WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 05.04.2008 tarihli genel kurul toplantısının 11. maddesinde eksik işler için aidat alınması kararı alındığını, yaptığı ödemelerden ötürü müvekkilinin kooperatife borcunun bulunmadığını, genel kurul kararının yasaya, iyi niyet kurallarına ve anasözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, genel kurul kararının iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın bir aylık sürede açılmadığını, genel kurula katılan davacının alınan kararlara muhalefet şerhi koymadığını, genel kurulun 11. maddesi nazara alındığında menfi tespit isteminin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu kooperatifin 2000’li yıllarda maddi açıdan zor durumda olduğunudan, sahibi olduğu dubleks meskenini kooperatife verdiğini, bu evin de satılarak elde edilen bedelin alacaklı firmaya ödendiğini, 13.02.2004 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında ‘evin tamamının bedeli defaten ödendiğinden aidat ödemeden ...’a tapusunun verilmesinin’ karara bağlandığını, bu şekilde müvekkilinin aidat ödemekten geri bırakıldığını ve tapusu alınan evin üzerindeki ipoteğin 02.09.2012 tarihli genel kurul kararı ile 10.000 TL bedel ve masrafların ödenmesi ile kaldırılmasına karar verildiğini, bu kararlara rağmen davalı kooperatifin 11.08.2013 tarihli genel kurul kararı ile ‘yapılan ödemelerin sadece ipotek kaldırılması ve borcundan 10.000 TL düşülmesi şeklinde değerlendirilmesine’ karar verildiğini, bu kararın daha önceki genel kurul kararına aykırı olduğundan batıl ve yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, 11.08.2013 tarihli genel kurul kurul kararının...

      DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ : 21/09/2021 KARAR TARİHİ : 05/04/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket 29.12.1994 tarihli ticaret sicil gazetesi ile kurulmuş olduğunu, müvekkilinin de kurucu ortaklar arasında olduğunu, şirketin kuruluş ana sözleşmesinin 8....

        Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. ...)Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Davalı tarafça davacının kooperatif ortaklığından ihraç edilmesi sebebiyle iptali istenen genel kurula çağrılmadığı savunulmuş ise de ....06.2010 tarihli ihraç kararının ....04.2012 tarihinde yani iptali istenen genel kurul toplantısından sonra tebliğ edildiği, temyize cevap dilekçesinde bildirilmiş, ancak davacının dava açmadığı ve ihracın kesinleştiği ileri sürülmüştür. Davacı, ihraç kararının tebliğ edilmediğini yargılama sırasında ileri sürmüştür. Davalı tarafça ihraç kararının söz konusu genel kuruldan önce davacıya tebliğ edildiği savunulmadığından ve ispat edilemediğinden ve kooperatif ortaklarının ihraç kararının kesinleşmesine kadar hak ve yükümlülükleri 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun ......

          ATM'nin ... esas sayılı dava dosyası ile görülen dava nedeniyle genel kurul yapılamayacağı iddiasını hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 26/06/2013 tarihli genel kurulda sermaye artımı ile ilgili maddenin görüşülmesinin oy çokluğu ile reddedildiğini ve davacıların bu talebinin konusuz kaldığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, olağan genel kurul toplantısı hazırlıkları da tamamlanarak davalı şirketin 20/08/2013 tarihinde genel kurul toplantısına çağrıldığını, davacıların hissedarlar ile bir taraftan genel kurul çağırmadı derken bir taraftan da birçok dava açarak şirketin genel kurul toplantılarını yapmasını engellemeye çalıştığını, davacıların amacının şirketi çalışamaz hale getirmek olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen Ankara ... ATM'nin ......

            göre uygulanması gereken TTK'nın 418/1 maddesine aykırı şekilde genel kurul yapıldığını, genel kurul çağrısının tebliğ ve ilan edilmediğini, dava dilekçesinde genel kurul kararlarının iptalinin olmadığı takdirde yokluğunun tespitinin istenildiği, genel kurulun şirket merkezinde toplanacağı belirtilmesine rağmen bu tarihte ortakların bir kısmının şirket merkezine gitmediğini, müdürlerden ...'...

              Mahkemece, davalı şirketin genel kurul kararlarına karşı kararın alındığı tarihten itibaren üç ay içinde iptal davası açılabileceğini, dava tarihi ve 06.07.2012 tarihli sermaye arttırım talepli genel kurul kararının iptali değerlendirildiğinde, davanın süresinde açılmadığı, davacıların dava açma yetkilerinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              aykırı kılacağı yönündeki gerekçesinin hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre seçimlerine ilişkin genel kurul kararının ticaret sicilde tescil ve ilan ettirilmiş olması halinde bu kararların sonradan yokluğunun yada butlanının tespit edilmesi veya kesin hükümle iptaline karar verilmesi halinde bu yönetim kurulu tarafından yapılan çağrının geçerli ve usulüne uygun olup, dava konusu genel kurul kararı ve genel kurulda alınan kararların tamamen hukuka uygun olduğunu, dosyada bulunan her iki bilirkişi raporunda da 10/07/2015 tarihli genel kurul kararında herhangi bir hukuka aykırılığın tespit edilmediğini, kaldı ki çağrının usulüne uygun olmamasının genel kurul kararına başlı başına hukuka aykırı kılmadığı gibi genel kurul kararının yok yada iptal edilebilir olmasına da yol açmadığını, çağrının usulüne uygun olmamasının sadece iptal davası açma hakkı tanıdığını, bizatihi bir iptal sebebi teşkil etmediğini, genel kurul kararının yasa, ana sözleşme ve objektif...

              Başakşehir olduğunu, davalı firma ile aynı adreste iştigal etmekte olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişin hakları ve diğer ticari davaları açma hakkı saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, 08.10.2020 tarihli genel kurul kararının konusunun tasfiye olması nedeniyle ve tasfiyenin tamamlanması halinde telafisi imkansız zararlar doğacağından, özel hukuk tüzel kişisi olan davalı firmanın tasfiyesinin tamamlanması halinde kamu düzenine aykırılık oluşacağından, davalı firmanın korunmasını da sağlamak için genel kurul kararının icrasının tedbiren durdurulmasına ve tedbir kararının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne bildirilmesine, 08.10.2020 tarihli davalı firma genel kurul kararının yokluğuna karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı firmadan alınarak müvekkili davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir....

                Ticaret siciline tescil ettirilmeyen hiçbir genel kurul kararı geçerlilik kazanamaz. İptali istenen 31.10.2022 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararla sermaye artırımının geçerli olması, TTK’nın 456. maddesi gereği genel kurul yahut yönetim kurulu kararının verildiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde tescil edilmesine bağlıdır. Bu sürede tescilin gerçekleştirilmemesi halinde genel kurul veya yönetim kurulu kararı ve alınmışsa izin, geçersiz hâle gelecektir. Toplanan tüm deliller karşısında, davalı şirketin 31.10.2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. Maddesi ile şirket sermayesinin arttırılmasına ilişkin alınan kararın iptali istenmiş ise de, dava konusu genel kurul kararının TTK 456. Maddesi gereğince süresi içinde tescil edilmediği, 31.10.2022 tarihli genel kurulda alınan kararların geçersiz hale geldiği ve bu nedenle davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu