Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, TBK'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer. Davacının genel kurallar içinde davalıya ait aracı tamir ettiğini kanıtlaması gerekir. Bundan ayrı,HMK'nun 266.maddesi gereğince; mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir....

    Muvazaaya dayanan bu gibi davalarda esasen davacının icra takibine geçmesine ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....'nun 277 vd maddelerinde iptal davalarına konu olan tasarruflar özünde geçerli olmalarına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Bu davada ise davacı, muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK'nun 277 vd maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı, davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına da engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması durumunda, iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1.maddesi benzetme yoluyla uygulanarak hüküm kurulması gerekecektir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK'nun 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ... ilişkin olduğu ve aciz belgesinin bulunması gerekliliğine dair mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline ait davalıya kasko sigortalı aracın park halinde olduğu sırada çalındığını, kasko bedelinin tahsili için gerekli prosedürün tamamlanması aşamasında aracın hasarlı olarak bulunduğunu, bu aradaki dönemde aracın göçmen naklinde kullanıldığını ve araç üzerinde ceza soruşturması nedeniyle tedbir bulunduğunu, pert hale gelen araç bedelinin de davalı tarafından üzerine tedbir olması nedeniyle ödenmediğini bildirip, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.500,00 TL kasko bedelinin aracın çalınma tarihi olan 09.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        istemine dayalı iş bu davada ceza mahkumiyet kararının bulunması yasal bir zorunluluk değildir....

          İşyerinde davalı Bakanlığa ait elemanların çalıştığının tespiti halinde yaptıkları iş gözetilerek davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya mı, asıl işveren -alt işveren ilişkisine mi dayandığı kesin olarak belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir." gerekçesi ile verdiği bozma kararının 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3'üncü maddesine göre kesin olarak verildiği, kesinlik konusunda mahkeme kararının değerlendirilmesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yetki ve görevi dahilinde olduğu anlaşılmakla, dosyanın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun Geçici Ek 2'nci maddesi uyarınca yetkili ve görevli YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 20/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İcra İflas Kanunu' nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İcra İflas Kanunu' nun 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak hüküm kurulması gerekecektir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı bankanın kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı yönünden icra takibi yaptığı davalının, diğer davalıya muvazaalı olarak verdiği bonoya dayalı olarak davalı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin muvazaa nedeni ile iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda ilk derece mahkemesince davalı 3....

            reddedildiğini, davalı sigorta şirketinin red sebeplerinin haksız olduğunu iddia ile belirsiz alacak talebi olmak üzere poliçe kapsamında müvekkiline ödenmesi gereken araç bedelinin ve sair zararlarının zarar tarihi olan---- tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle; davacının daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı tespit ve alacak davasında verilen kararda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunun kabul edildiği, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen söz konusu muvazaa kabulünün etki ettiği çalışma süresi ile eldeki davada hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas alınan çalışma süresi karşılaştırıldığında, muvazaaya ilişkin kararın, eldeki davada hüküm altına alınan alacakların ait olduğu çalışma süresini tamamen kapsadığı anlaşılmakla, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 16.04.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi...

                BK.’nun 116 ncı maddesindeki alacaklılık ve borçluluk sıfatı şeklen dava dışı sigorta ettiren şirket üzerinde toplanmış ise de; özünde bu şirket bir araç yönünden zarar gören, diğer bir araç yönünden zarar veren durumunda olup, aynı araç ve menfaat üzerinde bu sıfatlar birleşmemiştir. ZMSS Genel Şartları’nın A.3.b maddesinde, istemi teminat dışı olarak kabul edilen işleten, trafik sigortacısının işleteni olan sigorta ettiren olup, somut olayda olduğu gibi davacı kasko şirketinin selefi olan işleten değildir.Davacının selefi olan işleten, başka bir aracın ve menfaatin sahibi olup, davalı ..., başka bir aracın hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Aksinin kabulü halinde bir şirketin bir aracını kasko poliçesi ile sigorta eden kasko şirketinin, bu araca yine aynı şirketin bir başka aracının hasar vermesi durumunda, halefiyet hakkının doğmadığının kabulü gerekir ki bu husus doğru değildir....

                  KTK ve ZMMS Genel Şartları ile TBK'daki yasal düzenlemeler dikkate alındığında ZMMS'nın araç kiralama bedelini kapsamadığı, buna göre davalı karşı davacı şirketin araç kiralama bedelinin davacı karşı davalıya ait aracın ZMMS'ndan tahsili talebinin yerinde olmadığı görülmekle karşı davalı ... Sigorta'dan araç kiralama bedelinin tahsili isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı-karşı davalı ... ve davalı karşı davacı ...'nın manevi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; 6098 sayılı TBK'nun 49. maddesinde ''Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.'' Bu durumda uyuşmazlığın talep edilebilecek manevi tazminat miktarı hususunda toplandığı anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu