Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu sebeple davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır...” Nüfus kayıt düzeltim davalarının nüfus idaresi yanında verilecek karardan hukuku etkilenecek kişilerin davada taraf gösterilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarındandır. Somut olayda, davacıların talebi, baştan beri gerçeğe aykırı olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Eldeki davanın kabulü yönünde verilecek karardan kayıtlı anne davacı ile biyolojik anne olduğu belirtilen Kamile Akın'nın mirasçılarının mirasçılık hakları etkileneceğinden davada taraf olarak yer almaları gerektiği, bu kapsamda Kamile Akın mirasçılarının dosyada taraf olduğu görülmüştür....

Dava, nüfus kütüğündeki anne kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 282. maddesine göre çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulacağından çocuğu doğuran kadının anne olduğunun tespiti için açılan dava, soybağı davası değil, doğuran kadının tespitine ilişkindir. Bu nedenle davanın hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu anlaşıldığına göre; miras hakkı etkilenen davacının, gerçeğe aykırı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemekte hukuki yararının dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Buna göre, Mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddi, Doğru görülmemiştir....

    Somut olayda davacı vekili müvekkilinin, dava dışı ... ile 15.08.1990 tarihinde evlendiğini, davalı ... 03.10.1990 tarihinde, aslında İstanbul'da doğduğu halde, ... doğumlu olarak nüfus kütüğüne kaydettirildiğini, davalı ... gerçekte dava dışı ... çiftinin çocuğu olduğunu, çocukla anne arasındaki soybağının doğumla kurulduğunu, nüfus kaydının teknik ve hukukî anlamda gerçek durumu yansıtmadığını belirterek, nüfus kütüğünde ... çiftinin evladı ... ismiyle mevcut gerçeğe aykırı tescilin iptali ve tashihine karar verilmesini talep etmiştir....

      yanlış olarak kütüğe geçirildiği durumların iş bu davanın konusunu teşkil edeceğini, halihazırdaki nüfus kayıtlarının gerçeğe aykırı olup davalı Tunçay Yıldırım'ın nüfus kaydının iptali için işbu davanın ikame edilme zorunluluğunun doğduğunu, bu doğrultuda maddi gerçeğin bir an önce ortaya çıkması ve müvekkilinin yasal haklarına daha fazla halel gelmemesi açısından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak nüfus kaydındaki gerçeğe aykırı kaydın düzeltilmesini talep etmiştir....

      Davacı vekili, müvekkili ... ile eşi üzerine kendi çocukları gibi kaydedilen küçük ..., müvekkilinin kızı ...... isimli kişiyle evlilik dışı beraberliğinden dünyaya geldiğini belirterek, küçük ... müvekkili ile eşinin çocukları olmadığının tespiti ile nüfus kaydında meydana getirilen karışıklığın giderilmesi ve nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, gerçeğe aykırı olarak hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Kakül isimli kişiyle evlilik dışı beraberliğinden dünyaya geldiğini belirterek, küçük ... müvekkili ile eşinin çocukları olmadığının tespiti ile nüfus kaydında meydana getirilen karışıklığın giderilmesi ve nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, gerçeğe aykırı olarak hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Dava, 5490 sayılı yasanın 36.maddesinde öngörülen gerçeğe aykırı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, tarafların iddia ve savunmalarından nesep hukukuna yönelik bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu halde davanın görüm ve çözümü Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiğinden Edirne 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. ( HUMK.’nun 25. ve 26. ) maddeleri gereğince Edirne 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Aile Mahkemesi ise davanın nüfus kütüğündeki evlilik kaydının iptali davası olduğunu belirtip, yargılama görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Nüfusta ... ile evli gözüken ...'ın gerçekte... ile evlenmediği, ...'ün ...'un kimliğini kullanmak suretiyle ...'la evlendiği halde, nüfusta gerçeğe aykırı şekilde ...,... evlenmiş gibi kaydın oluşturulduğu ileri sürülmüş ve nüfus kaydının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesi istenmiştir. İstek bu haliyle yok hükmünde olan evlenmenin tespiti ve buna ilişkin nüfustaki evlilik kaydında gereken değişikliğin yapılmasına yöneliktir. Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince İzmir 4. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 04.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine de sahiptir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltmelerle ilgili davalarda, Mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan; Mahkemece, sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, davacı vekilinin, davacının anne kaydının düzeltilmesi istemine yönelik dava açtıklarını beyan ettiğinden bu dava araştırılarak aradaki mevcut delillerin değerlendirilmesi, iddia ile ilgili olarak ... testi yaptırılıp (annesi olduğu iddia edilen ve 01.02.1928 tarihinde ölen .... davacının annesi olup olmadığı konusunda) alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....

                Bu duruma göre, gerçeğe aykırı olarak oluşturulan 11.01.1990 tarih ... TC Kimlik No’lu nüfus kaydının iptal edilmesi gerekirken, davacının doğru ve işleyen kaydı olan ... TC Kimlik No’lu kaydın iptali şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu