GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık müdafiinin dilekçesindeki temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere göre yapılan incelemede: 1- Sanık yakalandığında kimlik tespitinin beyanına göre yapıldığının anlaşılması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/04/2015 tarih, 2014/10-623 esas ve 2015/117 sayılı kararında da yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır, denilmiştir. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91. maddesinde geçici koruma "Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya...
Adın veya soyadının değiştirilmesi davalarında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep yahut başka sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda hasım gösterilen ... ile aralarında bir uyuşmazlık olmayıp, ... davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte, davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Bu değerlendirmelere göre, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nin 382. maddesi uyarınca bu tarihten sonra açılmış olan ad ve soyadı değişikliği davaları çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 382/II-a,2 fıkrasında “Ad ve soyadın değiştirilmesi”, çekişmesiz yargı işlerinden sayılmıştır....
işlem yapıldığının anlaşılması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/04/2015 tarih, 2014/10-623 esas ve 2015/117 sayılı kararında da yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır denilmiştir. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 91. maddesinde geçici koruma "Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir." şeklinde hüküm altına alınmış, bu kişilerin Türkiye'ye kabulü, Türkiye'de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. 6458 sayılı Kanunun 91. maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliğinin (Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 13/10/2014 No: 2014/6883 Dayandığı Kanunun...
İlk derece mahkemesince; dinlenen tanık beyanları ve toplanan deliller dikkate alındığında davacının çevresinde Mehmet olarak tanındığından bahisle ad değişikliği talebinin kabulü ile adının Mehmet olarak değiştirilmesine, soyadı değişikliğine ilişkin talebi bakımından ise talebinin değişken olması ve çevresinde talep edilen soyadı ile tanındığı kanaatine varılmadığından soyadı değişikliği talebinin reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı, kayden soyadı Uluğ'u kullanan ve akrabası olmayan kişiler bulunduğu, bu durumun kendisini rahatsız ettiği, Mehmet Uluğ adında tanımadığı ancak hakkında icra takibi yapılan kişilerin tebligatlarının kendisine geldiği ve mağduriyetine sebep olduğundan bahisle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, nüfus kaydındaki ad ve soyadın değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı tarafın adının değiştirilmesine ilişkin talebi kabul edilmiş ve istinaf kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle kesinleşmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın adli sicil belgesi dosyaya getirtilmeden hüküm kurulmuş ise de; “hapis cezasının ertelenmesi durumunda sanığın ileride suç işlemekten çekineceğine dair kanaat oluşmadığı” şeklindeki yasal ve yeterli gerekçe ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinin uygulanmadığının anlaşılması karşısında; sanığın, Uyap ortamından alınarak dosyaya eklenen adli sicil belgesinde yer alan kimlik bilgilerinin iddianamede, nüfus kayıt örneğinde, sorgusunda yapılan kimlik tespitinde ve gerekçeli kararda yer alan kimlik bilgileri ile örtüştüğü de gözetilerek, tebliğnamede yer alan bozma istemli düşünce benimsenmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tapu kaydında düzeltme istemine ilişkin davada ... 3.Sulh Hukuk ve 2.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava,tapu kaydında davacının anne ad ve soyadının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 3.Sulh Hukuk Mahkemesince; Davada, Tapu Sicil Müdürlüğünün taraf olduğu, HMK.nın 382. maddesinde gösterilen hasımsız işlerden olmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. 2.Asliye Hukuk Mahkemesince, 6100 sayılı HMK.nın 382/2-ç, 1 ve 383. maddeleri gereğince uyuşmazlığa Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, davacının tapu kaydında "..." olarak yazılan anne ad ve soyadının nüfus kaydına uygun şekilde "... " olarak düzeltilmesi isteğine ilişkindir....
Bu hüküm ve soybağının hüküm ve sonuçlarına ilişkin diğer hükümler, Türk Medeni Kanunu'nun "aile hukuku" başlığını taşıyan ikinci kitabında, "hısımlık" başlıklı ikinci kısmının "soybağının hükümleri" başlıklı ikinci ayırımında yer almaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesinde yer alan hükme göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından (üçüncü kısım hariç olmak üzere) (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün aile hukukundan doğan dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir....
Bu ve soybağının sonuçlarına ilişkin diğer hükümler, Türk Medeni Kanununun "aile hukuku" başlığını taşıyan ikinci kitabında, "hısımlık" başlıklı ikinci kısmının "soybağının hükümleri" başlıklı ikinci ayırımında yer almaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesinde yer alan hükme göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün aile hukukundan doğan dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir....
Bu ve soybağının sonuçlarına ilişkin diğer hükümler, Türk Medeni Kanunu'nun "aile hukuku" başlığını taşıyan ikinci kitabında, "hısımlık" başlıklı ikinci kısmının "soybağının hükümleri" başlıklı ikinci ayırımında yer almaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesinde yer alan hükme göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün aile hukukundan doğan dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir....
Bu ve soybağının sonuçlarına ilişkin diğer hükümler, Türk Medeni Kanunu'nun "aile hukuku" başlığını taşıyan ikinci kitabında, "hısımlık" başlıklı ikinci kısmının "soybağının hükümleri" başlıklı ikinci ayırımında yer almaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4/1. maddesinde yer alan hükme göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK mad.118-395) kaynaklanan bütün aile hukukundan doğan dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir....