Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
Geçit davalarında uygulanacak kesintisizlik ilkesi gereğince lehine geçit hakkı kurulan taşınmazdan itibaren genel yola ulaşıncaya kadar geçit hakkı kurulması gerekir. Davacının maliki olduğu 897 parsel sayılı taşınmaz yararına 896 parsel sayılı taşınmaz üzerinden (C) ile işaretli yerden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş ise de; dosya içerisindeki bilirkişi raporuna göre kurulan geçidin daha önce 895 ve 896 parsel sayılı taşınmazlar lehine kurulan geçitlere bağlanması ile yetinilmiş, genel yola ulaşım sağlayacak şekilde geçit kurulmadığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesine uygun şekilde davacıya ait 897 parsel sayılı taşınmazdan kadastral yola kesintisiz ulaşmayı sağlayacak şekilde 896, 895 ve 1171 parsel sayılı taşınmazlardan geçit kurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Somut olayda, davacının maliki bulunduğu 109 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu sabittir. Geçit ihtiyacı olan ve geçit ile yükümlendirilen taşınmazlar tapuda tarla niteliğiyle kayıtlıdır. Mahkemece, 109 parsel sayılı taşınmaz yararına, 41 ile 42 parsel sayılı taşınmazlardan 4,91 ve 6,77 metre genişliğinde geçit hakkı kurulmuştur. Özünü komşuluk hukukundan alan geçit hakkı kurulurken taraf yararlarının da gözetilmesi gerekir....
Davacılara ait 123 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yararına geçit hakkı kurulmuş ise de; kesintisizlik ilkesi gereği akdi irtifakın kurulacağı parsellerin de bu belirlemelerde yer alması gerekirken; dava dilekçesinde lehine geçit istenilen 123 ada 10 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesis edilmemiştir. Davacı tarafa makul süre verilerek davacıya ait parseller arasında akdi geçit hakkı kurulması sağlandıktan sonra geçit hakkı ile ilgili hüküm kurulması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı davalarında amaç; genel yola çıkışı bulunmayan parselin sürekli yararlanabilmesi için en uygun ve en kısa yolun tespit edilerek, buradan geçit bağlantısı kurmaktır. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir....
Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyacı veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nispi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi gerekir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır....
Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Somut uyuşmazlıkta; geçit hakkı kurulurken, yukarıda değinilen, aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmazın kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmaması ilkesine aykırı hareket edilmiştir. Zira; dosya arasındaki hükme esas alınan rapor ve ekindeki krokiden, üzerinden geçit hakkı kurulan 474 parsel sayılı taşınmazın bölünmek suretiyle kullanım bütünlüğünün ve şeklinin bozulduğu sabittir. Bu durumda mahkemece; gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılarak, komşu taşınmazlardan, yükümlü taşınmazların kullanım bütünlüğü bozulmadan geçit hakkı kurulmasının mümkün olup olmadığı konusunda bilirkişilerden rapor alınmalı, tüm alternatifler değerlendirilerek en uygun seçenekten geçit kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
dar A harfi ile işaretli alanın ise geniş bir alana sahip olduğu, bilirkişiler tarafından geçit hakkı tesisi için en uygun alternatifin A harfi ile işaretli 1.alternatif olarak belirlendiği, ancak geçit hakkının amacının yola sınırı olmayan taşınmaz maliklerinin yola ulaşımını sağlamak olduğu, lehine geçit hakkı istenilen taşınmazın tarım amacıyla kullanılmadığı, dolayısıyla tarım amaçlı araç geçişi sağlanacak genişlikte geçit hakkı kurulmasına gerek bulunmadığı, ayrıca taşınmazın yola yakınlığı nazara alındığında lehine geçit hakkı talep edilen taşınmaz maliklerinin özel araçları ile geçişleri için de geçit hakkı tesisine gerek bulunmadığı, aksinin kabulünde aleyhine geçit hakkı istenilen taşınmazın araç park alanı olarak kullanımı amacıyla geçit hakkı tesis edilmiş olacağı, bu hususunun da davalıların menfaatine büyük oranda aykırı olacağı, bununla birlikte geçit hakkının da amacını aşacağı, yalnızca yaya yolunun yeterli olacağı kanaatine varılmakla bilirkişi raporunda geçit hakkı için...
Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine göre zorunluluk bulunmadıkça aleyhine geçit kurulacak taşınmazın bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerekir; Bilirkişi raporunda alternatifler gösterilmiş ise de gösterilen yerlerden geçit hakkı kurulmasının imkansız olduğunun, tek ve zorunlu geçit hakkı tesis edilecek yerin mahkeme tarafından geçit hakkı tesis edilen yer olduğunun yeterince ve bilimsel olarak açıklanamadığı görülmüştür. Mahkemece; Taşınmazın bütünlüğü bozulmadan yola ulaşımın sağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak en uygun alternatiften geçit hakkı kurulmalı, başka yerden geçit hakkı tesis edilemeyeceğinin kesin olarak tespit edilmesi halinde şimdiki gibi geçit tesisinde zorunluluk varsa bunun nedeni kararın gerekçesinde açıklanarak geçit hakkı tesis edilmelidir....