Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öncelikle davacıya, davasının İİK 277 ve devamı maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasımı yoksa TBK 19.maddesinden kaynaklanan genel muvazaaya dayalı iptal davasımı olduğu açıklattırılıp, davacının beyanına göre taraf delillerin toplanıp değerlendirilmesi gerekmektedir. " yönünde kaldırma kararı verilmiştir. Davacı kurum T5 vefatı üzerine eşi ve çocuklarını mirasçı olarak davaya dahil etmiş ancak mirasçılardan T8 , T8 Aslı Ergin"in mirası red ettikleri ve mirasın reddi ile ilgili kararın dosyaya sunulduğu görülmüştür. Dairemiz görevine giren 6183 Sayılı AATUHK'nun 27, 28, 29 ve 30 maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Şayet muvazaya dayanılıyorsa burada 5 yıllık hak düşürücü süre aranmaz....

Noterliğinin 18/05/2016 tarih ve 11760 yevmiye numaralı tasarrufun TBK 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle İPTALİNE, b)Davacıya İskenderun 5....

İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile Türk Borçlar Kanunun 19. maddesinde düzenlenen muvazaa nedenine dayalı iptal davaları birbirinden farklı davalar olup, farklı hükümlere tabidir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklı lehine bir takım karineler kabul edilmiş ancak bunun yanında bu dava türü 1- 2- 5 yıllık hak düşürücü sürelere tabi tutulmuş ayrıca alacaklıya aciz belgesi sunma gibi bir takım yükümlükler yüklenmiştir. TBK.nun 19. maddesine dayanan muvaza davalarında ve nam-müstear olarak nitelenen davalarda ise alacaklı bu tür yükümlülüklere bağlı olmadan ve hak düşürücü süreye tabi olmadan davasının açabilme hakkına sahiptir. Yargıtay uygulamalarında TBK 19. maddesine dayanılarak açılan muvaza davasının kabulü halinde kıyas yoluyla İİK 283 maddesinin (alacaklıya cebri icra yetkisi verilmesi) uygulanacağı kabul edilmiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın iptali istenen tasarrufun borçtan önce yapılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de dava dilekçesinin ve dosyaya sunulan delillerin eksik değerlendirildiğini, Dava dilekçesinin konu bölümünde; davada TBK 19 ve kıyasen İİK 280. maddesi gereğince tasarrufun iptali ve gayrimenkul üzerinde cebri icra yetkisi verilmesinin talep edildiğini, Yerel Mahkemenin huzurdaki davayı yalnızca İİK 280 yönünden inceleyip TBK 19 uyarınca muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali talebini dikkate almadığını, Dava dilekçesinin "konu" bölümünde açıkça; "...BK md. 19 ve İİK md. 280 gereğince tasarrufun iptalini" talep ettiğinin yer aldığını, dilekçe içeriğinden de davalılar arasındaki işlemlerin muvazaaya dayandığının defalarca açıklandığını, TBK 19 uyarınca açılan muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı olmadığı gibi, aciz vesikası ve tasarruf tarihinin de bir önemi bulunmadığını...

sebebi ile ikame edilen davalarda devir işlemi kesin hükümsüz olduğundan tasarrufun ne zaman yapıldığının öneminin olmadığını, TBK m.19 muvazaa hukuksal nedenine bağlı açılan tasarrufun iptali davalarında, tasarruf işleminin zamanının değil, tasarruf işleminin gerçek olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, davalarının TBK m.19'a dayalı muvazaalı tasarruf işleminin iptali davası olduğunu ileri sürerek 05.10.2022 tarihli kararın kaldırılarak davaya konu taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz tesis edilmesine, kararın infazı için dava konusu İstanbul 18....

Bu durumda mahkemece, HMK'nun 31. maddesi uyarınca davacı tarafın isteğinin ne olduğu, davayı, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası mı yoksa, TBK'nun 19. maddesine dayalı iptal davası olarak mı açtıklarının açık ve net bir şekilde açıklattırılması, aynı yasanın 33. madde hükmünün gözönünde bulundurularak, davanın, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğunun kabulü halinde, aynı yasanın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal koşullarının araştırılması, TBK'nun 19. maddesine dayalı iptal ve tescil isteği ise, davacının tasarrufa konu şirket hisselerinin borçlu adına tescil isteminde bulunabileceğinin, ancak bu halde dahi, alacaklının alacağını alma amacı ile bu davayı açtığı bu nedenle, İİK'nun 283. maddesi hükmünün kıyasen uygulanarak haciz ve satış yetkisinin verilebileceğinin düşünülmesi, ondan sonra taraf delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere...

Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem TBK 19 maddesine hem de İİK 277 ve devamı maddelerine aynı anda dayanarak dava açılamayacağını, ayrıca dava ön şartı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zira borçlunun aciz halinin bulunmadığını, davacının muvazaa iddiasını ispatlar nitelikte herhangi bir somut delil sunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Davacının hem TBK 19 maddesine hem de İİK 277 ve devamı maddelerine dayanarak dava açmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır. Bu konudaki itiraz haksızdır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava genel muvazaaya dayalı (TBK.' nın 19.md) araç kaydının iptal ve tescili istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan .... Madencilik İnş. Haf. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında takip yapıldığını, takibin sonuçsuz kaldığını borçlu şirkete ait iş makinelerini düşük bedeller ile diğer davalı şirket ve şahıslara devrettiğini belirterek yapılan satışların BK’nun 19.maddesi gereğince iptali ile İİK’nun 283.maddesinin kıyasen uygulanarak haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali olduğu, 27.08.2013 tarihli haczin aciz belgesi niteliğinde olmadığı ve kesin aciz belgesi de sunulmadığından bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, muvazaaya dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 25.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        UYAP Entegrasyonu