Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

    Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır....

      Mahkemece, kök rapor esas alınarak o raporda alternatiflerden en uygunu olarak belirtilen ve davalılardan ... ile ...’ın maliki olduğu 925 parsel üzerinden geçen 1 nolu alternatif aleyhine hüküm tesis edilmişse de söz konusu raporda belirtildiği üzere diğer alternatiflerde olduğu gibi 1 No'lu güzergahın bir kısmında DSİ’ye ait olan servis kanalının bulunduğu, bunun da geçit hakkı kurulması davalarında temel ilke olan kesintisizlik ilkesine aykırı olduğu anlaşılmıştır. O halde mahkemece, geçit hakkı kurulması davasında esas alınan temel ilkeler gözetilerek yeniden araştırma yapılıp sonucuna göre tespit edildiği takdirde başka güzergahlar üzerinden geçit hakkı kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir....

        Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi gereğince, yüzölçümü daha büyük olan parsellerden geçit kurulması gerekir. Somut olayda, üzerinden geçit kurulan 8067 sayılı parselin yüzölçümü oldukça küçük olup bu parselden 3 m. eninde geçit kurulması halinde genişliği daha da daralacaktır. Bilirkişi raporuna ekli krokiye göre yüzölçümünün daha büyük olması sebebiyle mahkemece bilirkişi raporunda 4 nolu seçenek olarak belirlenen dava dışı 8055 sayılı parsel üzerinden geçit kurulması daha uygundur....

          Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

            Geçit hakkı davasında tüm alternatiflerin değerlendirilmesi yapılarak en uygun yerden geçit hakkı kurulması gerekir. Somut olayda 264, 266, 268 parsellerin güneyinden geçit hakkı kurulması değerlendirilmesi yapılmamıştır. Mahkemece; 257 ve 259 parsellerin paftasında görünen durumunun araştırılması ve mahallinde yeniden keşif yapılarak yukarıda belirtilen alternatifinde göz önüne alınıp bu alternatif ile 253, 252, 251 parsellerin kuzeyi, 255 parselin kuzeyi, 256 parselin güneyi veya 257 ile 259 parsel numaralı taşınmazların tevhidi sonucu 8234 parselin oluştuğunun belirlenmesi halinde 8234 parselin güneyinden kurulacak alternatiflerin değerlendirilerek sonucuna göre en uygun geçit yeri üzerinden “fedakarlığın denkleştirilmesi” prensibine uygun olarak geçit hakkı kurulması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.09.2005 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 585 parsel lehine 576, 132 ve 1884 parsellerden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, Hazine vekili temyiz etmiştir....

                Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi gerekir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergah saptanırken, aleyhine geçit kurulan taşınmazın kullanım bütünlüğü bozulmamalıdır. Taşınmazın kullanım bütünlüğünün bozulmasının zorunlu olduğu hallerde bu husus gerekçelendirilerek geçit hakkı tesisi edilmelidir....

                  Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Somut olaya gelince, dosya içerisindeki 17.05.2012 tarihli bilirkişi raporu ve eki krokiye göre DSİ’ye ait kanal boyunca paftasında ark olarak görünen yerden geçit hakkı tesis edildiği görülmüştür. Paftasında ark olarak görünen yerden geçit hakkı tesis edilebilmesi için DSİ’den, hükme esas kroki de gönderilmek suretiyle geçit hakkı tesisine engel bir durum olup olmadığı sorulmalıdır. Bu seçenekten geçit kurulmasının uygun olmadığının belirlenmesi halinde ise diğer güzergahtan geçit kurulup kurulamayacağı araştırılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

                      UYAP Entegrasyonu