Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kayıt sistemine kaydedilecekleri düzenlemeleri getirilmiş, 22. maddesinde ise; kayıt işlemleri tamamlananlara, valilikler tarafından geçici koruma kimlik belgesi düzenleneceği, geçici koruma kimlik belgesi verilenlere, 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında yabancı kimlik numarası verileceği belirtilmiştir. 6458 sayılı Kanunun 121. maddesine dayanılarak çıkartılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 17 Mart 2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir....

    “Mehmet Sait Hazırlar” olan ad ve soyadının "Mustafa Cahit Kalemdar" olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, nüfus kayıtlarında bir hata bulunmadığı, davacının ad ve soyadının Türkçe anlamının olduğu, davalının soyadının ise yetersiz, elverişsiz, karışıklığa yol açacak, kötü, iğrenç, gülünç, incitici, küçük düşürücü, alay ve utanç konusu anlamlar taşımadığı, bu nedenlerle değiştirilmesinde hukuki bir yarar olmayıp bu talebin de haklı nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Somut olayda, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar dosyada toplanan kanıtlar ve özellikle tanık anlatımları, sözü edilen Kanun maddesine göre haklı neden sayılarak davanın kabulü ile davacının ad ve soyadının talep gibi düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir."...

    hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen istinaf isteminin düzeltilerek esastan reddine dair hükümlerin incelenmesinde: 5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin hükümlerim hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/04/2015 tarih ve 2014/10-623 esas, 2015/117 sayılı kararında yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır denilmiştir. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 91. maddesinde geçici koruma "Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak...

      Somut olayımızda ise; sanığın Suriye vatandaşı olduğu ve kendi beyanına göre kimlik bilgilerinin tespit edilmiş olduğunun anlaşılması karşısında, yabancı uyruklu sanığa ait nüfus ve adli sicil kayıtlarının vatandaşı olduğu ülke ve gerektiğinde uluslararası kurum ve kuruluşlardan genelgeler doğrultusunda temin edilmesi gerektiği, sanığın resmi kimlik bilgilerinin diplomatik yazışmalarla belirlenemediği takdirde soruşturma makamınca sanığın beyanı üzerine tespit edilen kimlik bilgileri, dosya içerisindeki parmak izi ve fotoğraf kayıt formu ile sanığın temin edilen fotoğraflarının Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne gönderilerek Geçici Koruma Yönetmeliğinin 21 ve 22. maddeleri uyarınca sanığın Türkiye'ye kabul edilen yabancılardan olup olmadığının ve varsa yabancı kimlik numarası ile adres kayıt sistemindeki kayıtlarının tespit edilmesi, şayet kimliği bu şekilde belirlenmiyorsa 6458 sayılı Kanun'un 91. maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliğinin 21. ve 22. maddeleri gereğince gerekli...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Sanık ...’ın, kardeşi olan ... yerine motorlu taşıt sürücü adayları sınavına girdiği gerekçesiyle haklarında resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında; sanık ...’ın, cevap kağıdının ad, soy ad bölümü ile salon aday yoklama listesini ... olarak imzalamak şeklinde gerçekleşen eyleminde, cevap kağıdının durumun anlaşılması nedeniyle tamamlanmadığının anlaşılması karşısında, sanığın gerçek kimlik ve sınava giriş belgesinde hiçbir tahrifat yapmadan, "Salon Aday Yoklama Listesini" ... olarak imzalamış ve bu beyanın salon görevlileri tarafından onaylanmış olması halinde sanıkların eylemlerinin TCK'nin 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturacağı gözetilerek suça konu "Salon Aday Yoklama Listesi”nin getirtilerek incelenmesi, belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya arasına konulması ve eylemin sübutu halinde “Resmi belgenin düzenlenmesinde...

          Somut olayda ise; sanığın kendi beyanlarına göre Türkmenisten vatandaşı olduğunun ve kimlik bilgilerinin tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın resmi kimlik bilgilerinin diplomatik yazışmalarla belirlenmesi, belirlenemediği takdirde soruşturma makamınca sanığın beyanı üzerine tespit edilen kimlik bilgileri, dosya içerisindeki parmak izi ve fotoğraf kayıt formu ile sanığın temin edilen fotoğraflarının Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne gönderilerek Geçici Koruma Yönetmeliğinin 21 ve 22. maddeleri uyarınca sanığın Türkiye'ye kabul edilen yabancılardan olup olmadığının ve varsa yabancı kimlik numarası ile adres kayıt sistemindeki kayıtlarının tespit edilmesi, şayet kimliği bu şekilde belirlenemiyorsa 6458 sayılı Kanun'un 91'nci maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliği'nin 21. ve 22. maddeleri gereğince gerekli kayıtlarının yapılıp gecici koruma belgesi çıkarılıp gönderilmesinin istenilerek belirlenen kimliği esas alınıp hükümlüğüne karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi...

            GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık ve müdafiinin dilekçelerinde belirttikleri temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede, Sanık yakalandığında kimlik tespitinin beyanına göre yapıldığının anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/04/2015 tarih, 2014/10-623 esas ve 2015/117 sayılı kararında yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır, denilmiştir. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91. maddesinde geçici koruma "Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak...

              , gönüllü geri dönüş gibi hallerde güncelleneceği, adres kayıt sistemine kaydedilecekleri düzenlemeleri getirilmiş, 22. maddesinde ise; kayıt işlemleri tamamlananlara, valilikler tarafından geçici koruma kimlik belgesi düzenleneceği, geçici koruma kimlik belgesi verilenlere, 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında yabancı kimlik numarası verileceği belirtilmiştir. 6458 sayılı Kanun'un 121. maddesine dayanılarak çıkartılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 17 Mart 2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir....

                Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde belirtilen ve kütükte bulunması zorunlu olan kimlik bilgilerinden tapu malikinin adı ile soyadı, baba adındaki yanlışlıkların düzeltilmesi istenebilir. 6100 Sayılı HMK.'nun geçici 1. maddesinde “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, dava tarihinin 28.02.2011 olması dikkate alındığında, 6100 sayılı HMK.'nun 382/2-ç,1 ve 383. maddeleri uygulama alanı bulamayacağından, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik gerekçesi yerinde değildir. Bununla birlikte,tapuda kayıt düzeltimine ilişkin davada mahkemenin görevi, davaya konu taşınmazların toplam değeri üzerinden belirlenir. Somut olayda, dava tarihi itibariyle taşınmazlar değerlerinin toplamına göre uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir....

                  TMK'nin öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hâkimin bu konudaki takdiri ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad ve soyadın toplum değerlerini ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına ve çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunu saptanmasıyla sınırlı olacağı kuşkusuzdur. Uygulamada adın yetersizliği, elverişsizliği, karışıklığa yol açması, kötü, iğrenç, gülünç, itici, küçük düşürücü bir anlam taşıması, alay ve utanç konusu olması ya da bazı yeni durumlarla oluşan bir zorunluluk bulunması veya nüfusta yazılı adından başka bir ad ile bilinip tanınması, hatta kişinin bir ad veya soyadı için kişinin ruhsal aidiyet hissetmemesi değiştirme için bir gerekçe olarak kabul edilir....

                  UYAP Entegrasyonu