olup davacının sokağa çıkma yasaklamalarından muaf olduğunu, çağrının usulsüz olması genel kurul kararının iptali için yeterli olmadığını, davacının genel kurul kararlarını iptal talebi hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, açıklanan nedenlerle kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İstinaf Sebepleri Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 3 aylık hak düşürücü dava açma süresinin genel kurul kararının tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı yönündeki tespitin yerinde olmadığnı, genel kurul kararlarının tebliğinin zorunlu olmadığını, bu nedenle 3 aylık sürenin genel kurul toplantı tarihinden itibaren işlemeye başlayacağını, bilirkişi heyetince tespit edilen aidat borçlarının asıl borç olduğunu, işlemiş olan faiz miktarlarının hesaba dahil edilmediğini, aidat borçlarının temerrüde düşülmeden zamanında ödenmesi gereken borç miktarları olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından genel kurul kararlarınca alınmış faiz oranlarına göre faiz hesabı yapılıp aidat ana borcuna ilave edilerek bu şekilde karşılaştırma yapılması gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....
Ticaret Sicil Müdürlüğünden şirketin sicil özeti celp edilmiş, aynı zamanda Genel Kurul kararına ilişkin belgeler de istenmiştir, ancak yazı cevabında öyle bir genel kurulun tescil ve ilan edilmediği anlaşılmıştır. Karar vermeden önce genel kurul kararının ve hazirun cetvelini dosyaya alınması gerekir, davacı tarafça sunulmuş bir Genel Kurul Kararı yoktur, sadece toplantıya çağrı kağıdı ibraz edilmiştir. Davalı şirket Sürücü Kursu alanında iştigal ettiğinden ... Bakanlığına müzekkere yazılarak kurucu temsilci atamasına ilişkin tüm Genel Kurul Kararları istenmiş, davalı şirkete de ihtarlı bir tebligat çıkartılarak ortaklar kurulu karar defterinin bir sureti sunulması istenmiştir. Yapılan araştırmada her ne kadar çağrı yapılmış ise de, genel kurul toplantısının yapılmadığı alınan bir karar olmadığı anlaşılmıştır....
, bu sebeple ilgili 20.07.2020 tarihli genel kurul kararı yokluk veya butlan yaptırımına tabi olmadığı, iptal talebi için ise üç aylık hak düşürücü süre içerinde açılmadığı için incelenme konusu yapılmadığı,13.08.2020 tarihli genel kurul kararının incelenmesinde, davacı genel kurulun çağrısız genel kurul olduğunu, kendisi olmadan genel kurulun toplandığını bu sebeple yokluk yaptırımına tabi olduğunu, genel kurulda alınan pay devirlerinin hukuka uygun olmadığını pay devir sözleşmelerinin usule aykırı olduğunu ve ... vekili olarak ...'...
Sayılı ilamında;"...Dava, limited şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece genel kurul toplantısındaki usule aykırı toplanma nedeniyle iptal kararı verilmiş ise de davacıların iddia ettikleri çağrı usulsüzlüğü, genel kurul kararının iptalini gerektirmeyip, yalnız çağrı usulsüzlüğü nedeniyle toplantıya katılmayan ortağın muhalefet şerhi olmadan süresinde iptal davası açma hakkı verir ve genel kurul kararlarının iptali sebeplerinin ispatı gerekir. Bu nedenle mahkemenin genel kurul kararının iptali gerekçesi yerinde değildir...." şeklinde, Yargıtay . Hukuk Dairesinin .../01/2020 tarih ve ... Es. ... Kar....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.11.2008 tarihli yönetim kurulu toplantısı ile 30.11.2008 tarihinde Genel Kurul toplantısı yapılması kararı alındığını, yönetim kurulu toplantısında alınan kararların Kooperatifler Kanunu'nun 16,23,26,45,46, Borçlar Kanununun 27 ve 12, Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14 ve 28 sayılı emredici düzenlemelerine aykırılık teşkil ettiğini, 30.11.2008 tarihli Genel Kurul ve Genel Kurul toplantısının 4 numaralı kararının mutlak butlanla batıl olduğunu ileri sürerek 30.11.2008 tarihli Genel Kurul ve Genel Kurul toplantısının 4 numaralı kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı kooperatifin Kocaeli 1....
