapor alınmalı, tüm alternatifler yukarıdaki ilkelerde değerlendirilerek en uygun seçenekten geçit hakkı kurulmalıdır....

                  Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

                    Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine göre zorunluluk bulunmadıkça aleyhine geçit kurulacak taşınmazın bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerekir; Bilirkişi raporunda alternatifler gösterilmemiş, tek ve zorunlu geçit hakkı tesis edilecek yerin mahkeme tarafından geçit hakkı tesis edilen yer olduğunun yeterince ve bilimsel olarak açıklanamadığı görülmüştür. Mahkemece; taşınmazın bütünlüğü bozulmadan yola ulaşımın sağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak en uygun alternatiften geçit hakkı kurulmalı, başka yerden geçit hakkı tesis edilemeyeceğinin kesin olarak tespit edilmesi halinde şimdiki gibi geçit tesisinde zorunluluk varsa bunun nedeni kararın gerekçesinde açıklanarak geçit hakkı tesis edilmelidir....

                      UYAP Entegrasyonu