Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut ve UYAP'tan temin edilen nüfus kayıtlarından, nüfus kaydının iptali ve anne ve baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğduğu tarihte, iddia edilen anne ve babanın evli olmamakla birlikte daha sonra evlendikleri ve iddia edilen genetik babanın duruşmada alınan imzalı beyanı çocuğun kendi çocuğu olduğu yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/02/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava nüfusta gerçeğe aykırı beyan üzerine oluşan ... ve ... kızı 1964 doğumlu ...'a ait nüfus kaydının iptali ile ... ve ... çocuğu olarak nüfusa tesciline ilişkindir. Dava asliye hukuk mahkemesince nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak nitelendirilip, Cumhuriyet savcısı ve Nüfus Müdürlüğü temsilcisi huzuru ile görülmüş ve kaydın iptaline karar verilmiştir. Bu nitelendirme dikkate alındığında temyiz incelemesi 18. Hukuk Dairesine aittir. Ancak anılan daire başkanlığınca da aidiyet kararı verildiğinden görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yüksek Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

      Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, 4787 sayılı Kanunun 4'ncü maddesi kapsamı dışında olup, aile mahkemelerinin görevine girmez. Asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına giren nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Somut olayda dava, davacı ...'un ...... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ... gerçek babasının da . olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemlerine ilişkindir. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; anne ile çocuk arasında soybağı doğum ile kurulacağından ve ...'...

        Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30/01/2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı) Somut olayda; davalı T3 18/02/1992 doğumlu olarak, 18/04/1994 tarihinde davacı Dursun ve dava dışı Yıldız'ın çocuğu olarak nüfusa tescil edilmişlerdir. Davada, baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. İddianın kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; T3 kayden babası görünen davacı T1 yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu yönden davanın soybağı ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan hususlar dikkate alındığında soybağı davaları ile nüfus düzeltim davaları arasında davanın tarafları dava açması süresi ve ispat kuralları bakımından ciddi ayrımlar bulunduğu açıktır....

        olarak bildiği bir Türk vatandaşı ile birlikte olup bu şahıstan hamile kaldığını, 2011 yılında hastanede bir erkek çocuk dünyaya getirdiğini, çocuğun kimliğinin çıkarılmamış olması sebebiyle hastane işlemleri yapılamadığından çocuğun nüfus kaydına babası olarak davalı ...'in, annesi olarak davalı ...'nın kaydedildiğini ileri sürerek gerçek annesinin kendisi olduğunun tespiti ile yanlış nüfus kayıtlarının buna göre düzeltilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp gerçeğe aykırı beyanla oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince... 25....

          un çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında çocuk ...'un gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan... ve ... hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi ...'ın nüfus kaydına ilişkin ilk talebi nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan ...'ın çocuk ...'un gerçek babası olduğunun tespiti talebi ise babalık davası olup aile mahkemesinin görevi kapsamındadır. Buna göre ...'un gerçeğe aykırı beyana dayalı olarak oluşturulan... ve ...'ın nüfus hanesindeki kaydının iptali ile biyolojik annesi ...'...

            Somut olaya gelince; dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, nüfus kaydının iptali ve anne ve baba adının değiştirilmesi talep edilen çocuğun doğduğu tarihte, iddia edilen anne ve babanın evli olmamakla birlikte daha sonra evlendikleri anlaşılmaktadır. Ancak, iddia edilen genetik baba, anne ile birlikte imzaladığı dava dilekçesinde kendi çocuğu olduğu yönünde bildirimde bulunmuştur. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22.06.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              ın müşterek çocukları olmadığı belirtilerek gerçeğe aykırı beyana dayalı nüfus kaydının düzeltilmesi ve gerçek anne-babasının nüfusuna tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hande vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Davacının dava dilekçesinde; ..'nin, davacı ile ...'ın kendi çocukları olmadığı halde onların çocuğuymuş gibi nüfusa tescil edildiğini ileri sürerek...'nin kaydının davacının hanesinden silinmesi ve gerçek babası olan ...'nun hanesine yazılmasını istediği, ...'...

                "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının anne ve baba adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce,davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın gerçeğe aykırı beyanla oluşan nüfus kayıtlarının iptaline ilişkin olduğu, nesebin reddine yönelik olmadığı bildirilerek görevsizlik yönünde hüküm Kurmuştur. Somut olayda, nüfus kayıtlarında davacının babası olarak gözüken Nurettin ile annesi olarak görünen gerçekte amcası ve amcasının eşi olduğu, gerçek babasının olduğu iddiasıyla nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenmiştir....

                  Dava, gerçeğe aykırı olarak nüfus kütüğünde gerçek anne ve babası yerine, başka kişilerin nüfusuna onların çocuğu olarak hatalı şekilde tescil edilen davalılar, bu hatalı kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1- a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; Davanın biyolojik baba olduğu iddia edilen davalı T9 yönünden babalık, davalılar Suzan, Hanifi ve davacı Sebil yönünden yolsuz tescil davası olduğu, babalık davasının tefriki ile Aile Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesine; yolsuz tescil davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yanlış olmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu