İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/03/2021 NUMARASI : 2020/442 ESAS 2021/135 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/240048 Esas sayılı takip dosyasından adına örnek 7 ödeme emri ile ilamsız takip yapıldığını, kendisinin koa hastası olduğunu, bu nedenle pandemi olması sebebiyle zamanında itiraz edemediğini, daha sonra kendisinin borca itiraz ettiğini, ancak icra müdürlüğünün mahkemeye müracaat etmesi gerektiğini bildirdiğini, bu nedenle gecikmiş itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına ve takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; Davacının gecikmiş itirazının süre aşımı nedeniyle reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Öte yandan, bir an için, başvurunun gecikmiş itiraz olarak kabul edilmesi halinde ise, İİK'nun 65. maddesinin uygulanması gerekip, bu maddenin 2. fıkrası uyarınca borçlunun engelin ortadan kalkmasından itibaren üç gün içerisinde icra mahkemesine başvurması zorunlu olup, icra müdürlüğüne yapılan gecikmiş itiraz sonuç doğurmaz. Borçlu tarafından 12.09.2014 tarihinde icra müdürlüğüne verilen dilekçe ile itiraz edildiğine göre, bu tarihte engelin kalktığının kabulü gerekir. Buna göre 22.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru da, İİK'nun 65/2. maddesinde öngörülen yasal üç günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. Somut olayda; borçlu ...'e yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı, ancak Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin "tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunlu olduğundan ve şikayete konu 26.04.2016 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakında bu kaydın bulunmadığı anlaşıldığından tebliğ işlemi usulsüzdür....
İcra Müdürlüğü’nün 06/11/2020 tarihli kararı ile kesinleştiğini, davacı, 26/11/2020 tarihinde, İİK. m. 65 uyarınca, gecikmiş itiraz iddiası ile huzurdaki davayı ikame ettiğini, gecikmiş itiraz koşulları oluşmamış olduğundan, huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, iik. m. 65 kapsamındaki gecikmiş itiraz dahi süresinde yapılmadığını, ödeme emri usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, yasal süresi içerisinde itiraz edilmeyen takip kesinleştiğini, haksız davanın ve soyut ve mesnetsiz iddialara dayalı gecikmiş itirazın reddine, davacının takibe, borca ve fer’ilerine itirazlarının yasal süresi içerisinde yapılmadığının tespitine ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraza ilişkindir. Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2021/1826 E. sayılı dosyasının incelendiğinde; alacaklı Kim Ltd. şirketi tarafından borçlu Atak Ege... A.Ş aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya örnek 7 ödeme emrinin 12/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça 01.11.2021 tarihinde gecikmiş itiraz davasının açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı-borçlu, icra dosyasından yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, Ortaca İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/176 Esas sayılı dosyasından usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğunu, bu dava dosyasındaki talep ve hakları saklı kalmak üzere, gecikmiş itiraz istemiyle söz konusu davayı açtığını belirtmiştir. İİK'nın 65. maddesinde, “borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir” hükmü yer almaktadır....
tutarında bir mal ve hizmet satın almadığı, sadece elden nakit olarak 3.000,00-TL. tutarında para aldığı ve borcun da ödendiğini belirterek, borca itirazda bulunduğu, mahkemece; başvurunun gecikmiş itiraz olarak nitelendirildiği ve davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 65. maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur. İtiraz üzerine, icra mahkemesi ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre takibin talikini tensip edebilir. İcra mahkemesi tetkikatını evrak üzerinde yapar....
Gecikmiş itiraz başlığını taşıyan İİK.nun 65.maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" düzenlenmesine yer verilmiştir. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, borçlunun bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi ve mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Maddeden de anlaşılacağı üzere, gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır....
Gecikmiş itiraz talebinin reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış olup" denildiğini, tebligat tarihinde tebliği alacak şahsın şehir dışında bulunması ve bu nedenle tebligattan haberdar olabilecek imkanı olmaması halinin İİK 65 anlamında gecikmiş itiraz nedenlerinden olduğunu ,davacı borçlunun evli olmadığını, tebligat yapılan adreste onunla birlikte yaşayan başkaca kimse bulunmadığı gibi kendisine tebligatı haber verebilecek biri de bulunmadığını, borçlunun tebligatın yapıldığı sırada seyahatte olması halinin gecikmiş itiraz nedeni olarak kabulü gerekeceğine yönelik Yargıtay nezdinde kararlar mevcut olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/11201 Esas ve 2014/11202 Esas sayılı takip dosyalarında yapılan ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihlerinin düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece talep gecikmiş itiraz olarak nitelendirilerek itirazın sürede yapıldığının kabülüne ve takip dosyalarında bu doğrultuda işlem yapılmasına karar verilmiştir. İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur....
, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin kesinleştiği dikkate alınarak gecikmiş itiraz yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, borçlu kötü niyetli ve kasıtlı olarak yerleşim yeri adresine tebligat yapıldığını iddia etmiş olup adres değişikliğini nüfus müdürlüğüne bildirme yükümlülüğünün borçluya ait olduğundan gecikmiş itiraz sebebi olarak değerlendirilemeyeceğini, borçlunun hastalığı nedeni ile süresi içinde borca itiraz edilmediği iddia edilmediğinden 01.04.2021 tarihli dilekçe ekinde ibraz edilen tedavi evrakları değerlendirilmediğini, mahkemece gecikmiş itiraza ilişkin olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeni ile davacının istinaf başvurusunun esastan kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak, gecikmiş itirazın esastan reddine karar verilmiştir....