GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından Mudanya İcra müdürlüğünün 2020/374 esas numarası dosya ile aleyhine yapılan icra takibi sonucunda 10/10/2020 tarihinde Osmanlı Ekmek Fırın Güzelyalı/Mudanya yerinde yapılan haciz sonucunda iş yerinde bulunan tüm makine ve malların yediemine teslim edildiğini henüz yeni öğrenmiş olduğunu, haciz yapıldığında eşinin abisinin ölmüş olması nedeniyle şehir dışında olduğunu ve 20/10/2020 tarihinde geri dönüş yaptıklarını, haczin yapılacağına dair herhangi bir tebligatın dahi tarafına yapılmamış olduğunu, haciz yapıldığı esnada orada bulunan kişinin çalışanı olmadığını, bu nedenle tarafına usulüne uygun ne bir tebligat yapılmış olup ne de haciz esnasında orada bulunulduğunu, İİK 65. maddesinin gecikmiş itirazı düzenlemekte olduğunu, cenaze nedeniyle hacizden henüz haberlerinin olması sebebiyle gecikmiş itiraz hakkını kullanarak yapılmış olan haczin iptalini talep ve dava etmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurarak, ödeme emrine ilişkin gecikmiş itiraz, borca itiraz ve haczedilmezlik şikayetinde bulunarak haczin kaldırılmasını talep ettiği , mahkemece gecikmiş itiraza yönelik talebinin süreden reddine , haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verildiği , kararın borçlu yanca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nin 17.09.2020 tarihli ek kararıyla temyiz dilekçesinin iki haftalık temyiz süresinden sonra verildiği...
Dava dilekçesinde belirtildiği üzere İİK'nın 65.maddesi kapsamında gecikmiş itiraz yönünden yapılan incelemede de, borçlunun itirazına engel bir durum bulunmadığı gibi engelin kalktığı günden itibaren 3 gün içerisinde yapılan bir itiraz olmadığı anlaşıldığından gecikmiş itirazın da uygulanma alanı bulunmadığı görüldüğünden takibin kesinleşmesi sebebiyle borçlunun mal varlığına haciz konulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Borçluların bu husustaki başvurusu şikayet niteliğinde olup İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebilir. Mirasın reddi ilâmı ile hakkındaki takip işlemlerinin iptalini isteyen şahsın başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilmeyeceğinden ve İİK’nun 16/2 maddesi gereği süreyle sınırlandırılamayacağından, ilamlı icra takibinde mirasçıların mirasın reddi nedeniyle takibin iptali talebi süresiz şikayet olarak değerlendirilmelidir ( Yargıtay 12. HD'nin 22.11.2022 tarihli, 2022/5299 E, 2022/12102 K. Sayılı içtihadı). Bu sebeple, ilk derece mahkemesince süresiz şikayete tabi olması sebebiyle davanın kabulü ile mirasın reddi yönünde hüküm tesisi yerindedir....
itirazlarının kabulü ile borca ve yetkiye itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
Tebligatın usulüne uygun yapıldığı anlaşılmakla gecikmiş itiraz yönünden yapılan incelemede; İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Borçlu tarafça mazeret bildirilmediği, İİK'nun 65. maddesinde belirtilen şekilde yazılı ve somut deliller sunmadığı anlaşılmaktadır. Takip yapan alacaklının ehliyetsiz olduğu hususu, yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. İcra müdürü ve icra mahkemesi bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden (re'sen) gözetmelidir....
İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, somut olayda ödeme emrinin borçlunun adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği ve yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda tebliğ tarihinde ve halen yurtdışında olması nedeniyle takibe itiraz edemediğini ileri sürdüğüne göre başvurunun bu hali ile İİK'nun 65. maddesi kapsamında gecikmiş itiraz olduğu, İİK.nun 65/2. maddesi uyarınca yapılan itirazın borçlunun yurtdışından döndüğü 18/03/2019 tarihinden itibaren 3 gün içerisinde bildirmesi gerektiği, itirazın 02/04/2019 tarihinde yapıldığı için süresinde olmadığı, davacı borçluya Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, gecikmiş itiraz olarak kabul edilse de süresinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği, yapılan haczin hukuka aykırı olmadığı belirtilerek, şikayetin reddine karar verilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra takip dosyasındaki tebligatın usulsüzlüğü açık iken, ilk derece mahkemesinin sadece gecikmiş itiraz hususunda değerlendirme yaptığını, geçikmiş itirazın usulsüz tebliğden kaynaklı olduğuna dikkat etmediğini gecikmiş itiraz hususunu da hatalı olarak değerlendirerek, usul ve yasala aykırı olarak davalarının reddedildiğini, tebliğ tarihi olan 24.06.2020 tarihinde müvekkilinin yurt dışında olup, 10.07.2020 tarihinde kısa bir süre için yurda giriş yaptığını, Tebligat Kanununa aykırı tebliğ sebebi ile müvekkilinin dava konusu tebliğden hiçbir şekilde haberdar olamadığını, müvekkilinin itiraz süresi bakımından hiçbir kusuru olmaksızın, öğrenme tarihinden itibaren de usulsüz tebliğ ile gecikmiş itirazda bulunulduğunu, tebligat görevlisi tarafından, müvekkilinin adresine yapılan tebligat ile ilgili, tebliğ adresi kapısına bildirim yapıştırılmadan, tebligat üzerine komşu oladuğu iddiası ile yazılan kişinin hangi dairede oturduğu, komşu olup olmadığı...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2021 NUMARASI : 2021/1582 ESAS - 2021/1751 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı (alacaklı) tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 10....