Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 09.02.2010 günlü ve 2008/364-2010/20 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.05.2013 gün ve 2013/145138 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı tarafından açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, gerçekte var olmadığı halde nüfusa davacının kızı olarak tescil edilen ve nüfus kayıtlarında sağ olarak gözüken 01.01.1967 doğumlu ...'ın nüfus kaydının iptali talep edilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Kanun yararına temyiz isteminde eksik araştırma ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile bozma istenilmiş ise de; mahkemece ...'...

    Dava, nüfus kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı iddiasına dayalı 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106.maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği, Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasında ise, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesinin 1/c bendine göre ise tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır....

    Somut olayda davacı ve “...”ya ait nüfus kayıt örnekleri incelendiğinde şahısların farklı tarihlerde Türkiye’ye göç ettikleri ve tarafların farklı tarihlerde Türk vatandaşlığını kazandıklarını bu nedenle farklı hanelere tescil edildikleri anlaşılmıştır. Davacı babasının “...” olduğu iddiasıyla nüfus kaydının düzeltilmesi talep etmiştir.5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 49/2 maddesi uyarınca; ... olarak veya yetkili makam kararıyla değişik tarihlerde Türk vatandaşlığını kazanarak farklı hanelere tescil edilen ya da aynı aileden olduklarını iddia eden onsekiz yaşından büyük kişilerin; bu yönde yazılı başvuruları ve ibraz edecekleri belgelere ... aynı aileden olduklarını ispat etmeleri, aynı aileden olduklarını belgeleyememeleri halinde ise mahkemeden alacakları tespit kararlarına ... düzenlenecek "..."na dayanılarak kayıtları birleştirilir....

      Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “Babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “Soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18. HD 2015/1360-3281, 2015/1591-4537) Somut olaya gelince; davacı vekili müvekkilinin babası...'...

        Bu durumda eldeki dava, davalıların gerçeğe aykırı olarak muris Satılmış Cımbıt'ın nüfus hanesine onun çocuğu olarak hatalı şekilde tescil edildiği iddiasına ve bu hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1- a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından, davacı tarafından açılan eldeki davadaki talebin nüfus kayıt düzeltim davası olarak kabul edilmesi gerekir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Davaya bakma görevi genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesine aittir....

        “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Buna karşılık, nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur (TKM m.38, Nüfus Kanunu m.11). İşte bu noktalarda, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan “Kayıt Düzeltme Davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası” olarak adlandırılmaktadır (HGK 13.04.2016 gün 2014/18- 717 sayılı kararından)....

        Dayanak mahkeme kararı ile ölü kaydının diriye, diri kaydının da ölüye çevrilmesi nedeniyle şahıs mağduriyetinin doğduğu" gerekçesiyle gerçeğe aykırı olan kararın düzeltilmesi için kanun yararına temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Nüfus kaydında sağ gözüken kişinin ölü olduğunun tespiti için açılan davada, öldüğü iddia olunan kişinin tüm mirasçılarının davacı veya davalı olarak yer alması gerekir. İncelenen dosyada, ölü ...'ın mirasçılarının davaya dahil edilmediği görülmektedir. Hâkimin nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemeye ve hayatın doğal akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermesi gerekir. Mahkemece re'sen gözetilmesi gereken taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek hüküm kurulması, ayrıca mahkeme kararı ile ölü kaydının diriye, diri kaydının da ölüye çevrilmesi nedeniyle şahıs mağduriyetinin doğması, nüfus kayıtlarında çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının gerçeğe aykırı şekilde ...n hanesine yazıldığının belirtilerek nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacının gerçek anne ve babası olduğu ileri sürülen ...in nüfus aile kayıt tablolarının ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilip dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Yukarıda açıklanan hususlar dikkate alındığında soybağı davaları ile nüfus düzeltme davaları arasında davanın tarafları dava açması süresi ve ispat kuralları bakımından ciddi ayrımlar bulunduğu açıktır. Bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Dava, gerçeğe aykırı olarak nüfus kütüğünde gerçek babası yerine, davacı ...'in nüfusuna onun çocuğu olarak hatalı şekilde tescil edilen ....'...

              ın nüfus kayıtlarında babaları olarak, eşinin ise anneleri olarak nüfusa kayıt edildiğini belirterek gerçeğe aykırı tescilin iptali ve tashihine karar verilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/06/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu