Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; aleyhine başlatılan takipte yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiğini, borçlunun ikamet adresinin İstanbul Büyükçekmece ve tebligatın yapıldığı adresin de Büyükçekmece olduğundan yetkiye itirazla; icra dosyanın görevli Büyükçekmece İcra Müdürlüğüne gönderilmesine dair yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. II....

    İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. Somut olayda; davacı borca itirazda bulunmuş olup, dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir itirazda bulunmamış, ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiasını ilk olarak istinaf aşamasında ileri sürmüştür....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebligatın iptali ile gecikmiş itirazın kabulüne ilişkindir. İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğü 2018/30705 Esas sayılı icra takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve dava dışı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 13/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı - borçlunun vekili aracılığıyla 24/12/2018 tarihinde icra müdürlüğüne gecikmiş itiraz dilekçesi sunularak yetki itirazının yanında borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği görülmektedir. İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir....

    Takibin şekli itibariyle icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılan borca ve yetkiye itiraz sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile davacının borca ve yetkiye itirazının reddine karar verilmiştir ...'' şeklindeki gerekçe ile davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen sebeplerle müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, mahkeme değerlendirmesinin Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmeliğe aykırı olduğunu, ilk derece mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. Uyuşmazlık; usulsüz tebligat şikayeti ve borca ve yetkiye itirazlarının süresinde kabul edilerek takibin durdurulması istemine ilişkindir....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; açılan dava gecikmiş itiraza dair olup, davacının covid olduğu nedenle hastanede olduğu dönemde yapamadığı itirazı dile getirdiği, davacı her ne kadar covid olduğunu ve hastanede kaldığını iddia etmiş ise de, hastaneden çıkış tarihinin 18.06.2021 olduğunun hastane kayıtlarından anlaşıldığı, gecikmiş itiraza konu tebligatın hastaneden çıkış tarihi sonrası 06.07.2021 tarihinde yapıldığı ve davanın da 09.08.2021 tarihinde açıldığı nazara alındığında gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığı, borçlu tebliğ tarihi itibariyle hangi mazeret nedeniyle itiraz edemediğini ispat edemediği gibi maninin hangi tarihte kalktığı ve 3 günlük sürede davanın açıldığını da ispat edemediğinden gecikmiş itirazın reddine dair kararın doğru olduğu, gecikmiş itirazın şartları oluşmadığından itirazla birlikte yapılan borca itirazın değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

      Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davalı vekilinin, gerek yetkisizlikle gelen icra müdürlüğünde gerekse yetkisizlik üzerine gelen somut dava konusu icra müdürlüğünde borca itiraz ettiğini, fakat imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmediğini, bu nedenle borca itiraz dilekçesinde imzaya açıkça itiraz etmeyen borçlunun, itirazın kaldırılması davasında artık imzaya itiraz edemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, takip dayanağı belgenin kesin borç ikrarını içeren bir belge olması bir yana, Yargıtay içtihatları gereği de İİK'nun 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge olarak kabul edilmesi gerektiğini, 09.01.2020 tarihli taraflar arasındaki borç mutabakat belgesindeki ilk cümlede davalının, kayıtsız şartsız 110.131,00 TL borcu bulunduğuna ilişkin kabulü ve imzası bulunduğunu, anılan belgenin 2. cümlesinde ise bu borcun davalı tarafından 13.01.2020 tarihinde müşteri evraklarıyla ödeneceğinin, yani ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını,...

      Davalıların ödeme emrine karşı sundukları itiraz dilekçesinin içeriğinden itirazın sadece icra dairesinin yetkisine yönelik olduğu, borçluların takip konusu borca dair itirazlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrini alan borçlu icra dairesinin yetkisine, takip konusu borca ve takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edebilir. İtiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve imzaya itirazını açıkça belirtmesi gerekir. Borçlu sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise görevli mahkeme icra mahkemesidir. (Yargıtay 19. HD. 29.03.2012 T. 13640/5218; 21.02.2011 T. 8115/2209, ) Somut olayda borçlular 15/10/2019 tarihli itiraz dilekçesinde , takip yapılan Bursa 13. İcra Müdürlüğü'nün yetkisiz olduğunu, Bandırma Nöbetçi İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek bu sebeple yetkiye itiraz ettikllerini bildirmişlerdir....

        İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "... davacı dava dilekçesinde ve cevaba cevap olarak nitelendirdiği 30/05/2022 tarihli beyan dilekçesinin netice-i talep kısmında ısrarla usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduklarını, öğrenme tarihinin 24/04/2022 tarihi olarak düzeltilmesini, tedbiren takibin durdurulmasını talep ettiğinden dilekçelerin bazı kısımlarında borca ve imzaya itiraz ibareleri geçmesine rağmen HMK 31. md uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında netice-i taleplerini açıklatmak için süre verilmemiştir. Çünkü iki dilekçenin de sonuç kısmında borca ve imzaya itiraz nedeniyle takibin İİK 169 ve 170. maddeler uyarınca durdurulması talep edilmemiştir. İİK 168. maddesi gereğince kambiyo takibine karşı yapılacak itiraz ve şikayetler 5 günlük süreye tabi olup 5 günlük süre içinde İcra Mahkemesinde davanın açılması dava şartıdır. Borçlunun icra mahkemesi yerine icra dairesine yaptığı itiraz fuzuli olup hukuki sonuç doğurmaz....

        İcra Müdürlüğü'nün 2018/12322 esas sayılı takip dosyasına ilişkin olarak ödeme emrine, takibe, imzaya, yetkiye, borca itiraz ve şikayet istemine ilişkindir. Mahkemece, ilk olarak verilen red kararının Dairemizce kaldırılması sonrasında ilk derece mahkemesince, Dairemizin kararı doğrultusunda davacının talepleri değerlendirilmiş ise de; dava dilekçesinde talep konusu edilmeyen 75.000,00- TL lik çekle ile ilgili hüküm kurulmuştur. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde; "...Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir...." düzenlemesine yer verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu hakkında çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, borçlu vekili, takibe konu çekteki imzanın vekil eden şirket yetkilisinin imzasının olmadığını, bu nedenle imzaya ve borca itiraz ettiğini, 17/05/2016 havale tarihli ek beyanını içerir dilekçesinde de yetkiye ilişkin itirazda bulunduğu, müvekkilinin adresinin Şırnak ili ... ilçesi olduğunu, tebligatın da bu adrese yapıldığını, bu nedenle yetkiye itirazlarının kabulü ile ......

          UYAP Entegrasyonu