Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili; müvekkili banka ile dava dışı Abdülmecit Özel arasında genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, kredi limitinin 40.000,00 TL olduğunu, davalının bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığını, aynı zamanda aynı miktarda düzenlenen bonoda da imzasının bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesince, ihtilafın Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, davanın dayanağının mülkiyet hakkı olduğu, buna göre değerlendirme yapılması gerektiği, ... tarihli celsede de davacı vekilinin dava konusu taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olması nedeniyle davalıların haksız işgalci konumunda olduklarını beyan ettikleri, bu beyandan da anlaşılacağı üzere davanın dayanağının mülkiyet hakkı olup Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan bir dava olmadığı,. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....

      Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ile dava dışı şirket arasında kredi ilişkisi kurulduğu, davalıların sözkonusu kredi sözleşmesi ve ek sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, sözkonusu sözleşmeye istinaden dava dışı şirkete üç ayrı taksitli ticari kredi, cari hesap kredisi ve ticari kredili mevduat kredisi kullandırıldığı, davacı bankanın taksitli ticari krediden dolayı asıl alacak ve faizi olmak üzere toplam 49.451,90 TL, cari hesap kredisinden dolayı asıl alacak ve faizi olmak üzere toplam 20.938,90 TL, KMH kredisinden dolayı asıl alacak ve faizi olmak üzere toplam 4.984,00 TL alacaklı olduğu, 1.000,00 TL'lik gayrinakit alacağına ilişkin davacı tarafça hangi hesap üzerinden çek yaprağı teslim ettiği çeklerin karşılıksız çıkmasından dolayı yapılan ödemenin akıbeti ile ilgili belge sunulmadığı gerekçesiyle, nakit alacak talebinin kısmen kabulü ile kısmen reddine, gayrinakit alacak talebinin reddine...

        Davacı ile davalı arasında 25/10/2016 tarihli 10.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı dosya içeriğiyle sabittir. Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme ile alınan bilirkişi raporunda takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacaklı olduğu miktar tespit edilmiştir. Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi ve taşıt rehin sözleşmesi imzalandığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından kredi hesabının kat edildiği, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır....

          Davacı ile davalı arasında 25/10/2016 tarihli 10.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı dosya içeriğiyle sabittir. Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme ile alınan bilirkişi raporunda takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacaklı olduğu miktar tespit edilmiştir. Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi ve taşıt rehin sözleşmesi imzalandığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından kredi hesabının kat edildiği, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır....

          Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi ve cari hesap kredi sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacının takip tarihi itibari ile alacağı bulunup bulunmadığı ve miktarı hususundadır. Davacı banka ile davalı şirket arasında 03/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi, 120.000,00 TL limitli cari hesap kredi sözleşmesi, 10/01/2017 tarihli 500.000,00 TL limitli cari hesap kredi sözleşmesi akdedilmiş, diğer davalı .... 03/04/2015 tarihli kefalet sözleşmesi ile 120.000,00 TL limitle, 10/01/2017 tarihinde 500.000,00 TL limitle müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, davalılara 06/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, süresi içinde ödeme yapılmaması üzerine icra takibine geçildiği, davalıların takibe vaki itirazının iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....

            Davalı ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilen 30/09/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının kanunun aradığı şekil koşullarına uygun nitelikte müteselsil kefaleti bulunmakta ise de, 29/09/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefaleti bulunmamaktadır. Açıklanan bu durum karşısında davacı ancak kefaletinin bulunduğu 30/09/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir borcun bulunması halinde müteselsil kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olacak, dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen davalı banka alacağı davacının kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıyor ise davacı kefilin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Bir başka anlatımla, davacının bankayla akdedilen genel kredi sözleşmelerinden birinde yer alan kefaleti, kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan da kefil sıfatıyla sorumlu olması sonucunu doğurmayacaktır....

              Davalı ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilen 30/09/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının kanunun aradığı şekil koşullarına uygun nitelikte müteselsil kefaleti bulunmakta ise de, 29/09/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefaleti bulunmamaktadır. Açıklanan bu durum karşısında davacı ancak kefaletinin bulunduğu 30/09/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir borcun bulunması halinde müteselsil kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olacak, dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen davalı banka alacağı davacının kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıyor ise davacı kefilin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Bir başka anlatımla, davacının bankayla akdedilen genel kredi sözleşmelerinden birinde yer alan kefaleti, kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan da kefil sıfatıyla sorumlu olması sonucunu doğurmayacaktır....

              Davalılar hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilen alacak miktarının genel kredi sözleşmesinden ve ticari kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı banka kayıtlarına dayalı likit, yani belirlenebilir bir alacak olduğu kanaati ile, İİK'nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen toplam 396.383,32- TL'nın takdiren %20'si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine dair, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2020/228564 (Kayseri Kapatılan 1....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 08.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu