Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde açılmadığını, söz konusu takibe yasal süresinde herhangi bir itiraz olmaması üzerine kesinleştiğini, borçlunun ikamet adresi olarak gözüken adresten 8 ay önce taşındığını, icra takibinde yapılan tebligatların usulüne uygun olduğunu, yapılan gecikmiş itirazın kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacının gecikmiş itirazının kabulü ile İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/9813 Esas sayılı icra dosyasında davacı borçlu yönünden icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir....

İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. Somut olayda, davacı - borçlunun tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu belirtmesi, dilekçesinde gecikmiş itirazdan söz etmesi sonuca etkili değildir....

ederek takibin durdurulması neticesinde dava açma zorunluluğu doğduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ederek takibin durdurulmasına neden olduğunu, davalının -------sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

    (Hukuk Genel Kurulu'nun 18.04.2001 tarih 2001/6-386 esas 2001/389 karar sayılı kararı) Bu durumda uyuşmazlığın İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32.maddesine göre çözümlenmesi gerekir (HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 E. 1991/344K.) 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 32.maddesinde, "Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur", hükmüne yer verilmiştir. Borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarih olarak bildirdiği 11.10.2004 tarihinden sonra 13.10.2004 tarihinde Mahkemeye yaptığı başvurusu yasal 7 günlük sürededir. Borçlu vekilinin Mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HUMK' nun 76. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı yasanın 32.maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....

      Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Davalı taraf icra takibine itirazında davacı alacaklı kurumun EPDK Kurul Kararları ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine aykırı hareket ederek hesaplamalar yaptığını iddia ettiğinden bu iddialarını ispatla yükümlüdür. Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında Elektrik Mühendisi... tarafından düzenlenen bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır. Davaya konu ... Mah. ... Cad. No:.. Küçükçekmece/İstanbul adresine ait ...no.lu hizmet numarasına ilişkin ve davalı adına düzenlenen 01.03.2021 son ödeme tarihli 440.362,44 TL tutarındaki faturanın düzenlenme nedeni incelendiğinde; Davalı şirket görevlilerince 09.02.2021 tarihinde “...Mah. ...Cad. No:.....

        Yapılan bu açıklamalara ve dosya kapsamına göre; davanın usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz olduğu, hukuki tasnifin hakime ait olduğu, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere şikayetçi tarafça ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinin iddia olunduğu, İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen "gecikmiş itirazda" ise şikayet edene öncelikle usulüne uygun bir tebligat yapılması zorunluluğunun bulunduğu, dolayısıyla mahkemesince asıl dava dosyasında; davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03.08.2022 olarak düzeltilmesine, takibin şekline göre her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekli olduğundan takibin durdurulması talebinin ise reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de borca itiraz (gecikmiş itiraz) hakkında hüküm kurulmasının isabetli olmadığı anlaşılmıştır....

        Her ne kadar davacı takipten 21.08.2019 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, UYAP'ta kayıtlı icra dosyasındaki evrak işlem kütükleri incelendiğinde, davacı vekilinin 08.01.2019 tarihinde borca itiraz dilekçesini ve vekaletnamesini sunduğu, aynı gün icra müdürlüğünce davacının borca itirazının süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, bu durumda davacının iddiasının aksine takipten en geç 08.01.2019 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerektiği ve usulsüz tebliğ şikayetinin İİK'nın 16.maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren başlayan 7 günlük süre geçtikten sonra 22.08.2019 tarihinde ileri sürüldüğü anlaşıldığından, Mahkemece şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetlidir. Şikayetin süresinde ileri sürülmediği açık olduğundan, Mahkemece tebliğ tarihinde davacının yurt dışında olup olmadığının araştırılmasına da gerek yoktur....

        İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir." hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K.)....

        İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. Somut olayda; borçlu ...'e yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı, ancak Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunlu olduğundan ve şikayete konu 25.12.2015 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakında bu kaydın bulunmadığı anlaşıldığından tebliğ işlemi usulsüz olup, başvuru bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2021 NUMARASI : 2021/203 ESAS, 2021/286 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle icra takibinin dururulmasına karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....

          UYAP Entegrasyonu