Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. uyarınca davalı İsmail Basmacı'nın mirasçılık sıfatının tespiti açısından, nüfus kaydının düzeltilmesi amacıyla soybağının düzeltilmesi istemli dava açılması için müvekkiline yetki verilmesini ve açılacak olan davanın bekletici mesele yapılmasını, gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile davalı İsmail Basmacı'nın müvekkilinin kardeşi Mehmet Hulusi Basmacı'nın çocuğu olmadığının tespitine ve buna uygun olarak baba hanesindeki nüfus kaydının silinerek, anne hanesi nüfus kaydına kaydedilerek nüfus kaydının düzeltilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine talep ve dava etmiştir....

A.... gibi tescil edildiğini bildirerek, adı geçenlerin nüfus kaydındaki anne ve baba adlarının iptali ile gerçek anne ve babası olan L.... B.... ve A... A... olarak düzeltilmesini istediğinden, davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır. İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi is;e gerçek anne ve baba üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.01.2008 tarih ve 2008/2- 36 Esas - 2008/47 Karar sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 s....

Somut olayda; küçük T6 adına iki farklı nüfus kaydının oluşturulduğunu, küçüğün anne adının davalı Şerife, baba adının davalı Mustafa olan TC Kimlik numaralı T6 adına olan kaydın iptali ile küçüğün gerçeğe uygun nüfus kaydının TC Kimlik numaralı T6 olduğunun tespitini, bu şekilde mükerrer olan TC Kimlik numaralı T6 adına olan kaydın iptaline ilişkin talepleri yargılamanın özünü oluşturmakla, öncelikle küçük T6 adına tutulan kayıtların mükerrer olup olmadığı, gerçek kayıt olup olmadığı, aynı adı taşıyan iki farklı kişinin bulunup bulunmadığı ölü olup olmadıkları araştırılarak sonucunda nüfus kayıtlarında varsa mükerrer kaydın tespit ve iptalinin çözümlenmesi gerektiği, bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır....

Somut olayda; küçük T6 adına iki farklı nüfus kaydının oluşturulduğunu, küçüğün anne adının davalı Şerife, baba adının davalı Mustafa olan TC Kimlik numaralı T6 adına olan kaydın iptali ile küçüğün gerçeğe uygun nüfus kaydının TC Kimlik numaralı T6 olduğunun tespitini, bu şekilde mükerrer olan TC Kimlik numaralı T6 adına olan kaydın iptaline ilişkin talepleri yargılamanın özünü oluşturmakla, öncelikle küçük T6 adına tutulan kayıtların mükerrer olup olmadığı, gerçek kayıt olup olmadığı, aynı adı taşıyan iki farklı kişinin bulunup bulunmadığı ölü olup olmadıkları araştırılarak sonucunda nüfus kayıtlarında varsa mükerrer kaydın tespit ve iptalinin çözümlenmesi gerektiği, bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır....

Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı Ekrem'in 05.04.1946 doğumlu olarak M.Ali ve Gülnaz'ın çocuğu olarak 18.06.1956 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Gerçek anne olduğu ileri sürülen 01.07.1923 doğumlu Hediye Okumuş'un bekar olarak 17.10.2001 tarihinde; baba olduğu ileri sürülen 1922 doğumlu M.Ali ve Nügar'dan olma Sadi Ok ise yine bekar olarak 23.02.1942 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda dava, Ekrem Ok'un, M.Ali Ok ve Gülnaz'ın çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin Hediye Okumuş, gerçek babasının da Sadi Ok olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

Dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğduğu tarihte, iddia edilen anne ve babanın evli olmamakla birlikte daha sonra evlendikleri ve iş bu davayı da baba olduğunu iddia eden davacının açtığı anlaşılmaktadır. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 11/11/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

    Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Somut olayda; davacı ... ...'in anne-baba bir kardeşi olarak nüfusa kayıtlı 01.04.1926 doğumlu ...'nın 18.05.1989 tarihinde ...ile evlendiği, nüfus kayıtlarına göre bu evlilikten...adında çocukları olduğu ve 1987 yılında da öldüğü, davacının amcası ...'in ise (1867-1923) ... ile evliliğinden 01.07.1914 doğumlu ... adında kızlarının olduğu, adı geçenin bekar olarak 01.06.1960 tarihinde öldüğü tespit edilmiştir. Davada, davacının kardeşi olarak nüfusa kayıtlı ... ve ...'dan olma 01.04.1926 doğumlu ...'nın nüfus kaydının gerçeği yansıtmadığı ve mükerrer olduğu iddiasi ile nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. İddianın kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; 1926 doğumlu ...'...

      Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18. HD 2015/1360-3281, 2015/1591-4537) Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğum tarihinde, iddia edilen genetik annenin evli bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi”davasından ibarettir....

        ın müşterek çocukları olmadığı belirtilerek gerçeğe aykırı beyana dayalı nüfus kaydının düzeltilmesi ve gerçek anne-babasının nüfusuna tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; boşandığı eşi ...'dan çocuğu olmadığı halde evlilikleri sırasında gerçeğe aykırı beyanla ...'ı kendi çocuklarıymış gibi nüfusa kaydettirtiklerini, bu çocuğun kendilerinin gerçek çocukları olmadığını ileri sürerek ...'ın, babasının nüfus kaydından silinerek gerçek anne-babası olan davalılar ..ve ...'ın nüfus hanelerine yazılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın esası incelenerek kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava; davacı ile ...'ın nüfus kaydına gerçeğe aykırı beyana dayalı yazılan çocuk ...'...

          Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, 4787 sayılı Kanunun 4'ncü maddesi kapsamı dışında olup, aile mahkemelerinin görevine girmez. Asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına giren nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Somut olayda, davacı ...'ın baba ...'nın sağlığında dünyaya geldiği, ...'nın ölümü sonrasında anne ... ile ...'nın kardeşi ...'in evlendiği ve akabinde davacının gerçeğe aykırı olarak amcasının nüfusuna kaydedildiği iddia edildiğine göre; dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun aile hukukundan doğan bir dava değil, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36’ncı maddesine dayalı nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğindedir....

            UYAP Entegrasyonu