Her ne kadar şikayet dilekçesinde gecikmiş itirazdan da söz edilmekte ise de; İİK’nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazın kabulü öncelikle usulüne uygun tebligat yapılmış olmasını gerektirir. 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK'nun 76. maddesi) uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanması gerekli kanun hükmünü de saptayıp, çekişmeyi gidermek hakime ait olduğundan ve özellikle borçlu vekilinin 10.01.2013 tarihli beyanından başvurunun, usulsüz tebliğ şikayeti olarak kabulü gerekir. Mahkeme kararında bu nitelemenin yanında gecikmiş itirazın kabulü şeklinde de hüküm kurulmuş ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir." hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK'nun 62. maddesi gereğince; borçlunun her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı borçlu hakkında yapılan ilamsız takipte icra müdürlüğüne İİK.62....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "..İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Maddeden de anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Tebligatın davacının nüfusa kayıtlı olan adresi "Kaletepe Mah. 965. SK. No:103- 2 İç Kapı No:10 Kırıkkale" adresine ödeme emri gönderildiği, tevziat saatlerinde adresinde bulunamadığından mahalle muhtarına tebligatın bırakıldığı ve komşusu Uğur Altuntaş'a haber verildiği görülmüştür....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/358 Esas sayılı dosyasında müvekkili adına çıkarılan ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunun tespitine, TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 09/09/2020 tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına, diğer taleplerin icra müdürlüğünce değerlendirilmesine karar verildiğini, bu karar sonrasında gecikmiş itirazlarının değerlendirilmesi yönünde icra müdürlüğüne talepte bulunmalarına rağmen, 22/01/2021 tarihinde talebin reddine karar verildiğini, İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/358 Esas sayılı dosyasına sunulan itiraz dilekçesinin 30/11/2020 tarihli talebine ekli olarak sunulduğunu belirterek, müdürlüğün şikayete konu 22/01/2020 tarihli kararının kaldırılmasına, gecikmiş itiraz dilekçesinin mahkeme kararının hüküm kısmının 2 nolu bendinde belirtildiği şekilde icra müdürlüğü tarafından değerlendirilerek takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, borçlu gecikmiş itiraz istemiyle icra mahkemesine başvurmuş ise de gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için usulüne uygun tebligat gerektiğinden hukuki tavsif hakime ait olup başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir. (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12- 258 esas 1991/344 karar sayılı kararı). Zira davacı borçlunun iddiası tebliğ tarihi itibarı ile adresten geçici olarak ayrılmadığına yöneliktir....
İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 Sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için aynı Kanun'un 10/2. maddesi gereğince muhatabın bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinin gerçekleşmesi gerekir....
Davacı borçluya ödeme emri 28/05/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı borçlu ise 08/06/2020 tarihinde iş bu davayı açmış olup, borca itiraz davası şekli olarak süresinde değildir. Ancak davacı aynı dilekçede gecikmiş itirazda da bulunduğundan mahkemece öncelikle gecikmiş itirazın değerlendirilmesi, gecikmiş itirazın kabulüne kanaat getirilmesi halinde, davacının borca itirazının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gecikmiş itiraz başvurusu ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davacının borca itirazının değerlendirilmesi isabetsizdir....
İTİRAZ Borçlu icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; İran vatandaşı olduğunu ve yurtdışında yaşadığını, 08.12.2020 tarihinde taşınmaz satış işlemleri için Türkiye'ye geldiği sırada hakkında yapılan takipten haberdar olduğunu, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin mernis adresine Türkiye'de bulunmadığı bir tarihte yapılması ve haber kağıdı yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, takibin hiç bir dayanağı bulunmadığını, borca ve fer'ilere itirazı bulunduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasını talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; borçlunun yurt dışında olmasının İİK'nın 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz nedenlerinden olmadığını, borçlunun mernis adresine yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu, yurt dışında bulunduğu sırada tebligat yapılması halinde dahi kendisine vekil tayin ederek hukuki süreçleri takip etmesinin mümkün olduğunu ileri sürerek gecikmiş itiraz talebinin reddini istemiştir. III....
içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır....
Mahkemece, davalının davacı hakkında başlattığı icra takibine yaptığı gecikmiş itirazın icra hukuk mahkemesinde kabul edilmesi nedeniyle itiraz üzerine duran bir takibin kalmadığı bu nedenle bu davada hukuki menfaatin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosyanın incelenmesinden davalının faturaya bağlı olarak ilamsız takip yaptığı, davacının gecikmiş itirazda bulunduğu, icra mahkemesinin itirazın reddine karar verdiği, kararın 12.Hukuk Dairesince 1.7.2011 tarihli kararla bozularak davacının ödeme emrini tebliğ tarihinin talebi gibi 19.5.2010 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, icra mahkemesinin de bozmaya uyduğu kararın 2.12.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece icra dosyasının süresinde kabul edilen itiraz üzerine durmuş olduğundan önce itiraz ve sonraki safhalardaki sürecin tüketilmesi gerektiği,bu davada hukuki menfaati kalmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir....