Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Somut olayda; davacı Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olup, 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile bu kanuna dayalı olarak çıkarılan Geçici Koruma Yönetmeliği hükümleri uyarınca geçici koruma altına alınmış ve kendisine geçici koruma kimlik belgesi verilmiştir....

Dava, geçici koruma kimlik belgesindeki kayıtların düzeltilmesi talebine ilişkindir....

Davacı, idare tarafından düzenlenen bu geçici kimlik belgesinde doğum tarihinin yanlış yazıldığını belirterek bu yanlışlığın düzeltilmesi için eldeki davayı açmıştır. Davacı Türk vatandaşı değildir, yine Türkiye'de nüfus sisteminde herhangi bir yanlışlığın düzeltilmesi talebinde bulunamaz. Ancak geçici koruma kimlik belgesini veren Hatay Valiliği'ne başvurarak geçici kimlik belgesindeki yanlışlıkların düzeltilmesini talep edebilecektir. Bu talebin kabul edilmemesi halinde idari yargıya başvurması mümkündür. Nitekim Bölge Adliye Mahkemeleri'nin Yerleşik İçtihatları da bu yöndedir. (İstanbul BAM 1. Hukuk Dairesi 2021/285 E. 2022/611K., Gaziantep BAM 1. Hukuk Dairesi 2022/493- 475 E.K., İstanbul BAM 2. Hukuk Dairesi 2021/204- 945 E.K. , Ankara BAM 12. Hukuk Dairesi 2020/444- 627 E.K. , Ankara BAM 16. Hukuk Dairesi 2019/598- 763 E.K....

Davacılar vekili, davacıların müşterek çocukları Suriye uyruklu davacılar tarafından, davacıların çocuğunun doğum belgesine istinaden alınan bilgileri geçici koruma kimlik belgesinde T6 olarak yazılan çocuğun kimlik bilgisinin REZKYE EBRAHIM olarak değiştirilmesini talep etmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacının Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduğu, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile bu kanuna dayalı olarak çıkarılan Yönetmeliğinin 22. maddesi uyarınca düzenlenen ve nüfus kütüğüyle ilgisi bulunmayan geçici koruma kimlik belgesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu işlem 5490 sayılı Kanun ile düzenlenen nüfus hizmeti olmayıp idari niteliktedir. Bu sebeple davacının talebi nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp, geçici koruma kimlik belgesindeki bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu yönüyle talebin Nüfus Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır....

Davacılar vekili, davacıların müşterek çocukları Suriye uyruklu davacılar tarafından, davacıların çocuğunun doğum belgesine istinaden alınan bilgileri geçici koruma kimlik belgesinde T6 olarak yazılan çocuğun kimlik bilgisinin REZKYE EBRAHIM olarak değiştirilmesini talep etmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacının Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduğu, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile bu kanuna dayalı olarak çıkarılan Yönetmeliğinin 22. maddesi uyarınca düzenlenen ve nüfus kütüğüyle ilgisi bulunmayan geçici koruma kimlik belgesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu işlem 5490 sayılı Kanun ile düzenlenen nüfus hizmeti olmayıp idari niteliktedir. Bu sebeple davacının talebi nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp, geçici koruma kimlik belgesindeki bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu yönüyle talebin Nüfus Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Geçici Koruma Kimlik Belgesindeki Kaydın Düzeltilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça iki farklı geçici koruma kimlik kartının olduğu belirtilerek hatalı olan geçici koruma kimlik kartındaki bilgilerin iptali isteminde bulunulduğu, mahkemece davanın usulden reddine yönelik kararın verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinafa taşıdığı görülmektedir. 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesinde ise; "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir." hükmü getirilmiştir....

İlk Derece Mahkemesinin Kararının Özeti: İlk Derece Mahkemesince; "..... davacının Geçici Koruma Kimlik Belgesi bulunduğu, bu belgede, baba adının Abdullah, anne adının Emine, doğum yerinin ise Halep olarak belirtildiği, Suriye Arap Cumhuriyeti Kimlik Kartının Tercüme evrakında ise davacının baba adının Mohamed, anne adının Suheyla, doğum yerinin Elbab olduğuna dair kayıt bulunduğu, T3 başvuruya verilen 22/09/2020 tarihli cevapta; "Söz konusu yabancının durumunun müdürlüğümüz tarafından değerlendirilebilmesi için ilgili evraklar ile (Suriye Kimliği, aile defteri, pasaporttan herhangi biri, İstanbul'da kayıtlı diğer aile üyelerinin geçici koruma kimlik belgelerinin suretleri, yerleşim yeri belgesi, kendi adına kira/iş sözleşmesi, fatura vb. ) birlikte sistem üzerinden randevu alarak T3 Avrupa Yakası Kumkapı Koordinasyon Bürosuna müracaat etmeleri gerekmektedir." denildiği, yazı doğrultusunda idareye herhangi bir müracaat yapılıp yapılmadığı yapıldıysa cevabına ilişkin dosyada herhangi...

Bu sebeple davacının talebi nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp, geçici koruma kimlik belgesindeki bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu yönüyle talebin Nüfus Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı Suriye vatandaşı olup, ülkede yaşanan savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınmış ve İçişleri Bakanlığı Hatay Valiliği'nce şahsa geçici koruma kimlik belgesi verilmiştir. Davacı, idare tarafından düzenlenen bu geçici kimlik belgesinde isim ve soyisminin yanlış yazıldığını belirterek bu yanlışlığın düzeltilmesi için eldeki davayı açmıştır. Davacı Türk vatandaşı değildir, yine Türkiye'de nüfus sisteminde herhangi bir yanlışlığın düzeltilmesi talebinde bulunamaz. Ancak geçici koruma kimlik belgesini veren Hatay Valiliği'ne başvurarak geçici kimlik belgesindeki yanlışlıkların düzeltilmesini talep edebilecektir. Bu talebin kabul edilmemesi halinde idari yargıya başvurması mümkündür....

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 30.03.2011 tarihli ve 2009/178 esas, 2011/347 karar sayılı mirasçılık belgesinde mirasbırakanın doğum tarihi 1869 ise de, nüfus kayıt örneğinde 1858 olduğu, ayrıca anılan mirasçılık belgesindeki kimlik numarası ile nüfus kayıt örneğindeki kimlik numarasının farklı olduğu, bu farklılıkların mirasçılık belgesine mirasbırakanın eşi olan Vesile'nin doğum tarihinin ve kimlik numarasının yazılmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesine göre infazda tereddüte yol açmayacak ve infaza elverişli olacak biçimde, davanın niteliğine göre nüfus kayıtlarına uygun şekilde ve davacıların mirasbırakanı ile tapu malikinin aynı kişi olduğunun tespitine yönelik karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının 01.11.1981 olan doğum tarihinin 10.11.1978 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece, doğum tarihinin 01.11.1978 olarak düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 01.11.1981 olan doğum tarihinin 10.11.1978 olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece doğum tarihinin 01.11.1978 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; bu tür davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur....

      UYAP Entegrasyonu