Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, davalı şirketin 24.08.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan 4, 5, 6, 8, 9 ve 10 numaralı kararların butlanının tespiti ve/veya iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6102 sayılı Kanun'un 409 uncu maddesi. 3....
Genel kurul davacının itirazı olmasa da esasen itirazı incelemeye görevli olduğuna ve görevli olduğu konuda ihraç kararını gündeme alıp, ihracı karara bağladığına göre, mahkemece artık itirazın yapılmadığına bakılmaksızın ve dosya içerisinde bu genel kurul kararının davacıya tebliğine dair belge ve davalının tebliğe ilişkin bir savunmasının da bulunmaması ve anılan genel kurul kararının iptali için ayrı bir dava açıldığının taraflarca iddia ve ispat edilmediği de gözetilerek, davanın genel kurulda alınan ihraç onama kararının iptali davası olarak nitelendirilerek esasa girilip, bu yöndeki deliller toplanıp söz konusu genel kurul kararının butlanının veya iptalinin gerekip gerekmediği değerlendirilerek ve gerekirse bu yönde kooperatif uzmanından bilirkişi raporu da alınarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davanın yönetim kurulu kararının iptali davası olarak nitelendirilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. Nitekim Yargıtay 23....
Esas sayılı dosyası ile şirket aleyhine dava açıldığını, davacının ve eşinin amaçlarının huzursuzluk çıkarmak ve haksız kazanç elde etmek olduğunu, genel kurul kararının butlanı davası mutlak ticari dava olduğundan işbu davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle davada öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının talebine konu genel kurul kararının bulunmadığını, sonuç itibariyle böyle bir kararın olmadığını, müvekkili şirketin 2012 yılı genel kurul kararlarından başlamak üzere bugüne kadar yaptığı tüm genel kurul kararlarını dilekçeleri ekinde sunduklarını, ilgili kayıtlar incelendiğinde müvekkili şirketin 17/06/2015 tarihli bir genel kurul kararının bulunmadığının görüleceğini, genel kurul kararının iptali davasında davalı müvekkili ...' ın tarafı sıfatı bulunmadığından dolayı husumet yokluğundan red karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte 17/06/2015 tarihli bir genel kurul kararının olduğu kabul edilse bile davacının...
Ayrıca, davalı şirketin 03.05.2004 tarihli sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iptali için davacı tarafından ... . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/321 esas sayılı dosyasında açılan davada, mahkemece, 03.05.2004 tarihli genel kurul kararlarının toplantı nisabı sağlanmadan alındığı gerekçesiyle genel kurul kararlarının butlanının tespitine karar verilmiş ve sermaye artırımı kararının butlanını da içeren bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Dosya kapsamında bulunan son bilirkişi raporunda ise, dava konusu genel kurul kararının alındığı 21.03.2005 tarihi itibariyle davalı şirketin hamiline yazılı hisse senetlerinin basılı olduğu ve davacının hamiline yazılı hisse senetlerine sahip olduğu belirtilmiştir. Dava konusu genel kurul ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı ...’nın 360/3. maddesi gereğince hamiline yazılı hisse senedi sahipleri, hamile yazılı hisse senetlerini toplantı gününden bir hafta önce şirkete tevdie mecburdurlar....
Hukuk Dairesi kararında usulüne uygun olsun olmasın bir çağrı üzerine toplanan genel kurul kararlarına karşı dava açılabileceği ve çağrının usulsüz olduğunun ileri sürülebileceği açıklanmıştır. O halde genel kurul toplanmasına sebep teşkil eden yönetim kurulu kararının iptalinde-yokluğunun tespitinde hiç bir hukuki yarar yoktur. Yok hükmünde olduğunun tespiti istenen yönetim kurulu kararı tek başına hiçbir ortağın hakkını ihlal eder mahiyette değildir. Ancak genel kurul bir şekilde toplanırsa bu kararlara karşı dava açılabilir. Nitekim genel kurul toplantısına karşı dava açılmıştır. Özetle mahkememizin kararı T.T.K. 391'inci maddesinde yazılı şartların gerçekleşmediği ve bu davayı açmakta hukuki yarar bulunmadığına dayalıdır. Temyiz mahkemesinin dava şartını hiç incelemeden, yani bozulan mahkeme kararının gerekçe ve sebeplerine hiç temas etmeden doğrudan esasa girmesi, esasa ilişkin bir sebebi bozma konusu yapması doğru değildir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/546 Esas KARAR NO : 2023/443 DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ : 24/08/2023 KARAR TARİHİ : 11/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ......
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili, mahkemece 22/06/2023 tarihli tensip zaptına aykırı işlem tesis edilerek ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacının huzurdaki davayı açmakta haksız olduğu gibi davaya konu genel kurul toplantısına katılma yetkisi bulunmadığını, genel kurul tarihinde halihazırda murisin temsil edilecek payı bulunmadığını, pay geçişine yönelik alınan yönetim kurulu kararı TTK hükümlerine göre alındığını, TTK md. 391'de yönetim kurulu kararlarının butlanının tespiti davası düzenlendiğini, HMK md. 389'da yer alan şartların sağlanmadığını, davacının tedbir taleplerinin reddi gerektiğini, esas yönünden hatalı olan mahkeme kararının, usul yönünden de hatalı olduğunu, mahkemece, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü almak için verdiği süreyi beklemeksizin hukuka aykırı olarak tedbir kararı verildiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak istinaf başvurusunun kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 19.02.2021 NUMARASI: 2020/681 Esas DAVA: Genel kurul kararlarının butlanı- iptali- ihtiyati tedbir Taraflar arasındaki TTK'nın 445-447 vd. maddeleri uyarınca 13.11.2020 tarihli şirket genel kurul kararlarının butlanının tespiti ve iptali istemli açılan dava içinde istenilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkette hakim hissedar, yönetim kurulu başkanı ve genel müdür olan ...'...
Dava, anonim şirketin olağan ve olağanüstü genel kurul kararları ile ıskata yönelik yönetim kurulu kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile iptali talebine ilişkindir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 27.12.2023 tarihinde yapmış olduğu genel kurul toplantısı yasalara, yerleşik Yargıtay uygulamalarına, TTK'nın 422. maddesine, dürüstlük ve iyi niyet kurallarına, TTK'nın konuyla ilgili tüm düzenlemelerine uygun olduğunu, davacıların aksi yöndeki beyan ve iddialarının yasal dayanağı olmadığını, dava konusu genel kurulda alınan kararların TTK'da öngörülen nisaplara uygun olarak alındığını, müvekkili şirket müdürü .... tarafından alınan karar sonrası 27.12.2023 tarihinde şirket için olağanüstü ortaklar kurulu genel kurul toplantısı gerçekleştirildiğini, toplantıda davacılar .... vekili .... ve diğer hissedarların tamamının bulunduğunu, davacılar işbu genel kurul kararlarına ise imzalarını attıklarını, davacıların genel kurul toplantısında karara yazdırdıkları ihtirazi kayıtlar dışında ne toplantıda ne de toplantı sonrasındaki süreçte alınan kararlara başka hiçbir ihtirazi kayıtları olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi...