Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Oysa, zorunlu geçit hakkının genel yola kadar kesintisiz olarak kurulması şarttır. Hukuken genel yol sayılmayan bir yola bağlantı kurulması yasanın amacına uygun düşmez. Kurulacak geçit, daha önce bir başka parsel lehine geçit hakkı tesis edilen yerden ana yola ulaşıyorsa bu parseller de geçit güzergahına dahil edilerek ana yola kesintisiz olarak bağlantı sağlanmalıdır. Ancak bu şekilde kurulan geçit ile daha önce üzerinden geçit hakkı tesis edilen taşınmazlara ek külfet yükleneceğinden ve bu taşınmazların maliklerine daha önce geçit bedeli ödendiğinden getirilen ek külfet nedeniyle bu davada da mahkemece takdir edilecek uygun bir miktarda geçit bedelinin ödenmesine karar verilmelidir. Mahkemece tüm bu hususlar gözardı edilerek geçit hakkının kesintisiz olarak kurulmaması ve ek külfet karşılığı ödenmesi gereken bedelin de önceki geçit hakkı lehtarına ödenmesine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir....

    Anılan bilirkişi raporunda 1. seçenek olarak gösterilen 3 parsel sayılı taşınmazın batı sınırından geçit kurulması durumunda araçların zorlanacağı bu nedenle geçite uygun olmadığı belirtilmiştir. Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Dolayısıyla, yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Bunun yanında, geçit ihtiyacının nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece 3 parsel sayılı taşınmazı iki parçaya bölecek biçimde geçit kurulması taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi uygun değildir....

      Dairemizin 21.01.2008 gün 2007/15912 Esas, 2008/89 Karar sayılı kararıyla yerel mahkeme kararı bozulmuş, bozma gerekçesinde özetle "davalılar vekilinin 26.04.2007 tarihli oturumda müvekkillerine ait 1931 parselin kuzeyinden yeşille ... 315 m2'lik bölümünden geçit hakkı kurulmasına muvafakatlarının olduğunu, bu durumda geçit bedeli de istemeyeceklerini beyan etmesi hususu karşısında bu kısımdan geçit hakkı kurulması gerektiği" hususuna temas edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı tarafından, davalılar-karşı davacılar aleyhine 11.02.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması, davalılar-karşı davacılar vekili tarafından davacı-karşı davalı aleyhine 15.07.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 25.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar-karşı davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747. maddesi uyarınca geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir....

          Bu durumda 489 ve 490 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit kurulması fedakarlığın denkleştirilmesi prensibine uygun değildir. Davacıya ait 493 parsel sayılı taşınmaz yararına, 492 ve 493 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit kurulup kurulmayacağı araştırılmalıdır. Mahkemece açıklanan bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından karar bozulmalıdır. Kabule göre de geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulması gerekirken davacı yararına gecit hakkı tesisi de doğru olmamıştır. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 18.05.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı mülkiyet hakkını sınırlandıran bir irtifak hakkı olduğundan, geçit hakkı kurulurken davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara göre belirlenmeli ve fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi gözden kaçırılmamalıdır. Geçit güzergâhının davalıya ait 990 parsel sayılı taşınmazdan geçmesi davacının menfaatine daha uygun ise de, fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesine aykırıdır....

              Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecek ise, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Somut olayda, davacının maliki bulunduğu 374 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu sabittir. Geçit ihtiyacında bulunan taşınmaz tarla(arsa), geçit ile yükümlendirilen taşınmazlar ise arsa niteliğiyle tapuda kayıtlıdır. Mahkemece, geçit ihtiyacı içinde bulunan taşınmazın, 1280 ve 1282 parsel sayılı taşınmazlardan geçit kurulması ile arsa niteliği kazanacağı gerekçesiyle 4 metre genişlikte geçit hakkı kurulmuştur. Özünü komşuluk hukukundan alan geçit hakkı kurulurken taraf yararlarının da gözetilmesi gerekir....

                Açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya dönüldüğünde; Davacının lehine geçit hakkı kurulması isteğinde bulunduğu 686 parsel numaralı taşınmazın geçit gereksiniminin bulunduğu açıktır.Mahkemece, dosyaya sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda 686 parsel numaralı taşınmaz yararına 702 parselden geçit hakkı kurulmasına ve daha önce 684 parsel yararına 702, 703, 704, 705 ve 708 parsellerden kurulan geçit hakkından davacının da yararlanmasının tespitine karar verilmiştir.Ancak öncelikle, geçit hakkı taşınmazların leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmaz maliklerinin tamamının usulünce davada yer almaları gerekir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.03.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ... açısından davanın kabulüne, diğer davalı aleyhine açılan davanın reddine dair verilen 20.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı, 2746 ve 2748 parsel sayılı taşınmazlar yararına, 2743 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiş ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporundaki alternatif güzergahlar dikkate alınarak 2740 ve 2741 parsel sayılı taşınmaz malikleri de davaya dahil edilmiştir....

                    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalar, ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

                      UYAP Entegrasyonu