Dava, davacının peşin bedelli ortaklık iddiasına dayalı, 26.05.2013 tarihli genel kurul kararının 4. maddesinin kendi yönünden iptali istemine ilişkindir. 22.06.2009 tarihli genel kurul kararının 7. maddesinde A,B,D Bloklarında bulunan dairelerin asgari 60.000 TL'den aşağı olmayacak şekilde satılması yönünde, yönetim kuruluna yetki verildiği ve 25.04.2010 tarihinde de davalı tarafa 35.000 TL bedelle B Blok 14 nolu bağımsız bölümün satıldığı ve bu şekli ile üyeliğe kabul edildiği anlaşıldığından davacının peşin ödemeli üye olduğu sabittir. Bu durumda, daha sonra alınmış olan genel kurul kararında peşin bedelli üye olan davacının kazanılmış hakkını ihlal eder şekilde karar alınması usul ve yasaya uygun olmadığı, böyle bir karar alınmış olsa dahi davacı yönünden yok hükmünde olduğu dikkate alınmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Dava konusu genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin ibraları ayrı ayrı oylanmış ve diğer yönetim kurulu üyeleri ibra edilmesine rağmen davacılar ibra edilmemiştir. Davacıların, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava edebilmeleri mümkün değildir. Zira yönetim kurulu üyeleri sorumlu olmadıkları iddiasına dayanmaktadırlar ve bu husus genel kurul kararlarının iptali davasında değil, kooperatifin açacağı sorumluluk davası veya bu yola uzun bir zaman zarfında gidilmediği takdirde daha sonra ibra edilmeyenlerin açacağı hükmen ibra davasında karara bağlanmalıdır. Somut olayda ise, 10.03.2012 tarihinde talebe konu karar alınmış, eldeki dava ise 04.04.2012 tarihinde alınmıştır....
Davalı vekili, genel kurul kararının iptal ya da butlana konu edilebilmesi için gerçekleşmiş bir genel kurul toplantısı ve alınan bir genel kurul kararı olması gerektiğini, geçersizliğinin tespiti talep edilen 16.05.2014 tarihli genel kurulun 10/a maddesi ile ilgili görüşme yapılmış ise de herhangi bir karar alınmadığını, ayrıca maddenin görüşülmesi sırasında da davacıların herhangi bir taleplerinin olmadığını, 07.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunun 2 nolu kararının konusunun iç kaynaklardan sermaye arttırımı olduğunu, sermaye arttırımının yatırımlar ve büyümenin getirdiği bir zorunluluk olduğunu, tüm sermaye şirketlerinin temel hedeflerinin büyümek ve kar etmek olduğunu, davacı şirketin piyasa şartlarında rekabet etme zorunluluğu olduğunu, kullandığı işletme kredileri nedeniyle kar dağıtımının mümkün olmadığını, şirketin zaman içinde yatırımlar nedeniyle karlılığı ve duran varlıkları artsa bile kısa vadede nakit sıkıntısının olduğunu, peynir sektöründe faaliyet gösteren şirketin...
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının iptali istenen genel kurulun yapıldığı sırada kooperatifin üyesi olduğu, ancak genel kurul toplantı tutanağında kendisinin imzasının bulunmadığı, dinlenen tanık beyanlarına göre de davacının genel kurulda hazır olduğu beyan edildiğinden yasa uyarınca genel kurula alınmama nedenine ilişkin herhangi bir kayıt tutulmayan davacının oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 24.06.2011 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı temsilcileri temyiz etmiştir. Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re'sen incelemekle görevlidir. Hukuki yararın sadece dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece ve hükmün kesinleşmesine kadar devamı da gereklidir....